6.Bölüm: Rehin.

189 25 31
                                    


🎬

Müjde Adıvar'ın Anlatımından...

"Müjde'nin partnerisin."

Tüm sinirimi elimdeki senaryodan çıkarmak istercesine kağıtları var gücümle sıkmaya başladığımda, tiyatro salonunun kapısı bir kez daha tıklatıldı. Ve Nilüfer Hoca bizi boş verip kapıya baktı. Ben de sinirimi senaryomdan çıkarmaktan vazgeçip öfkeyle arkama döndüm. Bu sırada Kahraman da bir şey demek niyetiyle bana yaklaşmış olacak ki, dönmemle birlikte aralanmış dudaklarıyla karşılaştım. Ancak konuşmasına fırsat tanımadan, "Ne arıyorsun sen burada?" diye onu tersledim.

Dudaklarında beliren gülümsemesiyle, "Ne demek ne arıyorum?" diye sordu dalga geçer gibi. "Ben de bu dersi seçtim."

"Hadi canım? Yemin et," dedim aynı onun gibi bir alayla. Ve gülüşünün büyüme sebebi olup sinirle dişlerimi sıktım. "Seçecek başka ders yok muydu?"

Sesli bir solukla dirseğini önündeki -benimse yanımdaki- boş koltuğa, yanağını da avuç içine yasladı ve beni daha da sinirlendirecek bir şey dedi. "Canın mıyım gerçekten?"

Gözlerim öfkeyle karardığında, erkeksi bir kahkaha eşliğinde yüzünü elinden kaldırdı ve, "Vardı," dedi az önceki soruma karşın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerim öfkeyle karardığında, erkeksi bir kahkaha eşliğinde yüzünü elinden kaldırdı ve, "Vardı," dedi az önceki soruma karşın. Sonra da gözlerime hülyalı bir bakış attı. "Ama o derslerin hiçbirinde sen yoktun."

Acır gözlerle yüzüne bakıp, "Aman ne komik (!)" dediğim gibi başka bir şey demesine izin vermeden saçlarımı savurarak önüme döndüm.

Neyse ki Nilüfer Hoca, içeri giren bir grup öğrenciye senaryolarını dağıtmakla meşguldü de bizi izlemiyordu. Göz ucuyla, dört kişilik öğrenci grubuna bakarken; içlerinden birinin senaryosunu almış bu yöne geldiğini görüp kaşlarımı çattım. "Andaç?"

Senaryoyu incelediği için beni, adını söylememle fark eden bölüm arkadaşım; kaşlarını şaşkınlıkla kaldırıp, "Müjde?" dedi. Sonra da hızlıca yanıma geldi. "Nasılsın?"

"İyiyim, sen?"

"Ben de iyiyim," derken yüzünde şaşkın bir ifade vardı. "Bu dersi aldığını bilmiyordum. Tanıdık bir yüz görmek beni mutlu etti."

"Ben de seni gördüğüme sevindim," dediğim sırada; Nilüfer Hoca'nın, "Oturun lütfen," diye seslendiğini duyup sahneye baktım.

Andaç'ın bir tebessümle yanımdan ayrıldığını gördüğümdeyse, kaba gözükmemek adına ben de ona bir tebessüm yollamayı ihmal etmedim. Ancak yüzümdeki tebessüm, arkamdaki şahsın sesini duymamla silindi.

AŞKIN PROVASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin