Canlarım baştan uyarmalıyim bu bölüm biraz cinsellik içerecek. Rahatsiz olacağınızı düşünuyorsaniz bir sonraki bölüme kadar okumaya ara vermenizi öneririm.
______________________________________________
11 Haziran
Aynı saatlerdeOnun kulağına 'seni seviyorum' dedikten sonra biraz daha sarıldık. Yüzüne baktığimda ağlaması kesilmişti ama hâlâ sarhoştu.
Gözlerimin içine bakıyordu. Sonra yavaşça bakışları aşağıya doğru kaymaya başladı. İkimiz de birbirimizin dudaklarina bakiyorduk. Yani benim de ondan geri kalır yanım yoktu. Gürültülü şekilde yutkundu. Ellerini belimde biraz daha hareket ettirdi.
Tenimin ısınmaya başladığıni ve özellikle yanaklarımin yanmaya başladığını hissetmiştim. Bir yanım geri çekilmemi söylerken bir yanım onunla zamana geçirmekten zarar gelmeyeceğini söylüyordu.
Hafifçe alt dudağımı yaladım, ardından dudağımı hafifçe ısırdım. Nefes almakta zorlanıyordum. Bu yüzden daha derin şekilde solumaya başladım. Bu yüzden göğüslerim bir ileri bir geri onun göğsünün üzerinde kıpırdıyordu.
Utanıp hafifçe kafamı camdan dışarıya, doğan güneşe doğru çevirdim. O da fırsattan istifade boynumu öptü. Yavaş ve minik öpücükler boynumun her yerinde geziniyordu ve koca eli arkadan pijamamı geriye çekiyor, boynumu tamamen açıyordu.
"J-Jay.."
"Şş... Bunun bir zararı olacağını düşünmüyorum."Öpücükleri, köprücuk kemiklerime doğru ısırıklara dönmeye başladı. Kalbim ve beynim birbiriyle çatışma halindeydi. Birisi Jason için delirirken, birisi odadan bir an önce çıkmam gerektiğini ve onun Barbara'yı öptüğünü animsatıp duruyordu. Ama yine de en sonunda bu kavgayı kalbimin kazanacağı netti. Hiçbir şekilde ona karşı koyacak bir harekette bulunamıyordum çünkü.
En sonunda dediğim oldu. Kalbimin dediğine beynimi de ikna edip kendimi onun ritmine bıraktım.
Sanki çok aç birinin uzun süreden sonra lezzetli bir yemeği yediği gibi homurtular çıkarıyordu. Yavaş yavaş öpüyor, omuzlarıma ve köprücük kemiklerimi de ısırmayı ihmal etmiyordu.
Yavaşça elimi onun çenesine götürüp kafasını kaldırdım. Boynumu öpmekten, tıpkı boynum gibi dudakları ıslanmıştı. Baş parmağımla onun çenesini, ardından dudaklarını hafifçe okşadım.
"Senin de beni istediğini biliyordum" diyerek sırıttı.
"Seni en başından beridir istiyorum, bunu biliyorsun."Onun ritmine tamamen kapılmıştım. Gözlerinin içine bakarken, yüzümü onun yüzune daha çok yaklaştırdım. Dudaklarına doğru hafif bir nefes verdim. Hâlâ onu öpmeye cesaretim tam olarak yoktu.
Jason'ı bırakmadan ve öpmeye başlamadan önce bir iki adım yatağa doğru geriledim. Bacağımin arka tarafında yatağı hissedince hafifçe gülümsedim.
O da gülümsememe karşılık verdi."Böyle beklemeye devam mı edeceğiz?"
"Çok sabırsızsın Todd"
"Senin gibi bir hatun bana bu kadar yakınken nasıl sabırlı olabilirim?"Kıkırdayıp yavaşça dudağını öptüm. Benden almak istediği mesajı almıştı artık.
Aniden dudaklarını benimkine bastırdı ve homurdanarak beni öpmeye başladı. Çokta acemi olmayan öpücüklerle ona karşılık verdim. Diliyle dudaklarımı araladı, ardından dilini ağzımın içine doğru hareket ettirdi. Olabildiğince ıslak bir sekilde beni öpüyor, her öpücükte daha çok homuruyor ve beni kendine tamamen bastırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Hood & LadyKiller
FanfictionCan sıkıntısı ve Jason tutkumun bir araya gelerek oluşturduğu farklı bir fanfiction denemesi... Edebi eser yazma veya analiz etme konusunda mukemmel değilim ama yine de bir şeyler denemek ve bunu sizlerle paylaşmanın sorun olduğunu sanmıyorum. Olay...