Merhaba...
Nasılsınız?
Seviyor musunuz bu kurguyu?
Şahsen ben çok seviyorum.
Ve iyi okumalar diliyorum, yorumlarınızı da bekliyorum♡
•••
Kumsala yağan kar gibi yere mi düşüyoruz?
Garip ama fazlasıyla güzel
Bir rüyanın içinde uçuyorum, cep dolusu yıldızlar
Beni istiyorsun, bu gece imkansız gibi.•••
"Londra'ya gidiyoruz, bu gece."
Nedenini bilmiyordum. Bilmiyordum, tedirgindim ve heyecanlıydım. Aylar önce evden dışarı çıkmak bile yasakken bana, şimdi ülke dışına çıkışıyordum. Belki bunu tehlikede olduğumuz için, belki kaçtığımız için yapıyorduk. Ama gidiyorduk sonuçta. Hayal bile edemediğim bir olayı yaşayacak olmak, korkunç bir hisle doldursa da bedenimi, temelim heyecanla atılıyordu.
"Arabayı kullan, Agust D." Dedi yer altının girişinin bulunduğu binadan çıkarken. Binadan çıkışımız, arabanın yanına varışımız kısa sürmüştü. Taehyung'um hâlâ elimi, sanki birisi bir anda beni ondan alacakmış gibi sımsıkı tutuyordu.
Arabanın arka koltuğuna yerleştik. Ben cam kenarına, yanıma Taehyung ve onun yanına da Jimin oturdu. Agust D sürücü koltuğuna geçerken Hoseok, onun yanındaki koltuğa yerleşti ve araba hızla eve doğru yol aldı.
Sessiz sakin bir yolculuk umarken Taehyung, sol kolunu sırtımdan belime doğru sardı. Ben sadece beni kolu altına alacağını sandım rahat etmek amacıyla. Fakat o, dayanamıyormuş gibi diğer kolunu da sardı önümden omzuma. Beni göğüsüne çekti, yüzüm göğüsüne gömülüp görüşüm karanlığa bulanırken burnunu yasladı saçlarımın arasına. Bedeninden sızan korkuyu hissettiğimde ben de aynı şekilde sarıldım ona sımsıkı. Göğüsünden gelen yoğun kokusunu derin derin solurken, dudaklarını yanaklarımdan boynuma doğru bastırdı uzun uzun.
"Buradaki son gecemizde gitmek istediğin bir yer var mı?" Diye sordu fısıldarcasına, ben cevap vermeden de çene hattımdan öptü baskıyla. Öyle baskılı öptü ki, kafam yana doğru eğildi. Bu sefer daha çok öptü. Neden bir anda böylesine sevgiyle, ilgiyle dolmuştu bilmiyordum fakat fazla güzel hissettiriyordu.
"Hani, gördüğümüz bir evcil hayvanlarımızla gidebildiğimiz kafe vardı ya?"
Sorarcasına mırıldandığımda zarif parmaklarıyla çenemi kavrayıp dudaklarıma da baskılı bir öpücük bıraktı.
"Tamam, gidelim. Ama ilk önce Bam'ı alalım." Dediğinde hızla onayladım onu. Alnımı da öptükten sonra tekrar yüzümü gömdü göğüsüne, orada kalmamı sağladı. Tek bir temasımızı dahi kesersek alacaklardı sanki beni ondan, en değerliymişim gibi... beni kaybederse ölümü gelecekmiş gibi davranıyordu ve bu, beni gersede az çok da şımartıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revolution
Novela JuvenilBenim için doğdun, benim için ağladın ve benim için öldürdün; senin için doğdum, senin için öldürdüm ve senin için öldüm. Bizim aşkımız bir devrim.