13.Bölüm 2.Part: Suç Ortağı.

163 23 26
                                    




Herkese merhaba. Bölüm uzun olduğundan son okumasını yapamadım, hata varsa kusura bakmayın.

Yeni bölümün bir kısmı hazır, diğer kısmını yarına yetiştirmeye çalışacağım. Yetiştiremezsem 22 Aralık'tan sonrasına kalma ihtimali var çünkü. Bu yüzden yorumlarınızla beni motive etmekten çekinmeyiniz.

Keyifli okumalar. :)

'Mor gül, ilk görüşte aşkı temsil eder

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




'Mor gül, ilk görüşte aşkı temsil eder...'

🎃

Müjde Adıvar'ın Anlatımından...

Çatılan kaşlarımla birlikte göz ucuyla etrafa baktım. Ancak çok fazla incelemediğim ve Sevil'in de görüp ortalığı ayağa kaldırmasını istemediğim için gülü çaktırmadan koltuğun kenarına iteleyip oturdum.

Bu sırada telefonuyla uğraşmaya devam eden Sevil; bana bakma gereksinimi duymadan önümden geçti. Ve aramızda birkaç koltuk bırakarak orta sıralardaki bir koltuğa oturdu. Ben de bu sırada hem saklamaya hem de zarar vermemeye çalıştığım gülü, kucağımdaki çantanın için hızlıca attım. Sonra da tepkisiz bir yüz ifadesiyle çantamı yanımdaki koltuğa bırakıp önüme döndüm. Ve bu gülü kimin buraya bıraktığını düşünmeye başladım.

Aklıma ilk gelen kişi, 10 kişiye sorsam 9'undan aynı cevabı alacağım kişi olan Kahraman olurken; onunla yaşadığımız son olayın ardından bana böyle bir şey vermesi çok da mantıklı gelmiyordu. Ve bu durum da beni, gülü bırakanın o olmadığını düşünmeye itiyordu.

Kafam allak bullak olmuş bir şekilde sahneyi izlediğim sırada, "Günaydın kızlar!" diyen Pelin'in sesini duyup hızlıca soluma döndüm. Ve ona, "Günaydın Pelo," deyip, koltukların arasında rahat ilerlemesi adına ayaklarımı geriye çektim. Benim aksime Pelin'i gördüğü için sevinçten deliren Sevil'se, "Pelo, gel çabuk gel!" diyerek onu alelacele bir şekilde yanındaki koltuğa çağırdı. Ve elindeki telefonu gösterdi. "Kapadokya için şu kıyafetleri alayım diyorum, nasıl sence?"

Kıyafet konusunda Pelin ve Sevil'in zevki, benimkinden çok daha farklı olduğundan bu soruyu bana sormamıştı. O yüzden ben de onları hiç umursamayıp göz ucuyla salonun arkasına baktım. Arka sıralarda oturan Andaç'la göz göze geldiğimdeyse ona zoraki bir tebessüm gönderdim.

Kahraman'ın salonda olmadığını görüp, açık olan kapıya baktığım sırada, "Herkese merhaba!" diyen Nilüfer Hoca'yı duyarak yüzümü sahneye çevirdim.

Kulis kapısından gelerek, elindeki kara kaplı defteriyle sahneye çıkan Nilüfer Hoca, "Kapıyı kapatalım," şeklinde bir cümle attı ortaya. Kapı kapandıktan sonra içeriye kimseyi almayacağını bildiğimden, garip bir rahatlamayla arkama yaslandım. Belki Kahraman'ın geç kaldığını görünce onun rolünü başkasına vermeye karar verirdi.

AŞKIN PROVASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin