Merhabalar.
Kontrol etmeden atıyorum çünkü gözüme çok uzun göründü, 3.3K.
Yavaş yavaş sonlara geliyoruz demek isterdim ama hâlâ önümüzde çok yolumuz varmış gibi hissediyorum ve bu fici artık hiç bitirmek istemiyorum.
Çünkü Revolution gerçekten benim kalemimi yansıtan bir kurgu. İlhamı bazen benden uzaklaşsa da bendeki yeri çok ayrı.
Bu yüzden hiç bitirmek istemiyorum.
Bölüme geçmeden önce sormam gereken sorular var.
Sizce Jeongguk'un babası nerede, neden Jungkook'u bıraktı veya bırakmak zorunda kaldı?
Ve şu anki Jungkook'tan haberi var mı?
Bu soruları yanıtlarsanız sevinirim.
İyi okumalar, bolca yorum bekliyorum♡
•••
Zihnimin tamamen bir karanlığa dönüşmesinin üstünden geçen saatlerin sonunda, kendimi V'nin, sevgilimin güvenini boşa çıkarmamak için, biraz da içimdeki o sessiz intikam arzusunun sivri dişlerinin acısını hissettiğimden dolayı olsa gerek kendime gelebilmiştim. Hastane koridorundan yanımdaki Haruto ve Agust D ile ayrılırken oldukça sessiz, fakat bir o kadar da iyiydim. İyiydim. Sevgilim için iyi olmalıydım.
Jimin'e orada kalmasını söylemiştim. Bunun nedeni, Taehyung'un yalnız kalmasını istemememdi. Orada hâlâ benim için canıyla savaşan biriciğimin yalnız kalmasına izin veremezdim. Benden sonra en yakını, kardeşi Jimin'di. Jimin'in ona iyi geleceğini biliyordum. Bu yüzden onu, onun yanına bırakmış ve yola çıkmıştım.
Esitor'un yanına gidiyorduk. Bilgi almamız gereken adamları araştıran adamlarımı Esitor konusunda görevlendirdikten yaklaşık iki-üç saat sonra bilgiler elime ulaşmıştı. Bilgiler elime ulaşır ulaşmaz da yola koyulmuştuk. Onunla güzel bir konuşma yapmam gerekiyordu. İşime yarayacak tüm bilgileri ondan almayı umuyordum.
Almam gereken bilgilerin tamamı, Kwang ile ilgiliydi. Şu an hapisteydi ve büyük bir gerçek vardı ki birkaç gün içerisinde yeraltına paşa paşa geri dönecekti. Sonuçta devleti susturmak, yeraltının yüksek seviyesindeki adamlar için epey kolaydı. Haliyle o piçin oradan çıkması da epey kolay olacaktı. Bu yüzden o çıktıktan sonra onu ele geçirmek için birilerinin yardımına ihtiyacım olacaktı.
Bu ihtiyacı da Esitor karşılayacaktı.
"Saatlerdir uykusuzsun."
Agust D, oturduğu arka koltuğa yayılmış bir şekilde camdan dışarıyı izlerken mırıldandığında bakışlarımı ona çevirdim. Oldukça rahat görünüyordu, kendi kendine konuşuyor gibiydi. Hastanede geçirdiğimiz süre boyunca beni kendime getirmekle uğraşmıştı ve şu an epey durgundu. O da yorulmuş olmalıydı. Ben nasıl sevgilimi ölüme göndermek zorunda kaldıysam, o da dostunu kaybediyordu. Yorgun olması normaldi.
"Ne yemek yedin, ne uyudun..."
"O orada canıyla savaşırken ben burada keyfime bakamam, Agust D."
Derin bir nefes aldı. Birkaç saniye boyunca sessiz kaldı, bakışlarını dışarıdan ayırmadı.
"Bakmalısın." Dedi umursamazca, "bakmalısın çünkü o piçin kafasına silah dayamak için bedeninin güçlü olması gerekiyor. Birkaç saate güçsüz düşeceksin, elin kolun tutmayacak. Keyfimize ağzımızı açmıyoruz burada."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revolution
Novela JuvenilBenim için doğdun, benim için ağladın ve benim için öldürdün; senin için doğdum, senin için öldürdüm ve senin için öldüm. Bizim aşkımız bir devrim.