Değişim (II)

136 43 45
                                    

9 ve hodieesinin kapüşonunu neredeyse gözlerinin altına kadar indirmiş olan Nova, Tarihi Mısır Çarşısı'nın içindeki insan seline girdiler. Önlerinde ilerleyen on kişilik Çinli turist grubunun arasına karıştılar ve göze batmadan ilerlediler. Adresteki isimle aynı tabelayı taşıyan dükkânın önüne gelince gruptan ayrıldılar ve keskin kokulu baharatlarla dolu dükkâna göz attılar. 

            "İçimde çok kötü bir his var," dedi Nova. Kolu hâlâ 9'un koluna dolanmış bir halde duruyordu. Ona iyice sokuldu ve kapüşonunu biraz yukarı çekip etrafa bakındı. "İki dükkân ötede sivil polisler var." 

             9, Nova'nın bunu yeni fark etmiş olmasına şaşırmadı. Sessizce kolunu kolundan kurtardı ve dükkândan içeri yöneldi. Farklı baharatları inceleyen ve kahvaltılık ürünlerden tadımlık alan turistlerin arasından geçip kasa bölümüne uzandı. 

             Kasada duran genç adam 9'un boş ellerine baktı. "İsteklerinizle ilgilenecek çalışanlarımız ön tarafta," 

             9, kasanın yan tarafında oturan, kırışmış cildinde yer yer kahverengi yaşlılık lekeleri çıkmış Asyalı adama gözlerini dikti. Ceketinin cebinden metal mührünü çıkarttı ve tezgâha bıraktı.

           Cam tezgâha değen metalin cızırtısıyla başını çeviren adam mühre baktı. Mührü eline alıp baş parmağıyla üstündeki kabartıları yokladı. Kaşları şaşkınlıkla kalkan adam gözlüklerini taktı ve 9'un yüzüne bakıp büyük bir çaba harcayarak tabureden kalktı. Kasadaki genci kenara geçmesi için omuzlarını tutup yönlendirirken, 9'un karşısında eğildi ve bekledi. Genç adam 9'un yüzüne bakmamaya özen göstererek kasa arkasından çıktı ve kasaya en yakın konumda olan turistleri baharat çeşitleri hakkında bilgi vermek bahanesiyle dükkânın ön tarafına doğru uzaklaştırdı. 

              9, yaşlı adamın kasa yanına bıraktığı mührünü aldı ve duvarla bir bütün olan kapıya doğru ilerlemesini izledi. Yaşlı adamın attığı her adım neredeyse iki saniye sürüyordu. Kapı ardına kadar açılınca adam yan tarafta kalan ufacık boşlukta büzüldü ve ellerini diz kapakları üzerine koyup eğildi. 9 içeri girince yüzünde titreyen kolunu kaldırdı ve sanki bir kapıya vuruyormuş gibi bileğini hareket ettirdi. Aynı anda dudakları da hareketlendi. "tık-tık-tık-tık, tık-tık-tık-tık" 

             9 bunun kapı çalma şifresi olduğunu anladı ve karanlığın içinde kalsa da ışığın yansıdığı ince kısımları belli olan merdivenlere göz attı. 

              Nova, 9'un ardından ilerledi ve karanlık merdivenlerin başlangıcına baktı. Dükkân içinden yansıyan ışıklar ve merdiven bitimindeki küçük floresan hariç hiçbir aydınlatması olmayan ve büyük bir bölümü karanlıkta kalmış metal merdivenlere göz gezdirdi. "Ben burada kalıp seni beklesem olur mu?" 

              9 adımını yarıda kesti ve ilk merdivende durdu. Kendi tedarikçisinden aldığı portatif telsizlerden birini Nova'ya uzattı. Telsizi alan Nova'nın yüzünü karanlığa adapte olmaya başlayan gözleri sayesinde az da olsa seçebiliyordu. "Arabanın yanına dön ve benden haber bekle. On beş dakika içinde telsizden bir ses duymazsan aleti yok et ve git." 

             "Hey!" Nova, 9'un kolunu sıkıca tuttu. "Ne demek, yok et ve git?" 

             "Dediğimi yap." diye kestirip attı 9 ve Nova'nın kısılan gözlerine baktı. 

             "Hiçbir yere gitmiyorum ve sen de on beş dakika sonra bana," telsizi havaya kaldırıp 9'un göz hizasında tuttu, "selam veriyorsun, nerede olduğunu söylüyorsun ve gelip seni alıyorum." Sıkıca kavradığı kolu uyarı amacıyla hafifçe sarstı. "Dikkatli ol." 

8,9,3/Yakuza -I- (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin