8,9,3/Yakuza -I- (GxG)

Hesaplanmayan Aksaklık (V)

9, korumayı kendine siper etti ve Akari'nin silahından çıkan kurşunlardan zarar almadı. Korumanın belindeki silahı alıp Akari'ye ateş etmek için doğrulttu fakat Akari kendini çoktan masanın arkasına atmıştı. Namluyu, ateş sesinin ardından odaya dalan iki korumaya -Tuna ve Nova'nın arasındaki bir metrelik boşluktan- hizaladı ve birer saniye arayla ateş etti. Alınlarından kan sızan iki koruma yere yıkılırken, merdivenleri çıkan ve koridorda koşuşturan korumaların bağırışları duyuluyordu. 

           "Koltuğun arkasına," diye bağırdı 9, Tuna ve Nova'ya odanın gerisinde kalan koltuğu gösterip. "İşim bitene kadar çıkmayın." Tuna, şoka girmiş gibi hareketsiz duran Nova'nın kollarını tuttu ve hızlıca koltuğun arkasına atladılar. 

              Elleri ve dizleri üzerinde duran Akari, masa altındaki acil durum düğmesine basıp camların ve dış kapıların metal bir tabakayla kapanmasını sağladı. Masanın ardındaki bordo duvardan sürtünme sesi duyuldu ve duvar, içeri doğru açılan raylı bir kapıya dönüştü. 

             9, Akari'ye ulaşmak için zamanı olmadığını biliyordu. Şimdilik elinden kaçmasına izin verecekti. Çift kanatlı kapıda beliren korumalar içeri hücum ederken, 9, camın önünde duran koltuğun arkasına atladı. 

             Akari duvarın ardında beliren loş ışıkla aydınlatılmış gizli koridora doğru ilerledi ve dizleri üzerinden kalktı. Korumalardan on tanesi Akari'ye doğru koşarken, içeriyi arayan korumalar silahlarını etrafa, baktıkları yönlere doğrultuyordu. 

              "Oğluma ve kızıma sakın zarar vermeyin!" diye bağıran Akari, korumalar eşliğinde koridordan içeri koştu ve kapı tekrar kapandı.  

             9, cama yansıyan titrek simaları izledi. İkisi rahatlıkla indirebileceği mesafedeydi. Korumalardan biri Nova ve Tuna'nın olduğu koltuğa doğru ilerledi. İkisinin fısıltılarını, odanın karşı tarafında olan 9 bile duyabiliyordu. Gölgesi cama yansıyan koruma, silahını doğrultarak koltuğa yaklaşmaya devam ederken, 9, camdaki yansımayı sabırla izledi. Ardına saklandığı koltuğun ucuna doğru ilerledi ve hesapladığı aralıkla kolunu dışarı çıkarttı. Ardında beklediği koltuğa yakın olan iki korumanın durumu kavramaları ve tepki göstermeleri biraz zaman almıştı; silahlarını 9'un koluna uzatıp ateş edene kadar, 9'un elindeki silah patlamış, namludan çıkan kurşun Nova ve Tuna'ya yakın olan korumanın kafa arkasına isabet etmişti. 

             "Siktir!" diye bağırdı, yüzüne ve saçına bir miktar kan sıçrayan Nova. 

             9 koltuk arkasından atlayıp iki korumayı ayakları yere değmeden vurdu ve birini yıkılmak üzereyken tutup kendine siper etti. Kolunu, delinen boğazından kan akan korumanın koltuk altından geçirdi, göğsüne çapraz sarıp omuzunu tuttu ve namluyu adamın ensesine dayadı. Ateş edeceği tarafa doğru yönlendirdiği adamın delik boğazından defalarca kurşun geçti ve diğer korumalara saplandı. Bu sırada adam, barut dumanını burnundan atacak kadar ve arkadaşlarının yere düşüşünü dehşet içinde izleyecek kadar canlıydı.  

             Başka bir koruma, katanaların sergilendiği dolabın yanına gitti ve dolabı öne çekti. Duvarın içine yerleştirilen gizli dolap ufak bir silah deposuydu. Elinde hiçbir şey olmayan bir Doragonkurō tehlikeliydi; fakat bir dolap dolusu otomatik silah ve katanalarla aynı ortamda bulunan bir Doragonkurō daha da tehlikeliydi. Silah dolabını açığa çıkartan koruma, yaptığının hatanın boyutunu öğrenemeden öldü: alnının hizasında, başının arkasından giren kurşun, birkaç parça kırık kafatası kemiğini ve kanlı beyin parçalarını, yan yana dizilmişM16'ların üzerine sıçrattı. Cansız koruma önce dizlerinin üzerine çöktü sonra da yüzünü silahlara çarpıp öylece kalakaldı.