8,9,3/Yakuza -I- (GxG)

Kurye (V)

"Alo?" 

      "Dinliyorum," dedi Nova, hattın diğer ucundaki Aylin'e.

      "Bir haftada yirmi yedi trafik cezası," dedi Aylin, sakin bir ses tonuyla. "Benimle kafa mı buluyorsun?" 

       Nova sessiz kaldı. O an aynaya bakıp at kuyruğu topladığı platin beyaz saçlarının ön kısmındaki siyah tutamları düzeltiyordu. "İşim gereği olduğunu biliyorsun." 

       "Yine de yirmi yedi cezadan bahsediyoruz." 

        "Biliyorsun ki kuryeler hızlı olmalı." 

        "Bu konuyu ciddiyetle konuşmamız ve buna bir son vermemiz gerek, Nova. Artık kayıtları sildirmek için uğraşmam fazlaca dikkat çekmeye başladı."

         "İyi de plakam kayıtlarda bile yok,"

         "Arabanın modeli gayet net. Ayrıca son kayıtlardan birinde yüzünün bir kısmı da görünüyordu." 

         Nova, duyduğu son cümleyle lavabonun kenarında duran telefona baktı. "Kayıt neredeydi?" 

         "Bakırköy'de. Sanki saygın varmış gibi kırmızı ışıkta durmuş su içmek için bandananı indirmiştin." 

          Nova'nın gözleri kısıldı ve Aylin'in bahsettiği anı hatırladı. Alt dudağını kısa bir an için endişeyle ısırdıktan sonra "Hallettin mi?" diye sordu. Aslında cevabı biliyordu fakat emin olmak en iyisiydi. 

          "Hurdalıkta buluşalım, geç kalma."

          "Dur bir dakika benim," Nova, telefonun kapanma sesiyle durakladı ve "teslimatım var." diye fısıldadı. Banyo duvarında asılı duran kırmızı palmiye ağacı altına mavi ışıkla "Hawaii" yazılmış neon tabelanın loş ışığıyla birkaç ton daha koyulaşmış olan çikolata kahvesi gözleriyle son kez aynaya baktı. Hemen ardından aynaya yansıyan neon tabelaya bakıp gülümsedi; ekibiyle beraber yeni bir sayfa açıp Hawaii'ye yerleşmek onun en büyük hayaliydi. Fakat bunun için öncelikle ekibin manevi babasına olan borcunu ödemeliydi. 

                Banyodan çıktı ve Hindistan cevizine benzeyen kupasındaki kahveden bir yudum aldı. Dilindeki soğukluk yüzünü buruştururken kupayı tekrar tezgâha, günlerdir yıkanmayan ufak bulaşık tepeciğinin yanına bıraktı. Askılığa giden yolda önüne çıkan birkaç boş kola kutusunu ve yemek paketini, Nike Blazer Mid'77 Vintage ayakkabılarının ucuyla kenara doğru iteledi.  Askılıkta yan yana duran iki anahtardan siyah olanını aldı ve camın önüne, iki duvar arasına boşluk bırakmayacak şekilde yerleştirilmiş dağınık yatağa doğru ilerledi. Ayakkabılarını yatağa değdirmemeye özen göstererek dizleri üzerinde, açık olan cama kadar ilerledi. Başını camdan dışarı çıkarıp iki kat üstünde oturan ev sahibinin yangın merdivenlerinde olmadığından emin oldu. Kalçalarını cam çıkıntısına dayadı ve bacaklarını sırayla camdan dışarı çıkarttı. Ses çıkartmamaya özen göstererek camı kendine doğru çekip kapattı ve evin dış tarafına bakan cam çıkıntısının altına çift taraflı bantla tutturduğu tahta saplı tirbuşonu el yordamıyla buldu. Camı dışarıdan kilitleyip açmasını sağlayan, kilit sisteminin hemen üzerine kendi açtığı ince şerit halindeki boşluğa tirbuşon ucunu soktu ve pencere dilini yukarı çekti. Tirbuşonu tekrar cam altındaki banda tutturup metal merdivenleri parmak uçlarıyla indi. 

               Nova, bir oda bir salon evinin bulunduğu sokağın iki altındaki sokakta olan katlı otoparka vardı ve giriş-çıkışları kontrol eden bekçinin kulübesine doğru ilerledi. Otuzlu yaşlarında gibi duran bekçi, yaklaşan biri olduğunu fark edip TV'ye odaklanmış bakışlarını camdan dışarı yöneltti. Gelenin Nova olduğunu anlayınca yüzüne bir sırıtış yayıldı.