Sadece Bir Efsane (V)

168 44 47
                                    

 Nova, iki tekeri kaldırıma çıkmış bir halde park etmiş, dört dişli ask portalı kullanılarak yerden on inç yükseltilmiş ve kırk inç lastik takılmış, iki ön kapısına ve bagaj kapısına irice, beyaz bir askeri yıldız stickerı yapıştırılmış, hâkî yeşili Ford Ranger Raptor F150'nin yanına geldiklerinde çömeldi ve 9'un bağlı olduğu sandalyeyi yere bıraktı. Tuna araç kilit sistemini açan tuşa basınca, Nova aracın arka kapısını açtı ve ufak uğraşlar sonucu -biraz da ite kaka- 9'u arka koltuğa yan yatar bir halde bıraktılar.

                  "Sen kullan," dedi Tuna, anahtarı Nova'ya doğru atarken. "Ben herhangi bir girişimi olursa engellemek için yanında duracağım."

                  Nova, abisinin attığı anahtarı havada kaptı ve şoför kapısını açtı. Aracın sigorta panelinin yanına monte edilmiş destek tutamağını kavrayıp kendini yukarı çekti ve araca tırmandı. Kapıyı kapatıp aracı çalıştırınca tavanın dış tepesine, ön camın bitişine yerleştirilmiş altılı tepe farı yolu aydınlattı. Sağ çamurluk üstünden yukarı uzatılmış egzozdan çıkan duman havaya karışırken, şehir dışındaki hurdalığa doğru yola çıktılar.

                 Hurdalığın sessiz sakin olduğu günlerden biriydi. Rulsomnia'da ise çetedekiler hariç, yabancı biri yoktu. Onlar da Nova ve Tuna'nın 9'u içeri taşımalarına yardım ettikten sonra, Rullsomnia'dan çıktılar. Tuna, manevi babalarıyla bir anlaşmaya varmak için telefonla konuşurken, Nova nöbetçi olarak 9'un yanında kaldı.

                  9, bıraktıkları yerde, ofis masasının önünde sessizce Nova'yı izliyordu. Sorduğu soruları sessizlikle cevaplıyor, arada bir göz kırpmak ve sabit hızda nefes almak dışında hiçbir şey yapmıyordu.

                   Nova, masa karşısına yerleştirilmiş ikili koltuğa yarım bir şekilde yan uzanmış, 9 ile arasında kalan orta sehpanın üzerindeki kutu biraya ara sıra uzanıyordu. Bir yandan da yaklaşık yarım saattir anlattıklarına devam ediyordu. "Kısacası, Sayın Ejder Pençesi, sen hayallerimizin anahtarsın." Biradan bir yudum daha aldı ve dudaklarını yaladı. "Tabii, Akari seni bir ödeme olarak kabul ederse." Bir an olduğu dünyadan koptu ve Hawaii güneşinin cildinde bırakacağı ısıyı düşündü. Hasır bir şezlongda uzanmış, Hindistancevizi kabuğu içindeki içkisini yudumluyordu. Gözleri kırpıştı ve iç geçirdi. Biradan bir yudum daha alıp 9'a baktı. "Ve sen, tek bir kelime dahi anlamadın." Bira kutusuna bakıp ikram etmeyi düşündü. Kutuyu 9'a doğru uzatıp, "Beer(Bira)?" diye sordu. Boşuna sormuştu. 9 yine ifadesiz bir halde, yüzüne bakıyordu.

                  Ofis kapısını açan Tuna içeriye göz atıp sırtı ona dönük olan kardeşine seslendi. "Nova," ofise girdi ve kapıyı kapattı. "Akari ile konuştum. Teklifi duyar duymaz kabul etti. Kanıt için fotoğraf istiyor."

                 "Bu işi yüz yüze halletmen daha mantıklı olmaz mı?" Nova, koltuğun kolluk kısmındaki dirseği üzerine doğruldu ve Tuna'ya baktı.

                  "Fotoğrafları yanına gidip göstereceğim, merak etme." diye cevapladı Tuna. "RX-7'nin anahtarı burada mı?"

                   "Kasada."

                  Tuna, ofis masasının yanından geçip duvara gömülü kasaya şifresini girdi. Kasanın sol iç kısmına yapıştırılmış, küçük çengellerle dolu metal panodan Mazda RX-7'nin anahtarını aldı ve kasayı tekrar kilitledi. Doğrulup masanın yanından geçerken, duvara dayalı halde duran su şişesi ambalajlarının en üstte olanından bir şişe çıkarttı ve Nova'nın oturduğu koltuğa doğru attı. "Su içirmeyi dene ama çok dikkatli ol." 9'un yanına gelince durdu ve telefonunu çıkarttı. "Borcumuzu ölü ödemek istemeyiz." Yüzünün ve vücudunu saran ejderha dövmesinin bir kısmının göründüğü boynunun fotoğrafını çekti. "Nova, gömleğini aç."

8,9,3/Yakuza -I- (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin