Tepkisiz Esirler (V)

123 30 22
                                    

Burnunu okşayan kokuyla göz kapaklarının engellediği ışığı fark eden Nova derin bir nefes aldı. Gözlerini aralayınca ışıktan rahatsız oldu ve sırtını cama döndü. Sonunda iştah kabartan -aç olduğu için böyle hissediyordu- pirinç kokusuna daha fazla dayanamadı ve gözlerini açtı. 9'u yanında göremeyince endişelenmedi; şafak yeni sökerken uyanmış, onu dizleri üzerinde, yatağın yanında görmüş ve kızgın hissetmesine rağmen uykuya direnememişti.

              Sol bacağına dolanmış battaniyeden kurtuldu ve yatağın içinde bağdaş kurdu. Etrafına bakınca kaşları bitişti. Her kıyafet toplanıp jilet gibi düz hatlarla katlanmış ve üst üste konmuş, dağınık eşyalar ise düzenli sıralar halinde yatağın yanında kalan duvar boşluğu önüne dizilmişti. Elleri ve dizleri üzerinde ilerleyip yere bakan Nova, aylar önce başka bir yerde kaybolduğundan emin olduğu kulak dışı kulaklıklarının en başından beri aslında evde olduğunu gördü. Gözüne düşen bir tutam siyah saçı üflemeye çalışıp vücudunu tekrar yatağa attı ve omuzu üstüne yattı. Bir süre sonra sırt üstü döndü, başı ve saçlarının bir kısmı yatak kenarından sarktı. Gözlerini açınca, elinde parlak bir nesne tutan 9'un ters duran yüzüyle karşılaştı. 

               "Günaydın." 

               Nova'nın mırıldanışına tepkisiz kalan 9 masaya yöneldi ve avuçları arasında tuttuğu, ağzına kadar haşlanmış pirinçle dolu iki metal kâseyi üstüne bıraktı. Muhtemelen aylardır tezgâhın üzerinde kalmış çöpleri toplarken bulduğu tek kullanımlık iki çift copsticki kaselerin önüne özenle yerleştirdi ve Nova'ya masayı işaret etti. 

               Büyük bir hayal kırıklığıyla yataktan kalkan Nova masaya doğru uyuşuk adımlar attı ve sandalyeye oturdu. Çubukları kavrayıp gönülsüzce buharı tüten pirince doğru uzattı. Kıvamı oldukça yapışkan olan pirinçten az miktar alıp yedi ve daha büyük hayal kırıklığına uğradı. "Teşekkür ederim; fakat bir ara markete gidip düzgün bir şeyler almam gerekecek." 

               Kâse kenarını alt dudağına dayamış, büyük bir iştahla yiyen 9, merakla Nova'ya baktı. Hemen ardından gözleri önündeki kâseye ilişince, içindekinin olduğu gibi durduğunu gördü. Kendisi bilirdi; kâseyi tekrar ağzına yaklaştırdı ve yemeye devam etti. 

        Farkında olmadan gülümseyen Nova kollarını sandalye sırtlığına birbiri üstüne dayamış, çenesini koluna koyup 9'u izlemeye başlamıştı. Bu kadar iğrenç bir tadı olan yemeği, sanki dünyanın en güzel lezzetiymiş gibi yemesi tuhaftı ama bir o kadar da tatlıydı. Tabii en tatlı olan 9'un yemek yiyiş şekliydi. 

          9 kendi kâsesini silip süpürdü ve Nova'nınkine baktı. 

          Durumu fark eden Nova, başını kolundan kaldırıp kendi payını 9'a doğru iteledi. "Bunu da yiyebilirsin." 

          9 kâseyi ağzına yaklaştırdı ve aynı iştahla yemeye koyuldu. Pirinç bittiğinde kaseleri iç içe koyup masadan kalktı. Mutfağa dönüp kaseleri, gevşek musluktan akan cılız suyun el verdiği kadar arındırdı. 

           Nova, 9'un ardından mutfağa gitti ve kapı kasasına yaslandı. Saçından bir tutamı parmağına sararken boğazını temizledi. "Kyū,"

           9 arkasını döndü ve bekledi. Ellerinden su damlıyordu. 

           "Dün yaptığım şeyler seni rahatsız mı etti?" 

           "Hayır," dedi hissiz bir tavırla 9. 

           Nova bir süre ne yapması gerektiğine karar veremedi: ya arkasını dönüp gidecekti ya da 9'a yaklaşıp onu doyasıya öpecekti. Derken, düşünmesine gerek kalmadı. 

8,9,3/Yakuza -I- (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin