31. BÖLÜM - BENİM KIZIM

20.9K 650 107
                                    

Ellerimi yumruk yaptım, tam dudaklarımı aralamıştım ki mamanın sesi duyuldu.

"Bu lânet kapı neden açık!"

••• YENİ BÖLÜM •••

Keskin parmağını dudağına götürdü, "şşh." sakin olmak için arkamı döndüm ve derin bir nefes aldım.

"Ya siz neden kapıyı açık bırakıyorsunuz?" mamanın sorusuyla gülümseyerek ona döndüm.

"Hoş geldin, Alev." dedi, Keskin. Mama başını salladı ve sandalyesini çekip oturdu, bende yerime geçtim, çok geçmeden Keskin'de yerini buldu.

"Seni uzun bir süre görmeyeceksem yolcu edeyim dedim." ona dönerek, elini okşadım ve göz kırptım.

"Keskin geldiği zaman senide getirsin."

Önce Keskin'e baktı, ardından bana.

"Ben bununla bir yola çıkmam, mecbur bekleyeceğim." başımı salladım, önümdeki portakal suyundan içmeye başladım.

"Birazdan çıkarız."

"Hani iki saat vardı, bir saatten daha fazla var."

Keskin yüzüme bakmak yerine saatine baktı.

"Özel jetle gideceksin, elini çabuk tutman için bahaneydi sadece."

Kaşlarımı çattım, elimdeki bardağı masaya sertçe bıraktım. Mamanın sıçramasıyla bozuntuya vermeden tekrar gülümsedim.

"Yanlışlıkla oldu." Mama önündeki yemeğe dönünce Keskin ile göz göze gelmem uzun sürmedi. Bana bunu bile yeni söylüyordu, üstelik acele etmem için sunduğu bir yalan bile vardı.

Neyse, tatsız oluşumdan dolayı çabuk geriliyordum sanırım.

"Sevgilim," dedim dişimi sıkarken, Keskin'in dudağı kıvrıldı. "Hm?" Mamadan dolayı herhangi bir kavga yaratamıyor oluşum hoşuna gidiyordu, belki de sözünü dinlediğimi sanıyordu.

"Özel jetle gidiyorum madem, neden akşam yolculuk yapma fikrini düşünmüyorsun?"

Dilini yanağında gezdirdi.

"Canım böyle istediği için."

Gözlerimi devirdim ve mamaya döndüm.

"Yaptığını görüyorsun değil mi?"

Mama Keskin'e döndü, Keskin bana bakıyordu.

"Ne kadar çabuk gitsem ona o kadar iyi, değil mi Keskin?"

Keskin bana gözlerini devirdi, mama ise aramızda olan gerilimi anlamış olacak ki sıvışmak için ayaklandı.

"Ben anladım şimdi, siz yemek yiyin ben bi' bahçeye çıkıp sigara yakayım."

İkimizde mamaya bir şey demedik, birbirimize dik dik bakmaya devam ediyorduk.

Sonunda bu sessizliği bozan ben oldum ve oturduğum yerden kalktım. Yanından geçtiğim sırada kolumdan tuttu ve beni görebilmek için geriye çekti.

Oturmuş, yüzündeki rahat ifadeyle duruyordu.

"Otur şuraya."

"Canım istemi-"

"Otur!"

Bu sefer ki ses tonu odada yankı buldu ve bir şey demeden oturdum.

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen?"

RANDEVUEVİ | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin