Birçe ağlayarak babasının kucağında kalmıştı. Sesler durulduğunda Çolpan sürünerek yanlarına geldi. "Birçe." Dedi ağlayarak "kızım." Kızını kucağına almış. Saltuk ikisine birden sarıldı sıkıca. "Burada kal." dedi Çolpan'a ayağa kalkıp. Telefonuna uzanmış birilerini arayacakken Çolpan kolundan tuttu adamı aşağı çekmeye çalışarak. "Gitme." Gözleri kıpkırmızı olmuştu. "Bir şey olur. Gitme." Saltuk kadının yüzünü iki eliyle sardı ve alnını öptü. "Hiçbir şey olmayacak, söz veriyorum." Birçe'yi de başından öptü ve telefon görüşmelerine başladı. Çolpan ne olduğunu dahi anlamamıştı. Sadece Saltuk'un bir ara gelip Birçe'nin üstünü değiştirdiğini ve Çolpan'ın üstünü değiştirmesinde yardımcı olduğunu hatırlıyordu.
Polisler, ekipler, siren sesleri, ambulanstaki kontrolleri... Her şey fluydu. Bir fırtına esmişti tıpkı seneler önceki gibi... Kendini bir hayal içinde bulmuştu. Fakat hiç hayalini kuramayacak kadar korkunç bir hayal olmalıydı bu. Gerçekliğin her saniyesi ona zarar veriyordu. Bu yüzden Çolpan zihnini anda değil, dün geceki güzel anılarda tutmaya çalışıyordu. Sanki bedeni kendinden ayrılmış ve bu beden onun değil gibiydi. Ağlamıyordu, tepki vermiyordu. Birçe ise ona sarılmış şekilde durmuştu tüm gün, Saltuk ara ara geliyor kucağına alıyor, araba değiştiriyorlardı. Saltuk gün sonunda onu bir eve getirdiğinde Çolpan etrafa şaşkınlıkla bakıyordu.
"Bir süre burada kalacağız." Birçe kucağındaydı adamın. Kızı günün yorgunluğu ile uyuyakalmıştı, hemen bir odaya geçti ve kızını yatırdı. Çolpan ise salonda tek başına oturuyor, ne yaşadığını anlamaya çalışıyordu. Ne yaşıyordu sahiden? Ne olmuştu? Evi basılmış ve her yer darmaduman olmuştu.
"Çolpan." Adam sevdiğinin yüzüne bakıyordu yanına oturmuş. "Ne ara geldin?" Saltuk derin bir nefes verdi. "Buradayım ve seni bırakmayacağım." Sıkıca sarıldı sevdiğine. "Neden böyle oldu?" Kadının küçük yüzünü büyük elleriyle iki yandan tuttu.
"Anlatacağım ama şimdi biraz dinlenmen gerekiyor. Al şimdi iç bu çayı." Dediğinde Çolpan şaşkın bir şekilde baktı. Bu adam ne ara gidip papatya çayı hazırlamıştı? Bilinci ara ara kopuyor muydu yoksa? Şimdilik bunu kimseye söylemese iyi olacaktı. Başını salladı kadın ve çayı sakince içmeye başladı. Saltuk ise yanında duruyor gözlerinin içine bakıyordu. "Sen gerçek misin?" dedi kadın. "Yanımda mısın gerçekten?"
Saltuk kadının belinden tutup kucağına oturttu. "Yanındayım." Kadın bir süre sonra adamın kucağında kendini iyice bırakmıştı, mırıldanıyordu. "Tılsım'ı unuttum."
"Merak etme, konuştum ben onunla. Bir süre burada kalacağız?"
"Ne zamana kadar?"
"İşler durulana kadar."
"Ne zaman durulur ki?" Çolpan hafif doğruldu adamın kucağında ve yüz yüze hizaya geldiler. "Bilmiyorum." dedi sakince adam. Kadının bakışlarına karşılık verince içinde bir ürperti geçti. Kadın aniden adamın üstüne doğru eğildi ve adamın gözlerini öptü. "Senin yanında kendimi sakin hissediyorum." Adam kadının nefesini yüzünü hissettiğinde belindeki elleri sıkılaştırdı. Kadın artık tamamen kucağında oturuyordu. "Papatyanın da etkisi olabilir."
Omuzlarını silkti kadın. "Bilmem olabilir."
Kadın dudaklarına dokunduğunda "Ne yapıyorsun?" dedi adam. "Seni özledim." Kadın adamın dudaklarına doğru eğilip yavaş yavaş hareketlendirmeye çalıştı. Adamın boynuna iyice sarılmıştı kadın, koala gibi yapışmıştı. Saltuk incindiğinin ve korktuğunun farkındaydı kadının bu yüzden onu kesin bir reddetmek istemiyordu. Dudaklarında huzur buluyordu adam, o da kaptırdı kendini. Çolpan biraz daha ilerletmek için adamın beline doğru gitti eli. Saltuk durdurmak zorunda hissetti kadını. "Olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çolpan ve Saltuk
Hayran KurguDestan dizisi karakteri olan Çolpan ve Saltuk'a yazılan tek bölümlük hikayeler.