2.Bölüm: Müdire Belma

29 7 6
                                    

Dat..Dat..Dat.. Yüksek sesle çalan sirenle birlikte mahkumlar büyük bir telaşla yataklarından kalktılar.

" Ne oluyor!" Karanlıkta birbirlerini seçmelerine imkan yoktu. Kısıtlı olan görüşleriyle ışığı açmaya çalıştılar ama başarılı olamadılar.

" Seda! Yaksana ışığı!"

" Deniyorum işte yanmıyor!" Çağla el yordamıyla yolunu bulup ışığı yakmayı denedi ama başarılı olamadı.

Yüksek bir gürültüyle açılan koğuş kapısında elinde fener olan Ayşin göründü.

" Işığı takip edin ve sıraya girin. "

" Ne oluyor? Tatbikat mı var?" Kadınlar koğuşlarının önünde sıraya girerlerken diğer koğuşlar da sıralanmıştı.

" Sayım başlıyor." Kadınlar aynı anda sesin geldiği yere baktılar. Tepelerinde bir ses sistemi ve oradan sesi gelen Belma.

" Bunu ne ara koydular buraya?"

" Herkes sessiz olsun!" Sayım bittikten sonra bina kapıları açılıp kadınları tek sıra halinde bahçeye çıkardılar.

" Of! Bu ne soğuk?!" Herkes birbirine kitlenmiş bahçede sıra olmuşlardı.

" Saat kaç? Daha güneş bile doğmamış!" Hale, hâlâ daha ayakta durmakta zorlanan Göksun'un koluna girmişti.

" Şuraya bakın. " Yağmur, ofisinin camından bahçeye bakan Belma'yı işaret etti. 

Belma elinde bir ses cihazı konuşmaya başladı.

" Günaydın hanımlar. İstanbul E Tipi Ceza İnfaz Kurumu müdiresi Belma Sayın konuşuyor."

Hep bir ağızdan çıkan kahkahalar Belma'nın sesini bastırmıştı.

" Şşş.. Sessiz olun. " Ayşin onları uyarmıştı ama bu işe yaramadığı gibi Belma'yı da sinirlendirmişti.

" Ne saçmalıyor bu? Altı üstü bir hafta kalacak. "

" Birlikte geçireceğimiz bir haftada sizi yeni müdire hanımın kuarallarına hazırlamaya çalışacağım." Belma'nın tok ve kendinden emin sesi kimsenin üzerinde bir etki bırakmamıştı.

" Ben size söyleyeyim bu ne yapar eder yeni gelenin yerine geçer."

" Hele birde yeni yetme biriyse." Kadınlar, Belma'yı izlemeyi sürdürüyordu.

Belma, yaklaşık yarım saat uyulması gereken kurallardan bahsederken güneşte doğmuştu.

" Evet hanımlar, söylediğim her şeye harfiyen uymanızı bekliyorum. Şimdi dağılabilirsiniz."

Kadınlar, bahçeye dağılırken kendi aralarında konuşmaya devam ediyorlardı.

" Kadriye iyi midir acaba?" diye sordu Yağmur.

" Orada iyi olabilen var mı?" Göksun hücreden çıktıktan sonra ilk defa iletişim kuruyordu

" O güçlüdür, dayanır bir şekilde."

Bu cümleyi duyan Göksun, Hale 'ye bakarak bir hışımla yerinden kalkıp oradan uzaklaştı.

" Ne dedim ki şimdi?" Hale şaşkın bir şekilde Göksun'un arkasından bakmayı sürdürüyordu.

" Neyse hadi kahvaltıya." Eski müdire gitmeden önce bakanlık ile gerçekleştirdiği uzun yazışmalar sonucunda bütün cezaevi sakinlerinin bir arada yemesi için bir yemekhane oluşturmuştu.

Kadınlar uzun zamandır yemeklerini bu yemekhanede yiyorlardı. Dışarıdan gelen çalışanlar zorlu bir güvenlik sürecinden geçip burada çalışabiliyorlardı ancak.

Demir Duvarlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin