Çıkmak için hazırlardı. Diğerleri kenara çekildi ve onlara alan açtı. Elmas en öndeydi, kapıyı açmak için uzandığı sırada Tayanç geldi yanına. Beklemediği için şaşkın bakışlarını çevirdi gözlerine, Tayanç kapı kolunda duran elinin üstüne elini koydu, avuç içi sıcaklığı parmaklarını yaktı. Etkilenmemiş gibi gözlerine bakmaya devam etmeye çalıştı, belli etmeden yutkundu.
"Dikkatli ol." Dedi yakınlaşıp sessizce. Gözleriyle de aynı şeyleri söylüyordu gözlerine.
Elmas bunu hiç beklemiyordu, şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşadı. "Bugün de hayranlarım bitmiyor." Dedi kısık, alaylı bir sesle.
Tayanç gülümsedi, dudakları kıvrıldığı zaman gözlerine parıltı geliyordu. Yüzü aydınlanıyor, karşısındakini etkisi altına alıyordu. "Güzel kızsın."
Elmas kendini tutamayıp güldü. "Sağ ol ya."
Pars geride durmuş ikisini süzerken yumruklarını sıktı, Tayanç'ı, hulk'un loki'ye yaptığı gibi yerden yere vurmak istiyordu. İkisinin birbirine bakarak gülüşmesi ve fısıldaşarak konuşması sinirden titremesine sebep oluyordu. Büyük bir kavga etmişlerdi, yarı ayrı durumda bile olabilirlerdi ama bu Elmas'ın başka kişilerle flört etmesine izin vereceği ve kıskanmayacağı anlamına gelmiyordu. Sarı kaşları, mavi gözlerine doğru yattı. Burun delikleri genişliyordu aldığı her nefes de.
Tayanç, Elmas'tan aldığı dönüşle mutlu bir şekilde geri çekildi. Kardeşinin yanına döndüğünde Elif sırıtmış ona yandan bakıyordu. "Tercihsel enişte?" Tayanç ona baktı. Tek kaşını kaldırıp indirerek oynattı. "Sen hayırdır? Benim bacıma mı yürüyorsun?"
Yüzü düştü. Hızla inkar etti. "Yoo yoo, yok öyle bir şey yapmıyorum, o nereden çıktı?"
Eser gözlerini devirip bıyık altından sırıttı, sessiz kaldı, kucağındaki Ada'ya bakıp gülümsedi, abisinin boş reddedişleri ne kadar komik olmaya devam ederse etsin keyifle izledi.
"Hehe." Dedi Elif. "İnanır mısın ben de anakonda."
Eser iğrenerek titredi. "Şunun şakasını bile yapma."
Keyifle güldü. Tayanç hazır Elif'in dikkati dağılmışken önüne dönüp görünmez olmayı diledi.
Elmas kapıyı açıp çıktığında hepsinin ilgisi de ona yönelmişti zaten. Holü kontrol edip eliyle gelmelerini işaret etti. Seçilenler çıktığı zaman kapı hızla kapatıldı ve kitlendi. Herkes dağıldılar ve yerlerine oturdu, Elif de diğerleriyle Peri'nin yanına geri döndü. Peşlerine hızlı adımlarla Ekin geldi.
Tayanç Peri'nin sol yanına duvar dibine oturdu, genç kızla göz göze geldikleri zaman gülümsedi. Eser, Ada'yı kucağından indirip abisinin yanına oturttu. Elif, Ekin'e döndüğünde Eser de yanında durmuştu, ellerini beline koyup yükünü bir ayağı üstüne verdi, uzun boyuyla Elif'in yanında heybetli duruyordu, bir kolu sırtına değiyordu. Direkt Ekin'e baktı.
"Buyur Ekin abi?" Dedi Elif saygıyla.
"Beni neden göndermedin?" Dedi Ekin, kızgın değil meraklıydı.
"Seninle başka bir sefer çıkmamız gerek çünkü, herkes dışarı bir kere çıksın ki adil olsun dedim, sen şimdi inersen bir daha ki sefere çıkman olmazdı. Denge koydum."
"Benimle ne yapacaksın?"
"Ablamlar geldikten sonra söylerim, dışarıda uzun bir işimiz var. Değişmezse tabii."
Ekin düşünceyle nefes alıp başını salladı. "Tamam, öyle olsun... Ama eğer Lale'ye-"
"Bir şey olmaz sevgiline, korkma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAKONDA
Science Fiction2048, Haziran'ında Dünya'nın daha iyi bir yer olacağını söyleyen tüm bilim adamları sözleri altında ezilip ölmüşlerdi. Başta Türkiye olamak üzere bütün ülkelere yayılan ölümcül olmakla beraber başkalarına zarar vermeyi de sağlayan N-230 virüsü yılla...