Satır aralarına yorum yaparsanız çok mutlu olurum canlarım. Yıldızı da es geçmeyin.
İyi okumalarr. 🤗
8 Ay Önce...
Odayı aydınlatan loş sarı ışık eşliğinde test çözüyordu Elif, uyumayı denemiş ama yine becerememişti. Nadir uyuyabildiği geceleri seviyordu, beyninin az çalışıp, az düşündüğü saatler nefes alabiliyordu. Aklına sürekli değişik fikirler geliyordu, çekmecesinde günlüğünün yanında bir ajandası vardı. İcatlarını ona yazıyordu. Bir saat önce aklına gelen tüm şeyleri not ettikten sonra yerine koymuş ders kitaplarına gömülmüştü.
Gözleri acıyordu ama sonuna kadar da açıklardı. Yutkundu. Bitirdiği sayfayı çevirdi ve temiz testlere göz attığı gibi çözümleri buldu. Tek tek yazıp kapağı olabildiğince sert şekilde kapattı, sonra sesten dolayı kardeşi uyanacak diye endişe ederek ona baktı. Neyse ki hala uyuyordu.
Sıkıntıyla nefes vererek arkasına yaslandı, bu basit lise soruları artık açmıyordu onu. Sıkılmaktan çok bu kadar kolay oluşlarından yorulmuştu. Zorlanmalıydı eğer bir şey yapıyorsa, ondan zevk almalıydı, yeni şeyler öğrenmeliydi. Bilmecelerin kızıydı o.
Odanın dışından gelen gülüşme ve gürültülü ayak sesleri ile sırtını dikleştirdi. Kapıya baktı. Tekrar duymak için kulak kabarttığında duydu. Yavaşça odadan çıktı ve ablasının odasına birkaç sarhoş kız sokmaya çalıştığını gördü, bir tane de erkek vardı ama kim olduğunu öğrenmeye gerek yoktu. Tahmin etmesi zor değildi!
Babasının bu manzaradan hiç hoşlanmayacağını biliyordu, ablasının bu denli arkadaş kölesi olması canını sıktı. Başını umutsuzca iki yana sallarken gözleri baydı. Dişlerini sıktı sinirlenirken, bu siniri ablasına olduğundan çok arkadaş dediği müsveddelereydi.
Herkesi içeri sokarken sessiz de olmalarını söyleyen Elmas biri var mı diye eve bakındığında karanlık holde kardeşinin silüetini gördü. Önce korkuyla eli kalbine gitti ama sonra sakin kalarak herkesi içeri soktuğundan emin olarak kendisi de girmek için atak yaptı.
Elif, "bunlar kim?" Diye sordu, bilmesine rağmen.
Elmas kapıyı kapatıp karşısına dikildi. "Sessiz ol." Dedi telaşla. "Annemleri uyandıracaksın. Saat gecenin biri."
"Uyumuyor annemler, laboratuvardalar."
"O zaman daha çok sessiz ol."
Kaşlarıyla odayı işaret etti. "Sarhoş muydu onlar? Kimler? Neden eve getirdin?"
Sinirle soluklandı. "Arkadaşlarım, tamam mı?"
"Ailenin onları görmesinden korkuyorsan yanlış arkadaş edindin demektir!"
Sinir alay karışık güldü sessizce. "Seni ilgilendirmez, arkadaşlıktan ne anlarsın ki!"
"Başını belaya sokma sebebi olmamaları gerektiğine eminim."
"Fikirlerini kendine sakla." İşaret parmağıyla gösterdi. "Büyüdüğün zaman gençliğini sürüngenleri izleyerek, sürekli test çözerek geçirdiğin için çok pişman olacaksın!"
Tırnak işareti yaptı. " 'Gençlik' senin ve diğer insanların gözünde ne anlam ifade ediyor bilmiyorum ama, kesinlikle o yaşlarda yatıp, gezip, oynanması gerekmiyor, ya da şuursuzca davranmayı gerektirmiyor." Dedi bilmiş bir ifadeyle. "Ayrıca bence sen beni dertleneceğine babamdan yiyeceğin azarı düşün."
Sertleşen bakışları tehditkardı, bir adım yaklaştı. "Söylemeyeceksin!"
"Bir gün arkana dönüp baktığında o çok sevdiğin sahtekar arkadaşların için asıl sen pişman olacaksın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAKONDA
Science Fiction2048, Haziran'ında Dünya'nın daha iyi bir yer olacağını söyleyen tüm bilim adamları sözleri altında ezilip ölmüşlerdi. Başta Türkiye olamak üzere bütün ülkelere yayılan ölümcül olmakla beraber başkalarına zarar vermeyi de sağlayan N-230 virüsü yılla...