"Senden nefret ediyorum, Hera Zeyat."
------
Biri benden nefret ediyor, duyamayalı ne uzun zaman olmuştu oysa...
2010 Tayland (yazar anlatımı)
Adam küçük kızın kollarından tuttu, ellerindeki kan kızın kollarıyla buluştu.
"Bana bak lânet velet" dedi küçük kıza avazı çıktığı kadar bağırırken "bana bak, Hera!"
Küçük kız korkudan tir tir titriyordu, babasının yüzüne bakamıyor, onuda öldürmesinden korkuyordu. Adam kızı savururcasına koltuğa fırlattı ve odada dolaşmaya başladı.
"Polislere ya da buraya gelen orospu çocuklarına annenden bahsetmeyeceksin!"
Kız hıçkırıklarında boğulacak derecede ağlıyordu.
"Anladın mı?!" Kız hemen başını salladı, adam ise kendisi için hazırladığı çantayı omuzuna attı.
"Para kazandığım bedeni döve döve öldürdüm" diye fısıldadı dişlerini sıkarken "para kazandığım bedeni..."
Küçük kız babasını duymazdan gelmeye çalıştı, dediklerinin bir çoğunu anlayamayacak yaştaydı.
Koyunları düşündü, kuzuları. Her şeyi unutmak istedi, silmek istedi temiz zihninden... Zihnine kan bulaşmıştı, koyunlara kuzulara yer yoktu artık.
Birden babası yüzünü sertçe kendine çevirdi.
"Seni terk ediyorum" dedi gözlerindeki kirli hislerle
"Annenin cansız bedeni yan odada, gidip doya doya sarılırsın, belki kucaklar seni."
Güldü ve o güvenilmez gözleri ile küçük kızına bakmaya devam etti.
"Polis amcalara babadan bahsetmek yok, yoksa baba seni de öldürür, anladın mı?"
Cılız bedeni hıçkırırken boğazını düğümledi.
Babası onu terk ediyordu, öldürdüğü annesi ile aynı evde bırakıyordu. Kendisi kaçmayı planlarken, bir çocuğun annesinin ruhunuda yanında götürüyor, onu kimsesiz bırakıyordu.
"Ve biliyor musun..?" dedi kirli nefesini ay tenli küçük kızın suratına verirken.
"Senden hep nefret ettim."
küçük kızın alt dudağı titremeye başladı.
"Sen asla diğer çocuklar gibi olamadın, yazık"
Küçük kız ellerini yumruk yaptı ve gözlerine bastırarak seslice ağlamaya başladı.
"İşte, annen gibi ağlaz bir sürtük olman nefretimi tetikledi, her zaman."
Babası küçük kızın saçlarına dudaklarını bastırdı.
"Baba seni sevmiyor, umarım bu çöplükte annende sende çürürsün."
Kapıya adımladı ve evden çıkmadan önce arkasını dönüp küçük kızına baktı.
"Adios..."
Günümüz (Hera Zeyat)
Balın'ın yüzüne bakmaya devam ettim, babamı hatırlattı.
Balın ona tepkisizce bakmama sinir olmuş olacak ki birden kolumdan yakaladı, babam gibi.
"Drama perilerin gelmedi mi hâlâ? Hadi, hıçkıra hıçkıra ağlasana."
Başta beni yaralayan sözleri şimdi dokunmuyordu, çünkü o babam kadar olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RANDEVUEVİ | Texting
RomanceUYARI: Kitap +18 bu yüzden yaş sınırı altında kalan kişilerin ve rahatsız olacakların okumaması rica edilir. ------------------ "Neden utanıyormuş gibi davranıyorsun? Seks işçisi olan bir kaltak değil misin, Hera?" Dişlerimi sıktım ve ellerimi yumru...