bu fic benim icin cok ozel bir yere sahip...
jiminin yoongiye olan mesajlarini edebiyatciya falan gosterdim o derece (ece yuzunden ama hoca begendi np) cnwlfnskfkd
İyi okumalar^~^
..
YAZAR
Günler hızlıca akıp gidiyordu. Yoongi'yi genelde kurs çıkışı Jimin almaya gidiyordu ve Yoongi'nin etrafında o beyaz saçlı çocuğu gördükçe, sinirleri tepesine çıkıyordu. Yoongi'ye karşı bir şeyler hissettiği her hâlinden belliydi fakat neden Yoongi ondan uzaklaşmıyordu ki? Jimin, o çocuğu gerçekten sevmemişti. Halbuki, Yoongi'nin yanında durup onu gülümsemekten başka yaptığı bir şey de yoktu.
Jimin düşünceleri ile sinirinin tekrar tepesine çıktığını hissederken, derin bir nefes verdi. Yoongi, ödevlerini yapıyordu ve Jimin de onu 'rahatsız' etmekle meşguldü. Yoongi ne kadar kovarsa kovsun gitmemiş, bunun aksine de sürekli Chanyeol denen çocuk ile ilgili bir şeyler sormaya başlamıştı. Yoongi, sanki haftanın beş günü onunla değilmiş gibi birde evin içinde mesajlaşıyordu. Bu iyice Jimin'in zoruna gitmişti. O burada Yoongi onu affetsin diye çırpınıyordu. Yoongi neden başkalarıyla konuşuyordu o zaman?
Bu sahne Jimin'e bir yerden tanıdık geldi.
(acaba nereden kodumun malı)
Jimin tekrar düşüncelerinden sıyrıldığında ağzından fark etmeden bir küfür kaçmıştı. Bununla beraber, Yoongi'nin ödevinde olan gözleri artık kendi üzerindeydi. Onu rahatsız etmek istememişti fakat o çocuğun Yoongi'yi Jimin'in gözü önünde götürmesine izin verecek değildi.
"Yoongi ya, konuşmasan şu çocukla."
"Jimin, bu nereden çıktı?"
"İçimden geldi! Ben varım ya, yetmiyor muyum? Bak peşinde dolaşıyorum aylardır. Anladım, yanında durmama izin veriyorsun fakat başka hiçbir şey yapmıyorsun. Ne kadar çırpınıyorum, göremiyor musun beni?"
Jimin aklında olan düşüncelerle konuştuğunda, Yoongi kendini kötü hissetmeden edememişti. Böyle bir tepki beklemiyordu Jimin'den. Evet kıskandığının, bundan hoşlanmadığınız farkındaydı fakat... Jimin'in böyle çıkışmasını beklemiyordu. Şaşkınlıkla küçük dudakları aralanırken, bir şey dememeye karar verdi. Kararına da uyup direkt önüne dersine döndü.
"Şimdi de görmezden ve duymazdan mı geliniyorum? Peki, Yoon."
Jimin birazcıkta olsa kırılmış kalbi ile oradan ayrıldığında, Yoongi üzülmeden edememişti. Onu kıracağını fark etmemişti. Sadece ne yapacağını bilmiyordu ve bu Yoongi'yi daha fazla zorluyordu. Ne olacaksa olsun diyerekten, Jimin'in yanına gidemiyordu. Çünkü Jimin, Yoongi için bir çok şey ifade ediyordu. Onu seven ilk kişiydi, Yoongi'nin sevdiği ilk kişiydi. Bir daha aynı şeylerin olmasını istemiyordu. Bu yüzden Yoongi de çabalamıyor değildi. İçinde büyük bir savaş veriyordu.
Yoongi, derin bir nefes verip olduğu masadan kalkmıştı. Salona adımlarken, salondan gelen seslerle Jimin'in televizyon izlediğini anlamıştı. Zaten salonun girişine gelince, gördüğü beden düşüncelerini kanıtlar nitelikteydi. Yoongi'nin içinde istemsiz bir çekinme duygusu oluşurken, minik adımlarla Jimin'in yanına doğru ilerledi.
"Uhm, Jimin?"
Jimin'in bakışları hemen Yoongi'ye dönerken, Yoongi içinde ki utangaçlık ile kelimelerini devam ettirmeye başlamıştı.
"Benimle markete gelmek ister misin?"
Yoongi'nin sorusu ile, Jimin'in yüzünde kocaman bir tebessüm oluşmuştu. Yoongi'ye küsmüş ya da sinirli falan değildi. Olamazdı zaten, kendisi Yoongi'nin kalbine tam anlamıyla tekrar girmeden de hiçbir şekilde ona kızıp küsemezdi. Sadece birazcık kırılmıştı çünkü Jimin gerçekten uğraşıyordu Yoongi'ye sevgisini kanıtlamak, güvenini kazanmak için. Yoongi izin verdiği günden beri de bu, bu şekilde devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold : Yoonmin ✔️
FanficPark Jimin'in tek isteği aşık olduğunu sandığı Na Jaemin'in gözüne girebilmek,kendini ona aşık edebilmekti. Bunu yapması içinse tek yapması gereken, okulun buzlar prensi Min Yoongi'yi kendine aşık edip ardından onu yıkmaktı. uyari: bu fic kendine...