38. BÖLÜM - AĞLAZ KEDİ

14.9K 516 70
                                    

Kısık sesle kurduğu cümle yutkunmama neden oldu, önce Akif ve Demir'e baktım. İkiside baktığımı görünce ellerine telefonlarını aldılar.

"Onları gönderip..." Akif ve Demir'e baktı, tekrar bana döndü.

"Bir şeyler içmek ister misin?"

- YENİ BÖLÜM -

Dudaklarında beliren şeytani sırıtış, onu reddetmeyeceğimi bildiğinin özgüveniydi. Başımı salladım, sanki bu anı bekleyormuş gibi önce beni kucağından indirdi hemen ardından kendi kalktı ve birkaç kez alkış tutar gibi ellerini birbirine çarptı.

"Hadi beyler, dağılıyoruz."

Demir bazı şeyleri çakmış gibi derin bir nefes aldı, Akif ise anlamamış gibi yapmaya devam etti.

"Hayırda bırak bir gün dinlensin." dedi Demir, Keskin bu cümleye ithafen omuz silkti ve cevap vermemeyi tercih etti.

Ben salonda beklerken Keskin çoktan evden göndermek için iki adamla beraber salondan ayrıldı. Gelen seslere bakılırsa sadece onlar değil Sevda ve Aysel'de evden ayrılmıştı.

Bense daha fazla salonda beklemedim, sonuç olarak bir şeyler içmeyi teklif etmemiş miydi? Mutfağa varıp, masaya geçtim. Çok geçmeden Keskin belirdi ama üzerindeki gömleği çıkarmıştı.

Gözlerim bedeninde dolandı, o ise sadece gözlerime küçük çaplı bir bakış sunup bar tezgahına ulaştı.

"Şarap, seviyordun değil mi?" onu başımla onayladım, bir kadeh şarap doldurup masaya bıraktı, gözlerini yüzümün her yerinde gezdirdi uzaklaşmadan.

Hemen ardından tezgaha yöneldi, vücudu o kadar güzel ve biçimliydi ki... Tanrım! Bu adama takık bir kadınım.

Kendi için de bir kadeh şarap doldururken kadehi dudaklarıma yaklaştırdım.

Bana döndü, sırtını tezgaha verdi. Gözlerindeki derin hissiyat büyük bir etkiye sahipti. Konuşmadan gözlerime baktı, şarabımdan yudumladım ona bakarken.

"Tadını beğenmiş gibisin."

"Başka bir şeyin tadını daha beğeniyorum."

Bıyık altı sırıtışını görmem uzun sürmedi, kadehini tezgaha bıraktı ve kollarını göğüsünün altında birbirine doladı.

"Ne gibi bir şey bahsettiğin?"

Sorusuna ithafen omuz silktim ve önce şarabıma ardından ona baktım.

"Sanırım bitiyor, üzerine ekler misin?" alt dudağımı ısırıp dudaklarımı yaladım. Keskin, dudaklarıma baktı sonra tuttuğum kadehe. Şarap şişesini kavrayıp ağır adımlarla önüme geldi, kadehimin dibinde kalan şarabıda tek hamlede içtim. Kadehi ona uzattım.

Şişedeki şarabı doldurmadan işaret parmağını dudağımın kenarına bastırdı, daha sonra parmağına bulaşan şarabı dudaklarına götürdü. Yutkunmamak için büyük bir mücadeleyle kıvrıldım.

Tekrar parmağını dudağıma yaklaştırıyordu ki bileğini tuttum ve kendimden uzaklaştırdım.

"Kadehimi tazelemeden bana dokunamazsın."

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı, şişedeki şarabı kadehe bakmadan doldurmaya başladı.

"Hata mı yaptım."

Kadehe kaydı gözlerim, tam taşmak üzereyken şişeyi kadehten uzaklaştırdı. Tekrar ona döndüğümde yüzünün yüzüme daha yakın olduğunu fark ettim. Nasıl taşırmadı? Konumuz bu değildi...

RANDEVUEVİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin