*-*-*-*
Çolpan rüyasında geyikli kolyesinin hikayesini hatırlamıştı. O gün ne kadar öfkeli de olsa adama aldığı hediyeler gerçekten onu mutlu etmişti. Gözlerini açtığında neler yaşadığını tekrardan hatırladı. Geyikli kolyesi de eski evinde kalmıştı. İçine bir sıkıntı düşmüştü. Eli tekrar boynuna gittiğinde orada kolyesini bulamamıştı. Londra'dayken Saltuk görmediğinde hep takardı kolyeyi. Kırgın ve kızgın olmasına rağmen içten içe adamı sevdiğinin farkındaydı. Belki de en çok bu yüzden yıllardır ondan uzak kalmaya çalışıyordu. Küçücük ve kısacık anlarda yan yana geldiğinde ateş gibi oluyorlardı. Yanına döndüğünde kızı ve Saltuk'u gördü. Saltuk kızına sıkıca sarılmış, kızı da babasına sıkıca sarılmıştı. Seneler geçmesine rağmen bazı şeyler değişmiyordu, kan birbirini çekiyordu. Baba ve kız eksik günleri tamamlıyordu. Tam yeni doğmuş bebek gibi üstüne yatırmıştı Saltuk. Onlara bakınca gülümsedi. Yataktan kalktı, evin içinde gezmeye başlamıştı.
Saltuk'un telefonunu gördüğünde içinde o gizli his olmuştu. İçinden bakmak geliyordu. Hep çiftlerin birbirinin telefonuna bakmaması gerektiğini söyleyen sohbet masalarındaki Çolpan'ı hatırlasa da eli yavaşça gitti telefona. Telefonu kaydırdığında kilit olmadığını gördü. Çolpan kendi kendine mırıldanıyordu. "Kilit olsaydı bakmazdım zaten."
Hızlıca telefonun fotoğraflar kısmına gitti. Kimlerle nereye gitti acaba diye? Kalbi gümbür gümbür atıyordu. Göreceği ne olacak diye. Fotoğraflara tıkladığında tanıdık birkaç şey görmüştü. Kendi çocuğu... Birçe... Çocuğunun fotosu vardı. Bebeklikten bu yaşa kadar Çolpan'ın attığı fotoğraflar duruyordu. Dudaklarını büzdü Çolpan, gözleri dolmuştu. Yine de bir kontrol isteği ile tüm fotoğraflara gittiğinde Çolpan kendini gördü. Birkaç poz gizli gizli istanbulda çekmişti. 40 günlükken geldiğinde aynı odada yattıklarında uyurken çekmişti Çolpan. Gülümsedi çünkü o da Saltuk ve kızını çekmişti o gün gizlice. Yine de uyandıklarında bu fotoğrafı ortaya çıkarıp hesap soracağı gerçeğini değiştirmiyordu. Ona dün kahvaltı hazırlayan ikiliye kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdi. Hiçbir zaman mutfak ile arası iyi olmamıştı fakat kahvaltı hazırlayabilecek beceriye sahipti.
Saltuk ve kızı uyandığında kahvaltı hazırlamış Çolpan'ı gördüklerinde kızını kucağına alıp hızlıca Çolpan'a koştu. "Öpücük yarışııııııııı." Kızı ile Çolpan'ı öpmeye başladıklarında Çolpan kıkır kıkır gülüp ellerinden kurtulmaya çalışıyordu fakat kısa sürede halının üstüne yatırılmış buldu kendini kadın hem de gıdıklıyorlardı. "Bırakın. Bı – ra – kın! Ahahahaha Bir-ÇE! SALTUK Ahahahaha bırak!"
Birçe annesinin kucağında onu gıdıklamaya çalışırken Saltuk kadının dudaklarına birkaç öpücük kondurdu. Kadın onaylamaz bakışlar attığında bir öpücük daha kondurdu. İster istemez süresi uzadığında Birçe gülerek onlara bakıyordu. "Şimdi siz evlendiniz mi?"
Çolpan hızlıca kalktı ve Saltuk'u itti. "Nerden çıktı şimdi bu Birçe?"
"Hani sen demiştin ya, insan evlenince öpüşübiliyley diye."
"Neden annen bunu demişti ki, Birçe?"
Çolpan kızını susturmaya çalışırken Birçe güzel gözlerini kocaman açmış bir şekilde şu cümleleri söyledi. "Kiyeşte beni öpmüştü, John. O zaman annem kızmıştı, baba." Saltuk'un damarları çıkmıştı. "Öyle mi, nerdeydi bu John?" Kaşlarını çatmış şekilde kızına bakarken Çolpan ayağa kalktı ve yukarı doğru çekti Saltuk'u. "Bırak şimdi kıskançlığı." Kızgın bir bakış attı Saltuk'a. "Kahvaltı vaktiiiii!" diye bağırdı.
Birkaç günün yorgunluğunu atlatmaya çalışıyorlardı. "Ama anne şimdi siz evlendiniz mi?" Dudaklarını büzdü küçük kız. "Hani siz evlenince ben de gelin olacaktım."
Saltuk kaşlarını çattı. "Gelin mi olacaktın?"
"Evvvveeeet! Annem senle evlenirse benim de gelinlik giyebileceğimi söyledi." Birçe sandalyesinde ayağa kalktı. "Annem gelinlik giyince ben de giyecekmişimmmm!!!!"
"Öyle mi annen kimle evlenecekmiş?" Saltuk gözlerini Çolpan'a kitlemiş olsa da kızına çevirdi cevabı duymak için.
"Senle?"
"Öyle mi dedin annen?"
"Yanlış duymuşsundur, Birçe. Ne evliliği şimdi babanla?"
"Hayıyyyy, sen dedin ya, evlenirsem babanla evleniyim diyeee?"
"Ben demedim." Dedi Çolpan kahvaltısına devam etmeye çalışırken. "Olur kızım, o da olur. İstediğin gelinlik olsun. Annenle evlenirken sana da gelinlik giydiririz kızım."
"Yaşasın! Gelinlik giycemmm!"
"Seninle evlenmeyeceğim." demişti Çolpan, Saltuk'a kızı duymadan. "Bugünlük evet ama yarını bilemeyiz." Derken gözünü kırpmıştı adam kadına. Kadının içinde yükselen heyecanı şimdilik durduruyordu. Bu heyecana kapılmak birçok şeyi kabul etmek anlamına gelirdi. Yine de ailesi ile birlikte yan yanaydı. Mutluydu ve bir şeylerin iyi gideceğine dair inancı vardı. Artık... Çünkü... Sesli söyleyebilirdi kendine. Saltuk yanındaydı ve kendini güvende hissediyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çolpan ve Saltuk
FanfictionDestan dizisi karakteri olan Çolpan ve Saltuk'a yazılan tek bölümlük hikayeler.