7🐍

1.4K 119 63
                                    

Yorumlarınızı satır aralarına serperek servis edebilirsiniz bana canlar.

Okumak için sabırsızlanıyorum. 💜

Ölüm hiçbir şeye benzemezdi, o bir cisim değildi. İnsanların sürekli tarif ettiği -farklı farklı- şeylere benzemiyordu. Ya da uzun, pullu, soğuk bakışlı bir yılan değildi.

Ölüm görebileceğiz bir şey değil, hissedebileceğiniz bir şeydi. Elif hayatı boyunca hiç bu kadar yakın olduğunu hissetmemişti. Gözleri dolmuştu, çaresizce vereceği tepki için bekliyordu.

Çevredeki yavrular annenin yanına geldiler. Bir tanesi de Elif'in ayak bileğine dolanınca kendine gelip ani tepki verdi. Kısık çığlıkla ayağını silkeledi. Yavru düşünce de başını ezmek için ayağını kaldırdı.

Ama anne uyarıcı bir sesli tıslama ile durdurdu onu.

Başını kaldırmadan gözlerini havalandırdı. Ağırca indirdi ayağını. Bu tepkisi hoşuna gitmiş gibi kıstı gözlerini yılan. Elif bunu fark etti. Korkusu yerini ilgi ve meraka bıraktı.

"Konuşursan şaşırmam, söz." Dedi kısık sesle. Gözlerindeki araştırmacı bakışın değişimini gizlemedi anakonda, kobra gibi dik başı hafifçe inse de tamamen yere değmedi. Elif her bir hareketini izliyor, kendince tartıyordu. "Ne?"

Yılan dilini çıkarıp salladı. Bunun havayı koklamak ve sıcaklığı ölçmek için yapıldığını biliyordu, ama kendisini anlayan ve artık sağır olmayan bir yılanın bu basit hareketlere ihtiyacı olmadığını düşündü. Sanki tehdit etmek için yapıyor gibiydi.

Hareketsiz durdukça üşümeye başladı. Bir cesaret sola doğru adım attı. Yılan anında sol ayağına baktı, Elif bakışlarını ondan ayırmadan sağ ayağını da diğerinin yanına attı. Yaptığı şeye ne tepki vereceğini ölçerken aynı zamanda da gitmeye çalışıyordu.

Yılan sağ ayağını atması ile ters yöne belli belirsiz kaydı. Elif bir kere daha sola adımladı, yılan yine ters yöne kaydı. O zaman fark etti. Yol mu açıyordu?

Adımlarını yavaşça sola doğru tekrarlamaya devam etti, o gittikçe yılan da tersine kayıyor, karşı karşıya kalmaya devam ederken daire çiziyorlardı. Gözleri kopmuyordu.

Sonunda Elif merdivenlerin başında durduğunda, anakonda da onun eski yerindeydi. Hoşuna giden bir sırıtma dudaklarına yerleşti. "Akıllı sürüngen."

Tısladı.

Sırıtışı büyüdü. Geriye bir basamak çıktı. Yılan yerinde kaldı. O yavaşça basamakları çıkarken de izlemeye devam etti. Üst kata çıktığında diken üstündeki halini bıraktı. Tepeden gözlerine baktı. "Sağ ol, en azından bugün ölmüyorum ha."

Yılan öne atılınca Elif'in yüzü düştü, ve tırsarak bir adım geriledi. "Hemen de kız sen de." Hızlı adımlarla lavaboya geri döndü. Kapıyı kapattığında Peri'yi uyanık, ayakta dikilmiş kapıya bakarken buldu. Arkasını döndüğü zaman korkuyla bağırıp yerinde sıçradı, aceleyle ağzını kapattı.

Peri kaşları çatıktı ve kızgın görünüyordu. "Neredeydin?"

Elini çekip nefes verdi. Yanına yaklaşıp pikeyi uzattı. "Sana bunu getirdim."

Pikeyi alırken bakışları yumuşasa da Elif'e alttan baktığında, "sağ ol, ama dışarı çıkmamalıydın. Ablana ne hesap-" Derken, Elif sözünü kesti.

"Bilmediği şey onu kızdırmaz. Bu olandan ona bahsetmeyeceğiz." Sesi hem yalvarıyor hem de emrediyordu. Peri tereddütle bakmaya devam edince üstüne gitmeye başladı. "Lütfeeen? Yoksa bana çok kızar, ayrıca bak yaralanmadım, iyiyim. Kötü hiçbir şey olmadı, aksine bilgilendirici bir geceydi."

ANAKONDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin