Defter - 1 -

42 4 16
                                    


Çolpan atı ile hızla orman içinde ilerliyordu. Tilbe ve birkaç candaşı hanlarını arkasında takip ediyorlardı. Çolpan attan inip mağaraya doğru ilerledi. Etrafa baktığında Saltuk'un hala gelmediğini gördü. Mağaranın içine her girdiğinde içinde bir şeyler değişik oluyordu. Ne zaman buraya gelse "ev" hissi yaşardı Çolpan. Bir mağaranın ona ev hissi vereceğini hiç düşünmezdi. Yerdeki masaya doğru ilerledi bir defter gördü. İçinde o hafif kıpırtıyı yaşadı. Bir han olarak gizli bir şey kalmasına dayanamazdı yavaşça etrafa baktı, bir at sesi duymuyordu. Yavaşça çöktü yere, masadaki defteri aldı.

"Ben bugün bir güzel peri kızı gördüm, Alpagu Han'ın toyunda. Saçları salık bir şekilde at sürüyordu Dağ'da. Gök ile anlaşamazdı Dağ amma Alpagu Han Tılsım bikeye aşık olduğunda işler değişti. Dağ ve Gök barıştı. Bilmezlerdi ki, benim de kalbime bir ok gelmişti. Gönlüme bir bike oturmuştu öylece, adı neymiş biliyor musun? Çolpan. Venüs. Benim yıldızım. Nereye gitse ışıl ışıl parlayan bir yıldız... Benim adımı bile bilmeyen bir yıldız, ben de bir çoban, bir gök alpi... Çoban nasıl ulaşsın yıldıza? Ah gönlüm neler ettin bana?"

Çolpan dudaklarını dişledi gülümseyerek. Defterin ilk sayfasında kendini bulması bir yandan da kalbini pır pır yapıyordu. Bu adamın her seferinde onu çok sevdiğini söylediğinde gözlerinde görebiliyordu, bu kez ise okuyabiliyordu hem de en içten duygular ile birlikte. Devam etti Çolpan merakına yenik düşmüştü. Etrafa biraz daha bakıp bir ses duyup duymadığına baktı. Etraf sakindi, devam edebilirdi.

"Toy bitmedi, kırk gün kırk gece sürer eğlenceler, Çolpan bike ise etrafta huzursuz bir şekilde dolaşır. Bakışları kime ok atacağına iyi bilir şekildedir, beni bile buldu. Bir gök alpini! Çadırdan çıktığında gözlerimi ona dikmiştim, nereye gidiyor, ne yapıyor, nasıl etrafta salınıyor izlemek bile iyi gelirdi bana. O sırada dağ bikesi bana baktı gülümseyerek... Benim için durdu o an. Gökben başının sesini duymamıştım. Gökben başı gelip bana bağırdığında fark ettim Çolpan bikenin oyununa düştüğüme. Yere düşürdüm bakışlarımı, bikenin eğlencesi olmuştum. Yetmemiş bir de fark edilmiştim. Bir gök alpi anca bikenin eğlencesi olurdu ama fark edilmek incitmişti beni. Hiç görmeseydi, beni fark etmeseydi... Şimdi nasıl bakarım onun güzel yüzüne? Ah peri kızı, beni neyin içine düşürdün? Umay anam bana yardım et."

Çolpan o anı hatırlıyordu fakat Saltuk'un bir yanıldığı durum vardı. Çolpan toyun başladığı ilk gün görmüştü Saltuk'u. Dağ bikesi bakışları fark ederdi hep fakat bu farklıydı. Gizli gizli bile olsa hayranlığını gizleyemezdi. Alışıktı Çolpan ama bu bakışlar onun hoşuna gitmişti hem de diğerlerinden daha fazla. İlgisine bakmak takip ettiğini görmek çaresiz kalışı hepsi hoşuna giderdi bikenin. Dağ'ın birkaç kızı çoktan peşine düşmüştü bu Gök alpinin. Farkında bile değildi, hele hele dağ güzel Alçin Saltuk'u gözüne kestirince minik bir yarış başlamıştı Dağ kızları arasında. Yiğit görünümlü bu alp Dağ'ın kadınlarının ilgisini çekmişti bir kez. Bikesinden güzeline, güzelinden yaşlısına kadar. Sabah erken kalktığında diğer gök alpleri gibi öyle yatıp durmaz, Dağ'ın yaşlı kadınlarına yardım eder sularını taşırdı. Çocuklarla oyun oynar, tüm Dağ'ın ilgisini çekerdi. Bir kez de kılıç toyuna katıldı. Tüm kadınların gözleri üzerindeydi. Gülümsedi Çolpan bir anda kendini o anda bulduğunda.

Alçin'inde Saltuk'a baktığını görünce içi bir huzursuzlanmıştı ama gök alpinin gözü Çolpan'dan başkasını görmezdi. Daha bilmezdi Çolpan. Kılıç toyunu kazandığında kime bakış atacağını merak ediyordu. Çünkü öncesinde Alçin su uzatmıştı gök alpine. "Sağolasın." Dediğini duydu yakındı alana. Karşısındaki kişinin kılıcını düşürür düşürmez başını kaldırdığında baktı Çolpan bike'ye ilk kez o zaman göz göze gelmişlerdi. Çolpan hızlıca defterin sayfasını değiştirirken ensesinde bir nefes duydu ve kolları tutuldu kadının.

"Saltuk"

"Benim defterimi mi karıştırırsın hatun?"

"E farklı bir şey yoktur burada yalnızca ben." Başını adamın geniş omuzlarına yasladı. Adam kadının kollarını iyice sardı ve göğsüne yatan kadının başını öptü. "Kılıç toyunu okumak istiyorum."

"Önce o bakışları yaktığın adamın canını okusan, dağ bikesi."

Çolpan defteri bir süre sonra tekrar okumak için kapattı defteri ve adamın kucağına yerleşti. "Canını okumaya nereden başlasam gök alpi? Ya da çoban mı demeliyim?"

"Çolpaaaan...."

Kadın adamın dudağına bir öpücük kondurdu. "Düş bakalım oyunuma." Saltuk kollarını sıklaştırdı. "Bu sefer oyunu kim oynar görürüz dağ hanı" Öpücükler sıklaşmışken güldüler.

Çolpan ve SaltukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin