"Porselen çocuk."

698 49 289
                                    

NE DEMEK DIGER BOLUM FINAL

AYRICA VALENTINO DEFILESINDEN YOONGI JOKE MUDUR

ne kadar kotu bir yazariniz var. aaa. acimasiz yazar.

neyse cok duygu dolu konusmami son bolume birakiyorum simdi gelin bizim iki sapsal ne yapiyo bakalim

İyi okumalar^-^

..

JIMIN

"Jimin, yeterli mi sence? Ben emin değilim. Hediye falan da mı alsak?"

"Bebeğim her şey hazır. Çıkalım mı artık? Uçağa geç kalmayalım."

"Tamam ama ya bir şey unutursak? Ertelesek mi?"

"Aşkım gerek yok. Sorunsuz gideceğiz."

Son kelimelerimden sonra, Yoongi tedirgin bakışlarıyla bana bakmıştı. Evet, ona kendisini ailemle tanıştırmak istediğimi söylemiştim, Yoongi de bunu kabul etmişti. İkna etmemin çok zor olduğunu söylemiyorum asla. Çok zordu çünkü Yoongi'nin aklında milyonlarca soru vardı.

Ailemin eşcinsel olduğumu, bir sevgilim olduğunu bilmediklerini söylemem ile Yoongi'nin bu düşüncelerine bir milyon tane daha eklenmiş ve tedirginlik sayısı da artmıştı. Neyse ki bir şekilde onu ikna etsem de Yoongi fazla gergindi.

Uçağa her türlü yetişirdik fakat ben yine de ne olur ne olmaz erken gitmek istiyordum. Yoongi valizini kapatmış ve derin bir nefes bırakmıştı. Gergindi ama ben onun aksine gerçekten çok rahattım. Ailemin bizi kabul edeceğini ve Yoongi'yi seveceklerini biliyordum.

"Peki ya ayrılmamızı isterlerse? Kızarlarsa?"

"Onların söylemesi ile senden ayrılmayacağımı bilmeni isterim."

"Tamam, tamam sakinim. Çıkabiliriz."

Yoongi'nin valizini almış ve kapının önüne bırakmıştım. Bu sırada Yoongi'de peşimden gelmiş ve ayakkabılarını giyip çıkmıştı. İkimizde çağırdığımız taksiye doğru ilerleyip binmiştik. Şimdiki durağımız havalimanıydı.

Çok geçmeden de havalimanına gelmiş ve taksiye parasını vermiştim. Annemlere yanımda biriyle geleceğimi söylemiştim ama sevgilim olduğunu ve bir erkek olduğunu söylememiştim.  Böyle daha heyecanlıydı.

İşlemleri halledip uçak bekleme yerine gelmiştik. Yoongi'nin karşısına otursam da endişesinin arttığını görüp yanına oturmuş ve ellerimi ellerinin arasına bırakmıştım. O da hemen elimi sarmıştı elleriyle.

"İyi olacak, tamam mı?"

"Emin değilim..."

"Tamam dikkatini dağıtalım o zaman?"

Yanaklarını şişirip beni başıyla onaylamıştı. Ben de aklıma gelen fikri hemen söylemiştim.

"Bana kucak dansı yaptığını hayal-"

Sözümü yarıda kesen şey Yoongi'nin bir elini dudaklarıma bastırmasıydı. Her ne kadar üstünden birkaç hafta geçse de onu bu konuda utandırmadan duramıyordum. Sabah olunca ona bunu anlattığımda yaklaşık yirmi dakika boyunca benden kaçmıştı.

O zamandan beri ona sürekli bundan bahsetmemle utanıp kızarmaya, benden kaçmaya başlıyordu. Fakat şimdi kaçacak yeri yoktu. Hem bu şekilde dikkatini de dağıtmış oluyordum. Kötü değildi.

"Sen iyice sapıklaştın bu aralar. Terbiyesiz."

"Senin için."

Burnumu yanağına sürtmüş ve kokusunu içime çekmiştim. Yoongi de nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde yanağıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Benim Yoongi'm normalde insanlar etraftayken benimle yakın olmaktan çekinirdi çünkü insanların bizim hakkımızda kötü düşüneceği konusunda endişelenirdi.

The Truth Untold : Yoonmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin