Yorum oylarınızı bekliyorum. ❣️
Güzel zamanlarda çevrenizde güvendiklerinizin olması, sevdiklerinizin olması, rahatlatıcı bir sıcaklık sunardı.
Ama kötü ve çaresiz kaldığınız zamanlarda olması, işte bu paha biçilemezdi. Her şeye sahipmişsiniz gibi olurdu. İşte derdiniz, işte; şimdi yalnız değilsem bir daha asla olmam. Şimdi yanımda olanlar, kötü anımı görenler, yalnızlığımı giderenler, bir daha asla gitmezler benden. Hep yanımda kalırlar, gözümün içine bakarlar, ve sevmeseler bile, yanımda kalarak daha yücesini gerçekleştirirler.
Ya da 1 yıllık dostları, 1 haftalık arkadaşlara tercih edersiniz. Sırf o güven için, o hissi o an tatmak için. İki ara bir derede kalırsınız, kalp başka der, akıl başka.
Güven önemli olduğu için zordu, tehlikeliydi!
Şimdi gözlerine baktığı, daha üç günlük tanıdığı bu genç adam hakkında ne düşünmeliydi? Ne düşünmeliydi? İkisi de gençti, belki olgunlukları arasında dağlar kadar fark vardı. Yaşantıları arasında, amaçları arasında... Şüpheler vardı ve onları aşan arzular!
Başta neye yenik düşeceğini biliyordu Elif. Burada güven en önemli şeydi, şu an ki ortamda hayatta kalmalarını sağlayan tek şeydi birbirlerine olan güvenleri.
Gözleri aşağı düşerken elini gördü, hemen yanında duruyordu, sanki o tutsun diye parmakları açık, içi boştu. Yutkundu. Her şeyi bilebilirdi belki, fikirleri olabilirdi, kararları kesin olabilirdi ama bu hayatta emin olmadığı iki şey vardı. Biri erkeklerdi, diğeri de o erkeklere besleyeceği duygulardı. Hiçbir fikri olmaması korkutucuydu lakin istiyordu da bir yandan.
Eline bakarak uzattı elini, yerden yerden; çekingence, yavaşça. Eser de bunu gördü, gülümsedi. Ama hiçbir tepki vermedi, Elif'i bekledi, ona gelmesini bekledi.
Ne zaman ki parmakları birbirlerine değdi, o zaman o da hareketlendi. Elif'in elini alta alıp parmaklarını kenetledi.
Bu çok farklıydı, verdiği his güvenin de ötesindeydi. Hoştu, ihtiyaç gibiydi. Sürekli isteyebileceği kadar bağımlılık yapabilecek bir şeydi. Dudakları kıvrıldı ellerine bakarken, bakışlarını kaldırdı, Eser'in de aynı kendisi gibi olduğunu gördüğü zaman kalbi küt küt atmaya başladı, heyecanı ikiye katlandı. "Şimdi de sen anlat." Dedi.
Gözlerine baktı genç adam, yüzünün kıvrımlarını süzdü, Elif'i 4 saniye bekletti. O da içinden sayıp daha çok heyecanlandı. "Tamam." Dedi Eser, Elif istiyorsa yapacaktı. Önüne döndüğü zaman Elif başını omzuna yaslayıp bakışlarını Peri'ye çevirdi. Uyuyor gibi görünüyordu, acıdan arada yüzünü buruşturup uyansa da asla gözlerini açmıyordu. Kendine kızdı, tüm dikkatini Eser'e verip beyin algılarını kapattı, onun sesine odaklanmalıydı.
"Çok yönlü birisi değilim." Dedi, Elif gülüp elini sıktı. Eser'in yüzündeki gülümsemesi genişledi sonra konuşmaya başlamadan önce hafifçe azaldı. Çift gibi görünüşleri dikkat çekse de kimse uzunca bakamıyordu. Elmas ve Tayanç da görmüşlerdi, Elmas garipseyerek kaşlarını çattı. Bir süre süzüp Ada'ya döndü... "Siyah sevmem. Yemek seçmem. Fazla insan da sevmem, nadir yabancıları benimserim."
"Bizim gibi?" Dedi hevesle, kaşlarını kaldırdı alttan bakmaya çalışırken.
Başını salladı, yanağı saçlarına sürttü. "Senin gibi..." dedi kısık sesle, sadece o duysun diye. "Abimle birbirimizden başka kimsemiz yok..." Duruşunun sebebi yutkunması olmuştu, bu sözleri ilk defa başka birine sarf ediyor. "Ailemiz. Bir buçuk yıl arayla kaybettik."
Tekrar durduğunda Elif bu hassas konu ile gerildi. "Bahsetmek zorunda değilsin. Özelin."
"Anlatsam dinler misin?" Sesindeki o muhtaç tını kalbini burktu genç kızın, kızıl kirpikleri titredi. Başını salladı hızla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAKONDA
Science Fiction2048, Haziran'ında Dünya'nın daha iyi bir yer olacağını söyleyen tüm bilim adamları sözleri altında ezilip ölmüşlerdi. Başta Türkiye olamak üzere bütün ülkelere yayılan ölümcül olmakla beraber başkalarına zarar vermeyi de sağlayan N-230 virüsü yılla...