İntikamın Ardından - 3

38 4 17
                                    


Çolpan'ın karnı tıpkı ikizlerde olduğu gibi büyümüştü. İkiz olmasından şüpheleniyordu. Tengri onca olay sonrasında bu kadına acımış balalar nasip etmişti. Sanırım artık altı balası olacaktı. Karnına dokundu. Karnı çok büyüdüğü için otaktan çıkamıyordu. Yataktan kalkıp tahtına doğru giderken Saltuk geldi. "Çolpan'ım, ne yaparsın?"

"Tilbe'nin hakkı varmış galiba, bu son balalar beni yordu."

"Balalar? Kabullendin artık, ikiz olduklarına?"

"Baksana, karnım çok büyük. Temur ve Burak'taki gibi... Sence bu sefer cinsiyetleri ne olur?"

Saltuk başını evdeşinin karnına dayadı. "Kızdır, anasına benzeyen iki kız olacaktır."

"Öyle mi dersin, Saltuk beg?" Evdeşinin saçlarını okşuyordu, karnına yaslıyken... "Öyle derim hatun. Hem sen de kız istersin. Bilirim ben."

"Kız olursa ne isim koyarım diye düşünürüm... İçimden bana arkadaş dost olacak bir Yaren geçer." Saltuk başını kaldırdı ve dizlerinin üstünde çöküp hatununun ellerini ellerinin arasına aldı. "Senin aklına bir isim gelir mi, Saltuk?"

Başını salladım adam. "Çok istediğim bir isim var. Efsun doğduğundan beri olursa bir kızımız Defne olsun isterdim. Kabul edersen bu ismi verelim." Çolpan yüzünde kocaman bir gülümseme ile Saltuk'a baktı. Ellerini adamın yüzüne getirdi. Yarasını sevdi. "Kabul ederim, Saltuk beg. Seni hayatımda her yanımda istemişim, istediğin ismi de kabul ederim." Saltuk kalktı, evdeşinin yanına oturdu bu sefer. Çolpan kafasını yasladı adama. Saçlarını koklayan adam fısıldadı kadının kulağına. "Seni çok özledim."

"Ben de özledim." Çolpan kafasını kaldırıp dudaklarını adama uzattı, adam bu davranışı karşılıksız bırakamayacak kadar güçsüzdü bu kadına karşı. Dudakları buluştuktan kısa bir süre sonra Çolpan nefessiz kalmıştı. "Bu balalar beni nefessiz bırakır."

"Bu balalar son mudur dersin bana?"

"Eğer bunlarda ikizde olursa." dedi Çolpan elini karnına koyarak. "Altı balamız olacak. Altı bala neyine yetmez?"

"Ne yapayım hatun, baharlarca ayrı kaldık. Şimdi yanındayken hiç peşini bırakmak istemem." Çolpan adamın yüzünü yana doğru kaydırdı gülüp Saltuk'ta gülüyordu. "Sanki onca bahar peşimde dolanmadın."

"Dolandım da, bir bala yapmamıza izin vermedin ki..." Saltuk söylediği an pişman olmuştu. Gebe evdeşini üzmek değildi niyeti ama Çolpan'ın çoktan gözü dolmuştu. "Seni balasız bıraktım diye bana kızar mısın?" Bir hıçkırık duyuldu o anda Çolpan'dan. Saltuk evdeşine sıkıca sarıldı. "Olur mu hatun? Şimdi altı bala ile biter dersin, o zaman belki on beş balaya izin verirdin." Çolpan gözlerindeki yaşlarla geri çekildi. "On beş bala mı? Ne dersin sen Saltuk?"

"Eee sen Çolpan bikeyken toy kursaydık bir on beş olurdu şimdiye." Saltuk'un gülümseyerek söylediği bu laf kadını da güldürdü. "Sen de beni bir bahar gebesiz görmek istemezsin?"

"Ne yapayım, sevdiğime doyamıyorsam suç benim midir?" Evdeşinin yüzünü tuttu, gözlerine baktı. "Bu ceylan gözlerin suçu yok mudur?" Diğer eliyle saçlarını okşadı. "Bu ipek saçların suçu yok mudur?" Boynuna getirdi elini kadın başını arkaya atmıştı çoktan. "Bu gerdanın suçu yok mudur?"

Kadın boynunda dudakları hissettiğinde ellerini adamın kafasına bastırdı ve inledi. Elbisesini omuzlara doğru indirdi Saltuk. Dudakları kadının göğsüne giderken iyice nefessiz kalmıştı Çolpan. Dudakları göğsünü bulduğunda kadın tahtın kenarlarını sıktı. "Saltuk." Diye nefes nefese kaldı. Adam dudaklarını çekti ve kadının boynuna doğru tekrar ilerledi.

Çolpan ve SaltukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin