Bölüm 14

65 6 0
                                    

Yorgun argın uyandım. Yataktan kalkıp, direkt duşa gittim. Sıcak suyu sonuna kadar açıp odaya geri döndüm. Jason'ın dolabından bir tişört ve eşofman altı aldım. Kıyafetleri yatağın üzerine koymak için yatağa döndüm. Jason, kalkmış bir yere gitmişti. Sırtımı kaşıyarak banyoya ilerledim. Dilime dün gece dolanan şarkıyı mırıldanıyordum. Banyo dolabından şampuanı alıp duşa kabine yöneldim.

Buhardan kabinin içi görünmüyordu. İçeri girince kafamı bir yere çarptım. Elimle yoklayınca duvar olmadığını hissettim.

"Günaydın"
"G-günaydın... Ben gideyim sen duş alacaksan."
"Su israfını önleyelim."
"Gerek yok."
"Hadi ama" diyip elimi tuttu.
"Sen ne zamandır bu kadar çevrecisin?"
"Dün geceden beridir"
"Tch.."
"Beğenemedin mi?"
"Başka hatunları tavlamak için kullandığın şeyler bana işlemez canım" diyip suyun altına girdim.
"Mhm. Tabii" bana bakarken alt dudağını ısırıyordu.

Sanki o yokmuş gibi duş almaya başladım. Ateş gibi sıcak su dün geceden kalma ağrılarımı dindiriyordu. Derin bir iç çekip, kafamı yukari kaldırdım. Ellerimi boynumda hareket ettirip morluklarıma masaj yapıp azaltmayı deniyordum.

Jason ile konuşmadan veya birbirimize temas etmeden duş alıyorduk. Ben, ona müsaade etsem büyük ihtimalle yine sırnaşacaktı. Elimden geldiğince ona bakmamaya ve yıkanırken dokunmamaya çalışıyordum.

Her duşta, yıkandıktan sonra en azından 5 dakika boyunca hiçbir şey yapmadan öylece dururdum. Yine suyun altında dikilmeye başladım. Ellerim basenlerimin üzerindeydi, su doğrudan alnıma dökülüyor, gözlerim suyun taziğinden korunmak için kapanmıştı. Arada nefes almak için ağzımı açıyordum. Suyun taziğinden midir bilmem gerdanım kırmızıydı.

İki tane eli omuzlarımda hissettim.

"Efendim?"
"İyi misin?"
"Evet"
"Nasıl hissediyorsun şu anda?"
"İyi"
"Nasıl yani?"
"Mutluyum. Sıcak su tenime değdikçe rahatlıyorum. Keyfim yerinde."
"Bu güzel"
"Evet" diyip gülümsedim ve ona döndüm.
"Ya sen?"
"Aynısı"
"Niye?"
"Aramızdaki anlaşmazlığı dün gece hemen çözdük."
"Hemen çözmedik. Bunun lafını uzun süre yapabilirim."
"O kadar çok mu kincisin?"
"Bilemem"

Sırıtarak duştan çıktım. Havluyu bedenime dolayıp odaya ilerledim. Yatağın üzerindeki kıyafetleri giymeye başladım.

"Kylie"
"Hm?"
"Hâlâ sinirli misin?"
"Hayır"
"Doğruyu söylemiyorsun"
"Nereden biliyorsun?"
"Kaçamak cevaplar veriyorsun"
"Hayır. Kaçamak cevap vermiyorum sadece konuşmaya üşeniyorum hepsi bu"
"Ama lafını edeceğini söyledin"
"Olur da bir daha böyle bir konudan kavga edersek elimde malzeme var demeye çalıştım."
"Bi'daha böyle bir kavga olacağını sanmıyorum."
"Öyle mi?"
"Evet"
"Göreceğiz beyfendi."

  Kylie'nin ardından, bedenime sardığım havluyu tutarak hızlı adımlarla odama ilerledim. Odaya girince dolaptan kendi kıyafetlerimi çıkartıp giymeye başladım.

Kylie odasına gitmişti. Ben ise arkasından ona bakıyor, dün gece olanları anımsıyordum. Yerde hâlâ onun kiyafetleri vardı. İç çekip, bakışlarımı kapıya doğru yönelttim. Kapının önündeki şeytani gülüşlü kızıl salağı gördüm.

"Neye gülüyorsun sen?"
"Dün gece verimli miydi?"
"Neyden bahsediyorsun?"
"Sen, Kylie, yatak..." Daha da sırıttı ve yeşil gözleri parlıyordu.
"Boş yapmaya devam mı edeceksin yoksa dökeyim mi dişlerini ağzına?"
"Ne? Görüp duyduklarımı söylüyorum sana"
"Belki başka bir kızla yattım?"
"Abi, bu çamaşırlar Kylie'nin"
"S-sen nerden biliyorsun lan bunu?"
"Çamaşırları ben yıkıyorum ya geri zekalı"
"Hmm.."
"Ben sen değilim malesef, hatunu önce sinir edip sonra yatağa atmak gibi bir yeteneğim yok."
"Roy bi git işine kırıcam bir yerini şimdi."
"Tamam be kızma." Diyip homurdanarak gitti.

