Elimden geldiğince uzun bir bölüm yazmaya çalışıcam, hadi bakalım ✊🏻
İyi okumalar^~^
..
JİMİN
Gözlerimi yattığım koltukta tekrar açmıştım. O günün üstünden pek bir şey geçmemişti ve bugün günlerden çarşambaydı. Geçtiğimiz iki günde pek bir ilerleme kaydedebilmiş değildim. Yoongi'nin ayağı gün geçtikçe iyiye gidiyordu, artık kendi kendine biraz olsun yürüyebilmeye başlamıştı. Jin de okul çıkışı uğruyordu tabii ki ama ailesi bu yaşında olsa bile baskıcı olduğu için gitmek zorunda kalıyordu çoğu zaman. Benimle pek bir sorunu kalmış gibi de gözüknüyordu artık. Birazcık daha yakındı. Fakat gelin görün ki ben ikisiyle de yakın olmayı asla istemiyordum. Elimden gelse kaçıp giderdim ama olmuyordu. Jaemin içindi ama bu kadar kötü birisi olduğunu da bilmiyordum. İnsanlara zorbalık yapıyordu, gerçi ben de öyleydim öyle değil mi? Yoongi'yi kandırmam arkasından kötü şeyler söylemem fakat elimde değildi. Belki de çok üzülecekti, yıkılacaktı ama elbet toparlardı. Çok büyük bir etki bırakmazdı?
Hayat küçük Yoongi'ye sürpriz yapmayı asla kesmiyordu. Tutunduğu dallardan birini koparacaktı. Ona karşı aşık taklidi yapan bendim o dalalrdan biri. Şu an olmasam bile bu üç ayda bunu başaracaktım.
Jin'e iddiadan bahsetmeli miydim emin değildim. Öğrenirse de kötüydü öğrenmese de kötüydü. Her türlü batıyordum ve hissediyordum ki o adamda konu Yoongi ise birini öldürme potansiyeli bile vardı.
Belki farklı şartlar altında Yoongi ile karşılaşmış olsaydık çok iyi arkadaş olabilirdik. Ya da olamazdık emin değilim çünkü hâlâ daha onu sevmiyordum. Yüzü, gülüşü, utandığında gözlerini kaçırması, dudaklarını düz çizgi haline getirmesi... Her şeyi kötüydü işte.
Jaeminle pek konuşmamıştık. Ne o yazmıştı ne de ben. Zaten Yoongi'nin yanındayken onunla mesajlaşmam büyük bir tehlike olurdu. Ona aşık olan adamın onu dövdürten adama ciddi anlamda sevdiği... Pekala bu düşünce cidden çok kötüydü ve ona aşık olduğunu düşündüğü adamın ona şiddet uygulayan adama yaranmak için bunu yapması... Yıkılma sebebi olabilirdi. Toplardı gerçi, öyle değil mi? Çok fazla dağılır mıydı? Canı çok mu acırdı? Bilmiyordum. Pekte umrumda değildi ya da kendimi kandırıyordum.
Gözlerimi tavandan ve aklımı düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey, küçük tıkırtılar eşliğinde hava yeni yeni aydınlanırken benim olduğum odaya gelen Yoongi'den başkası değildi. Belli ki yine kabus görmüştü. Onu da anlıyordum. Hatta bazen bu kadar mutlu görünmesine şaşırıyordum. Benim bilmediğim daha birçok şey yaşamıştı buna rağmen rahat olduğu vakitlerde yüzünde küçük bir tebessüm oluyordu.
Saçları dağılmış ve uyandığı için yüzü şişmişti. Özellikle yanakları kocaman olmuş, bir sincabı andırıyordu. Burnu, gözleri ve yanakları aynı şekilde kızarmıştı. Beyaz tişörtü ve siyah klasik kaprisi ile kapının girişinde dururken gözlerimi kapatıp uyuma numarası yapmıştım.
Birkaç tıkırtının ardından yavaşça koltuğa oturduğunu hissetmiş ardından ise küçük bir hıçkırık kaçmıştı ağzından. Tahminimce duymama izin vermeden elini dudaklarının üstüne götürmüşyü. Naptığına bakmak istesemde yaptığım numara yüzünden sadece gözlerim kapalı bir şeyleri anlamaya çalışıyordum.
Kaç dakika geçti bilmiyordum ama sadece Yoongi'nin nefes seslerini duyuyordum. Naptığını da göremiyordum. Birkaç nefes sesinden sonra sessizce konuşmaya başlamıştı.
"Kabus gördüm ben yine ve telefonumda onlarca hakaret mesajı var. Numaramı kesin o verdi. O-onlara hiçbir şey yapmadım ki ben. Neden sevmiyor kimse beni? Jimin peki sen, gerçekten seviyor musun? Kandırıyor musun yoksa sen de beni? Çok saf biriyim, hemen kanıyorum, hemen bağlanıyorum b-ben. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold : Yoonmin ✔️
Fiksi PenggemarPark Jimin'in tek isteği aşık olduğunu sandığı Na Jaemin'in gözüne girebilmek,kendini ona aşık edebilmekti. Bunu yapması içinse tek yapması gereken, okulun buzlar prensi Min Yoongi'yi kendine aşık edip ardından onu yıkmaktı. uyari: bu fic kendine...