Soobin tek başına biraz dolaşmaya çıkmıştı. Kafasını dağıtmak için daima sokaklarda yalnız başına gezer ve müzik dinlerdi. Şuan da tam olarak aynısını yapıyordu. Sahile karşı uzun bir yürüyüş onu bekliyordu.
Etrafına bakıyor ve düşünüyordu. Her şeyi düşünüyordu. Babasının deliler gibi aşık olduğu çocuğun babasına aşık olması ona gerçek dışı bir şeymiş gibi geliyordu. Taehyung ve Jungkook'un beraber olması bir mucize olurdu herhalde diye düşünüyordu.
"Olsalardı nasıl olurdu?" diye geçirdi içinden. Bu sorunun cevabını o da bilmiyordu.
Soobin içinde bir yerlerde hâlâ babasının Taehyung'a karşı hislerinin olduğunu düşünüyordu. Taehyung'un Jungkook'tan nefret ettiği gerçeği (?) onu sinirlendiriyordu.
Bir anda Yeonjun'u düşünmeye başladı. Ona neden aşık olduğunu düşünmeye başladı.
O özel birisi değildi. Diğer insanlardan bir farkı yoktu. Sadece Yeonjun'du işte.
Ancak Soobin öyle düşünmüyordu. Yeonjun bu hayattaki herkesten çok daha güzel geliyordu ona. Yeonjun çok kibar ve anlayışlıydı. İnsanları üzmemek için daima kendinden feragat ederdi. Sürekli diğer insanları düşünürdü. Nazikti. Yardımsever birisiydi. İnsanlara faydalı olabilmek için her zaman en iyisini yapmaya çalışırdı. Arkadaşlarına, ailesine ve ona verilen her hediyeye değer verirdi. Bebek gibiydi. Gülümseyince yüzünde çıkan minik gamzeleri ısırmak istiyordu Soobin. Çok seviyordu.
Yeonjun Soobin'i sevmeyecekti. Soobin bu gerçeklerle defalarca kez yüzleşmeye çalışmıştı. Onu unutmayı denemişti, ancak olmamıştı. Ona zorbalık yaptığı her an canı çok yanmıştı. Kendisinden nefret ediyordu, ancak bunu yapmaktan da alı koyamıyordu kendisini.
Yeonjun'un suçlu olduğunu söylüyordu. Ancak hiçbir şey yapmamıştı. Changbin'e güvenmişti sadece. Yeonjun'a zorbalık yaparsa bu çekici gelir ve ondan hoşlanmaya başlar...Bir aptal bile böyle bir şeyin saçma olduğunu anlayabilirdi. Soobin bunu da biliyordu ancak itiraf etmekten korkuyordu kendisine. Yeonjun Soobin'in çok cesur olduğunu düşünse de henüz gerçeğiyle tanışmamıştı. Soobin korkağın tekiydi aslında.
Düz yolda yürümeye devam ederken bir yandan da etrafı izliyordu. Her şeyi garipsiyordu şu sıralar. Yapacak hiçbir şey bulamıyordu. Arkadaşlarıyla gezmek, babasıyla sohbet etmek, hatta Yeonjun ile uğramaşmak bile eğlenceli gelmemeye başlamıştı ona. Yeonjun'a olan sevgisi azaldığından değil ha. Yalnızca, sıkılıyordu işte.
Kim sıkılmıyordu ki şu sıralar? Sorunu olmadan tamamen mutlu bir şekilde hayatını sürdüren kim vardı ki? Evet, belki çok büyük dertleri olmayabilirdi ancak herkesin hayatında ufak tefek sorunları vardı. Bazıları kendilerine bir dayanak bulabilirken bazıları hemen vazgeçiyordu hayattan. Yeonjun vazgeçmeyi savunan taraftayken Soobin Yeonjun'a bağımlı olarak yaşıyordu. Ne ara ona bu kadar takıntılı hale geldiğini o da bilmiyordu ancak Yeonjun olmadan nasıl yaşayacağını da hiç düşünmemiş değildi. Bir cevap bulamasa bile kafasını yoruyordu.
"Lan Yeonjun bu!" Yeonjun'u bir bankta otururken görünce hızla yanına doğru koşmuştu. Heyecandan hızla atan kalbinin üstüne elini koyup sakinleşmeyi bekledi.
"Yeonjun!" Yeonjun başını hızlıca sağa çevirdi. Soobin'i gördüğünde şaşırmıştı, onu burada görmeyi beklemiyordu kesinlikle.
"Naber?" Soobin iyice yaklaşıp karşısında durdu Yeonjun'un.
"İyi sen?"
"İyi ben de. Seni burada göreceğimi düşünmezdim."
"Aynı şey benim için de geçerli. Ne yapıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
babasının oğlu, taekook & yeonbin
FanfictionJeon Soobin ve Kim Yeonjun arasındaki anlaşmazlık babalarını da birbine düşürmüştü. Düzyazı + texting Başlangıç tarihi: 02/10/2022 Bitiş tarihi: 10/04/2023 Angst degil Umarım ölmeden bu fici tamamlayabilirim. (Tamamladım) +skz,aespa,twice,bp,enhypen...