"Morgannn?"
Bir kaç adım daha atıp küçük kızın yatağının yanıbaşına eğildi.
"Kalkma vakti küçük hanım.""Ya off bir gitsene abi okul mu var sanki?"
Peter küçük bi kıkırdamayla beraber kaşlarını çattı.
"Okul yok ama kahvaltı var hadi kalk annem uyandır dedi.""Offf offff tamam kalkıyorum."
Yavaşça uykulu gözleriyle yatakta doğrulurken Peter gördüğü şeyle gülmemek için kendisini zor tuttu. Küçük kız akşamları o kadar değişik uyuyordu ki saçı başı birbirine girmiş bir haldeydi.
"Hey ne gülüyorsun?""Aynada kendine bakmak ister misin?"
Morgan küçük kaşlarını çatarken abisine bakmaya başladı.
"Ah hayır ben her halimle güzelim o nedenle gerek yok.""Yaa demek öyle."
Yavaşça doğrulurken kollarını iki yana açtı Peter.
"Pekala dünyalar güzeli prenses sabah uçuşuna hazır mısın?"Morgan bir saniye dahi düşünmeden direk Peter'ın üzerine atladı. İkiside gülmeye başlarken ilk hedefleri banyoydu ellerini ve yüzlerini yıkadıktan sonra ise doğruca mutfağa indiler.
Pepper kahkahalarla inen ikiliyi görünce güldü. O kadar olan şeyden sonra gerçekten gülmeye ihtiyacı vardı artık. Peter'ı akşamki halinden daha iyi görüncede bir nebze içi rahatlamıştı. Ama bir yandanda numara yaptığının farkındaydı küçük kardeşinin yanında ağlayıp üzülmek Peter'a göre bir şey değildi çünkü. Morgan ise babasının çabucak uyanacağına inanıyordu. Arada üzülsede fazla üstelemiyordu. Biliyordu çünkü babası hep mutlu olmasını isterdi.
"Hadi oturun ben birkaç şey daha alıp geliyorum."Peter ve Morgan hemen yerlerine yerleşirlerken annelerinin de gelmesiyle kahvaltıya başladılar. Kısa tatlı sohbetlerle devam ederlerken Morgan bir anda heyecanla konuştu.
"Anne bende geleyim miiiii? Lütfennnn...""Ama orada sıkılırsın Morgan benim toplantıya girmem gerekiyor."
"Olsun hem Natasha teyze oradadır."
Pepper gülümseyerek kızına bakmaya devam etti. Ardından başını onaylarcasına salladı.
"Tamam gelebilirsin o zaman. Peter sende gelmek ister misin?"Peter kısa bir süre düşündü. Aslında gidebilirdi ama babasına söz vermişti. Hastaneye ilk yattığında her ne kadar o duymasa dahi her gün yanına geleceğine söz vermişti. Bakışlarını tabağından annesine çevirirken konuştu.
"Ben sanırım gelmeyeceğim."Pepper anlayışla gülümsedi nereye gideceğini biliyordu.
"Peki sen bilirsin.".........
Bir kaç adımın sonunda hastanenin önüne geldi Peter. Başını yavaşça kaldırırken kalp atışlarının hızlandığını farketti. Lanet olası her buraya geldiği gün böyle oluyordu. Sanki bedeni onu geriye götürüyormuş gibiydi. Belkide babasını o halde görmek istemediği içindir ama görmeliydi. Bulunduğu durumu sevmesede onun yanında olmalıydı. Annesi de sürekli buraya geliyordu zaten ama Morgan nedeniyle biraz aksaklıklara uğramadığı da söylenemezdi. Küçük kızını bu psikolojiden uzak tutmak istiyordu ve de haklıydı. En sonunda ilerlemeye başladı Peter. Bir kaç kişiyle konuştuktan sonra doğruca babasının özel odasına gitti. Ha ayrıca değinmek gerekirse hastane Tony'nin olduğu için Peter'ın bir Stark olduğu hala saklanıyordu yani dışarıya, medyaya hiçbir bilgi gitmiyordu. Peter babası o haldeyken bunu umursamasada Pepper onun rahatlığını ve özgürlüğünü düşündüğünden dolayı buna hala olabildiğince dikkat ediyordu.
Birkaç adımın sonunda odanın önüne geldi. İçeride kimsenin olmadığını düşünerek kapıyı açsada yanılmıştı. Rhodey içerideydi ve bunu normalde hisleri sebebiyle önceden anlaması gereksede güçleri son zamanalrda köreliyor gibiydi.
"Ah şey ben kimse yok sandım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stark Family
FanfictionMay artık eskisi gibi değildir ve bu nedenle Peter'a kötü davranıp onu evden kovar. Tüm bunların üstesinden gelmeye çalışan zavallı Peter'ın ise tek dayanağı Tony Stark'dan başkası değildir... İlk hikayem o nedenle benim için anlamı çok büyük. Acemi...