" Özlemişim..."Evin önünde saniylerdir bekliyor anılarını gözlerinin önüne getiriyordu ikili.
Lino beklemeden anahtarı ondan almış ve kapıyı açmıştı.Hyunjin arkasından girmişti evine, ilk durakları lino'nun evi olmuştu.
Gece olduğu için ışıkları açmış ve ortalık aydınlanmıştı.Hyunjin gözleri dolu dolu izlemişti her bir köşeyi, canını yakıyordu belki de ama , hiç gitmek istemiyordu buradan.
Hyunjin önünde durduğu duvarı izlemişti saniyler boyunca, beraber çektikleri birçok fotoğraf özenle çerçevelenmiş bir şekilde asılıydı,bununla kalmayıp her birinin köşelerinde yazılar yazıyordu..kimisi paramparça görünse bile hâlâ yerinde duruyordu.
" Ne zaman taşındın bu evden, daha doğrusu ne zaman şirket kuracak kadar büyüdün?"
Hyunjin'in günler sonra sorması gereken sorusu üzerine Lino gelip yanında durmuş, onun gibi fotoğraflara bakarken konuşmaya başlamıştı..
" Lisenin son günleri, sınavdan sonraki gün.. hatırlıyor musun? Sınavdan önce okul bahçesinde kimseyi umursamadan beni öpüp başarılar dilemiştin, o kadar kişi arasında...belki de buraya gelmemin sebebi o dur..o gün hiç yapmadığım kadar hırs yapmıştım, kendime zaten güveniyordum..sana da öyle, sınav oldu bitti, diğer günleri konuşmak istemiyorum, biliyorsun, hatta benden daha iyi biliyorsun. Ben birden çok büyüdüm Hyunjin. Ben birden yaşlandım, senin gidişin beni olgun bir adam yaptı, bu iyi bir şey değildi, çünkü sen gitmiştin.. Senelerce kendime gelemedim, yaklaşık beş yıldır babamın şirketinin başındayım, buralara çok zor geldim, hatta belki de gelemedim bile..bu evden de sen gittikten iki yıl sonra taşındım, çünkü artık olmuyordu..ben hasta bir gençtim ve senin anıların benim panzehirimdi, gitmek zorunda kaldım, anılarımı bıraktım ve ayaklarım üzerinde durmaya yemin ettim. "
Hyunjin onu son kelimesine kadar dinlemişti, özür dilemek istiyordu, ayaklarına kapanıp onu affetmesini bekliyordu belki de..ama hepsi boştu, Lino yavaşça ona dönmüş,
" Sen ne zaman yaptın bunları? " diye sormuştu.
Hyunjin durmaksızın akan göz yaşlarını silmiş ardından söze girmişti, bu sefer sıra ondaydı.
" Gidişimin ilk senesi..ben o sene ölü gibiydim Min. Ölüden farksızdım, toparlanmaya çalışmak bile zordu, yıllar geçse bile ben sende kalacaktım, aklımdan çıkmıyordu.. annem beni zorla kendime getirmek adına çok uğraştı..bana yıllarca emek verdiği şirketi bıraktı, öldü Min. Annem de öldü. Ve ben daha da çöktüm, sonra hayata tutunmam gerekti, ellerimin arasında onun emekleri duruyordu, yapmak zorundaydım, kendime geldim ve büyüdüm.. sonra seneler boyunca çalıştım, şuan buradayım, ama o kadar pişmanım ki, keşke daha önce gelseydim sana .. her gece seni düşünüp uyuyamamak, sensiz uyanmak, sensiz nefes almak öyle zordu ki.. tanrı şahit işkence gibiydi.. sonuç olarak buradayım, sen istesen de istemesen de.."
Lino onu dinlemiş ardından dolan gözlerini tekrar fotoğraflara çevirmişti, annesini de mi kaybetmişti, tutunacak hiç mi dalı yoktu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belalıyım Diyorum // {HyunHo}
Fiksi PenggemarGötsüzfelix: Hacı şu okula yeni gelecek olan çocuktan haberin var mı? Bize eğlence çıktı lan!!! Okulun belalı kekosu bay Lino hazretleri yeni gelen çıtır Hyunjin'in başına bela olur. Dikkat : Başta cringe krizine girebilirsiniz sakince devam edin.. ...