surun simdi pis jimin
iyi okumalar^~^
..
YAZAR
Yoongi gözlerini her ne kadar silip kendine gelmeye çalışsa da başarılı olamıyordu. Gözlerindeki yaşlar sanki bir daha hiç durmayacakmış gibi akıyorlardı. En sonunda küçük beden pes etmiş ve yorgunlukla bulunduğu kapıya iyice yaslanmıştı. Telefonuna gelen aramalar ve mesajları duymazdan geliyordu fakat telefon bu gidişle susmamaya devam ederse biraz sonra parçalara ayrılmış olacaktı.
Yoongi küçüklüğünden beri ailesinin arası her ne kadar kötü olsa da büyüyünce çok iyi birisiyle yaşayacağını düşünmüştü. Küçük beden bunu düşünmeyi de 14 yaşında en güvendiği arkadaşı onu bir kere dinlemeden ölesiye dövüp, tüm okula rezil ettiğinde pes etmişti. Bu çevredeki okullara bile yayılmıştı ve bu yüzden liselerden üst sınıflar gelip aynı şeyleri Yoongi'ye tekrar yapmaya kalkışmışlardı. O zamanlar Sadece Jin hyungu vardı. İşte, bu yüzden belki de aynı olaylar tekrarlanmamıştı.
Jin hyungu onu her zaman korurdu çünkü.
Jin'in de Jimin'e güvendiğini fazlasıyla biliyordu. Kardeşim dediği kişiyi ona emanet etmişti sonuçta. Kendisi kalamamış Jimin'i bırakmıştı birine muhtaç olan Yoongi'ye.
Fakat şimdi her şey farklıydı.
Jimin'in söylediği ve yaptığı her şeyin yalan olması, bunca ay Yoongi'nin yanında Jaemin için durması Yoongi'nin canını yakıyordu. Jaemin söylemese, Jimin'in Yoongi'den haberi bile yoktu.
Birde aptal gibi "Seni seviyorum." demesine inanmıştı.
Keşke o gün düşüncelerimden çıkmasaydım diye geçirdi Yoongi. Jin hyungu da hastaydı. Ölü bedeni Jin hyungu endişelenip evine gelene kadar bulunmazdı bile. Okula gelmediğinde neden gelmediğini soracak bir arkadaşı bile yoktu çünkü.
Birisinin gerçekten onu sevdiğini, kalbine girmek istediğini, belki de bu kötü halinden çıkarmak istediğini düşünmüştü. Ama o Jimin'e başta demişti ki zaten.
"Jimin...Bana yalan söylemiyorsun değil mi? Bak bana yalan söyleyip, kandıracaksan baştan yapma, söyleme bana öyle şeyler."
Yoongi, Jimin'e en başında söylemişti bunu. O gün ilk defa birisi kendi isteğiyle yanına gelmişti. Hatta o günün gecesi öyle bir heyecanlanmıştı ki, gece yatakta dönüp uyuyamamıştı fakat belki yalan söylüyordur bana diyerekten Jimin'e mesafeli davranmaya çalışmıştı.
Başaramamıştı.
Kendisini sürekli Jimin'in yanına gitmek isterken buluyor, her zaman aklına geliyordu.
Ellerini sertçe saçlarından geçirmiş ve bununla birlikte ağlaması şiddetlenmişti.
Jimin sevmemişti onu, Jaemin'i seviyordu, Yoongi'yi hiçbir zaman merak etmemişti, gözleri onu aramamıştı, kalbi hiç Yoongi'nin ki gibi hızlanmamıştı, karnı kasılmamıştı, fotoğraflarına sadece bakarak bile gülümsememişti, kelebekleri Jimin'in karnında uçurmayı becerememişti. Oysa Yoongi bunları ve daha fazla güzel duyguyu içinde barındırmıştı.
Ama Yoongi, Jimin'in gözünde sürtük konumuna bile düşmüştü.
O gün Yoongi'nin aklından hiç böyle bir düşünce geçmemişti. Sadece korkuyordu ve birine ihtiyacı vardı.
"Ben kötü biri değilim."
Yoongi bir anda kendini kaşımaya başlamıştı. Bir yandan da sürekli bu cümleyi tekrar ediyordu. Yaşları asla durmazken titreyen bacakları ile ayağa kalkmaya çalışmıştı ama yapamayacaktı. Bunu da ayağa kalktıktan bir iki adım sonrasında düşmesiyle anlamıştı. Söylenmeye ve kendini kaşımaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold : Yoonmin ✔️
FanficPark Jimin'in tek isteği aşık olduğunu sandığı Na Jaemin'in gözüne girebilmek,kendini ona aşık edebilmekti. Bunu yapması içinse tek yapması gereken, okulun buzlar prensi Min Yoongi'yi kendine aşık edip ardından onu yıkmaktı. uyari: bu fic kendine...