O gidince eğilip onun çamaşırlarını aldım. Dürüp komodinin üzerine koydum. Giyinmeden önce yatağımı toparladım sonra giyinip odadan çıktım. Kylie ve Roy aşağıda gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı. Kesik kesik dediklerini duyuyordum.

"Roy... Tabii... Bayılırım..."
"Ben de..."
"Ya Roy... Bayağı zekisin lan"
"Hahaha bu cumaya ne dersin?"
"Uf çok iyii... Olur"

'Noluyor lan? Önce benimle yattı şimdi de onunla buluşmaya mi gidecek?' Diye iç geçirdim. Kylie deli gibi kahkaha atıp sürekli Roy'un ismini sayıklıyordu. Kaşlarım çatılmıştı. Hızlı adımlarla aşağı kata indim. Sohbet eden ikiliye adeta koşarak yaklaştım.

"Günaydın"
"Günyadın Jay"

Kylie ayağa kalktı, mutfağa giderken hafifçe yanağımı öptü, sonra mutfağa geçip gitti. Roy ise sadece kafa sallayıp koltukta yana kaydı.

"Neye gülüyordunuz öyle?"
"Eskilerden bahsettim."
"Öyle mi?" kaşlarımı daha çok çatıp kollarımı göğsümün üzerinde birleştirdim.
"Evet"
"Güzel." diyip Roy'un yanındaki koltuğa oturdum. Sanki tuhaf davranıyordu. Çok kafaya takmamaya çalıştım, yakında bunun da suyu çıkardı.

Birkaç dakika sonra mutfaktan elimde tostlar ve kahve bardakları olan bir tepsi ile geldim. Tabaklardan birini ve kahveyi Roy'a verdim. İkinci tabak ve kahveyi de Jason'a verip, Jason'ın yanına oturdum.

"Teşekkürler Kat"
"Afiyet olsun ikinize de" diyip gülümsedim.

Yemeği yerken odada bir sessizlik vardı. Jason ve Roy her zamanki gibi birbiriyle uğraşmıyordu. Beni bile umursamiyordu Jason. Yemeği yemeyi kesip elimi yavaşça dizine koydum. Parmaklarımla diz kapağına hafifçe vurunca bana baktı. Yüzümü onun yüzüne yaklaştırıp fısıldadım.

"İyi misin?"
"Evet? Niye?"
"Sinirli gibisin."
"Gayet iyiyim."
"Yemeği beğenmediysen-"
"Tostlar gayet güzel. Teşekkür ederim."
"Afiyet olsun.."

Elimi dizinden çekip yemeye devam ettim ama lokmalar boğazımdan geçmiyordu. Yanlış bir şey mi yapmıştım ki? Kahvemden bir yudum almak adına bardağı dudaklarıma götürdüm ama içi boştu. Boş bardağı alıp mutfağa gittim. Ben girmeden Roy peşimden geldi.

"Jason tuhaf davranıyor fark ettin mi?"
"Evet. Yanlış bir şey mi yaptım acaba?"
"Sanmıyorum. Dün geceyle ilgisi yoktur bence."
"O halde niye surat asıyor?"
"Bilemiyorum. Jason bu, kafaya her şeyi takabilir bazen."

Kahveyi doldururken düşünmeye başladım. Niye sinirliydi? Neden soğuktu? Yine ne yapmıştım ben? Bakışlarımı Roy'a çevirdim. Bir sandalyeye oturmuş, ellerini masaya yaslamış sol elinin iki parmağının arasında ince bir sigara oturup sabah sigarasını içiyordu.

"Roy"
"Hm?"
"Ne olduğunu anlamam için Jason ile biraz yalnız kalmam gerek. Ben anlamazsam sen devreye girersin."
"Tamam merak etme."

Kahvemi alıp oturma odasına ilerledim tekrardan. Hâlâ aynı yerde, aynı bakışlar aynı keskinlikte orta masanın sol köşesine dik dik bakıyordu.

Sessizce yanına oturdum. Elimdeki kahveyi masanın üzerine koyup ona döndüm. Ona baktığımı hissedince bana döndü.

"Jay. Neyin var?"
"İyiyim dedim ya"
"Yalan söylüyorsun. Bana bak"
"Niye yalan söyleyeyim ki durduk yere?"
"Bir şeye sinirlendin ve bana söylemek istemediğin için yalan söylüyor olabilirsin"
"Bir şeye sinirlenmedim Kylie"
"İnanmıyorum."
"Sen bilirsin"

İç çekip ellerini tuttum ve korktuğum soruyu sordum.

"Yetersiz miydim?"
"Ne?"
"Sana... Yani senin için yetersiz miydim?"
"Bu nereden çıktı?"
"Sinirlisin."
"Bunun dün gece ile ilgisi yok."
"Ama-"
"Bana yetersiz olacağını düşünseydim seninle yatmazdım."
"Niye sinirlisin o halde?"
"Siktimin bankacıları" diyip söverek kalktı ve evden çıkıp gitti.
"Ne?"

_____________________________________________

Selam... Bu bölüm alelade bir bölüm oldu ama kusurma bakmayın ilham gelmiyor bu aralar :')

Red Hood & LadyKillerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin