Yağmurun etkisi azalırken, gökkuşağı çıkmıştı ortaya. Toprak kokusu, yağmur kokusu sarmıştı etrafı. Ağaçların dallarından süzülmeye devam eden yağmur taneleri içeriye girmeye çalışan kadınların üzerine damlıyordu.
" Karda da böyle dışarıda mı kalacağız?" Seda, onları içeri götüren Ayşin 'e homurdanıyordu.
" Tamam hadi kurulanın bir an önce, hasta olmayın. "
Hale saçlarını kurularken, yatağın üzerine oturmuş, saçlarından su damlayan Göksun 'u görmüştü. Son günlerde Kadriye ile yakınlaştığından ona tavır almıştı ama bu haline üzülmüştü.
Yatağın üzerindeki başka bir havluyu alıp Göksun'un yanına oturup saçlarını kurulamaya başlamıştı.
" Son zamanlarda bana mesafeli davranıyorsun, Hale bir şey mi oldu?"
" Yok, ne olsun sadece yeni arkadaşlar edinmene izin veriyorum. "
Göksun , kaşlarını çatıp Hale 'ye doğru dönmüştü. " O, ne demek?"
" Ne anladıysan o. " Kadriye,elindeki bir diğer havluyu, Göksun 'a uzatıp gülümserken, hale bu duruma sinirlenip yataktan kalkıp banyoya gitmişti.
" Aptal!"
"Bana mı dedin?" Seda, ayna karşısında yüzündeki akmış makyajı temizlerken şaşkınlıkla sormuştu.
" Yok, sana demedim. "
" Haleciğim, Göksun senin tapulu malın değil,çocuğun değil, oyuncağın hiç değil. Daha önceden tanışıp arkadaş olman onu böylesine kıskanmanı haklı çıkarmıyor. Siz arkadaşsınız, böyle yapma. Gereksiz bir geginlik var aranızda. "
Hale 'nin gözleri dolmuş, elini yüzünü yıkamak için musluğu açmıştı. Yüzüne her vurduğu suya karışan gözyaşlarını ne için akıtıyordu?
" Haklısın, biz arkadaşız. " Hale, yüzünü kurulayıp banyodan çıkmıştı.
•••
Jülide, annesinin evinin sokağına girdiğinde, buranın ne kadar sessiz sakin olduğunu fark etti. Kaostan uzak, insan sayısı yok denecek kadar az. Huzurla yaşanabilecek bir yerdi.
" Sen bekleme beni git. " Jülide, arabadan indiğinde yağmur durmuştu. Bahçe kapısının kilidini kaldırıp bahçeye adım attığında bu evin eski halini düşünmüştü. Her yerde çiçekler, meyve ağaçları vardı. Şimdi onlardan eser yoktu. Bütün camları kapalı, panjurları asla açılmayan bir evdi artık. Terk edilmiş bir havası vardı.
Bu eve her gelişinde hissettiği gerginlik, onu on beş yaşındaki haline döndürüyordu. Kelimelerini seçmek, bakışlarını kontrol etmek zorundaydı.
Kapının önüne geldiğinde, kapıda biriken postaları gördü. Hiç şaşırmamıştı, bu evin kapısı yalnızca ona açılırdı. Kapı zilini çaldığında, annesi sanki kapının önünde beklermişcesine açmıştı hemen kapıyı.
Jülide, aralanan kapıyı açmak için birkaç dakika beklemişti. Elini uzatıp kapıyı açtığında annesinin hemen sağda onu beklediğini görmüştü.
" Nihayet,günlerdir gelirsin diye bekliyorum. "
Jülide, ona gülümseyerek kapıyı kapattı.
" İşler yoğundu. " Kapının önünden aldığı zarfları konsolun üzerine bırakıp annesine döndü sarılmak için." Nezle gibiyim, hiç öpmeyeyim kızım ,geç hoşgeldin." Jülide buna da şaşırmamıştı.
Salona geçtiğinde, evin kasvetli havası içini daraltmıştı hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir Duvarlar
Mystery / Thrillerİstanbul E tipi cezaevine yeni atanan Jülide'nin tek ideali cezaevi sakinlerinin hayatlarına dokunmaktı. Onları toplumdan izole etmeye çalışan her olgunun karşısında durmaya çalışıyordu. Birbirinden farklı hikayelere sahip bu kadınların ona güvenme...