babasının oğlu, taekook & yeonbin

Son Veda, Final.'

2 yıl sonra

"Bebeğim biraz hızlı mı olsan diyorum, bunları kasadan nasıl geçireceğiz?" Taehyung artık Jeongguk'a yalvarıyordu daha fazla şey almaması için. Amacı Taehyung'u batırmak olmalıydı, çünkü aldıkları en az 300 dolar tutardı. Şuan ki amacını anlamamıştı ve ağlamaklı çıkan ses tonuyla tekrardan ikna etmeye çalışmıştı Taehyung Jeongguk'u.

"Yalvarırım bebeğim, beni düşün, Soobin'i, Yeonjun'u düşün. Çocuklara yazık değil mi hm? Kaç yıllık birikimimizi harcıyorsun bebeğim kendine gel!" Jeongguk'un kolunu tutup kendisine doğru çevirince çocuğun göz devirerek tekrar önüne dönmesi ile yüzü düştü. Jeongguk şu 2 haftadır çok durgundu ve sebebini kimse bilmiyordu. Evde kimseyle konuşmuyor kendi halinde takılıyordu. Taehyung defalarca kez bu durumu sorgulasa bile sesini çıkarmamakta kararlıydı Jeongguk. Çocukların gitmesini istemiyordu, tek sebebi buydu durgunluğunun. Kaç yıldır elinde büyüttüğü 2 miniğini bırakmak istemiyordu ama, mecburdu işte.

"Al Jeongguk, tüm reyonu al eve götür." Hani mantıklı şeyler aldığı da yoktu. Sadece abur cubur ve oyuncak alıyordu. Bu kadar çok şeyi ne yapacağını bilmiyordu Taehyung.

"Bugünün tarihi ne Taehyung?" diye sordu Jeongguk cips reyonların içine dalarken. Taehyung birkaç saniye düşündü ve konuştu:

"1 Ekim, neden?"

"1 Ekim bir anlam ifade etmiyor mu senin için?" diye sordu Jeongguk.

"Bilmem, bir şey mi olması gerekiyordu aşkım?" diye sordu Taehyung. Jeongguk omuz silkti ve market arabasına cips doldurmaya başladı. O sırada Taehyung da ona yardım ediyor ve 1 Ekim'in ne olduğunu düşünüyordu ancak aklına hiçbir şey gelmiyordu. Cebinden telefonunu çıkardı ve Google'a girdi. "1 ekim ne ifade eder?" yazdı. Dünya Çocuk Günü.

Yüzüne kocaman bir tebessüm yayılırken büyük adımlarla sevgilisinin yanına ulaşıp ellerini arkasından beline doğru doladı ve ensesine tatlı bir öpücük bıraktı. Jeongguk çok düşünceli birisiydi, bu aldığı şeylerin hepsini çocuklara verecekti tabii ki! Taehyung özel günleri pek bilmediği için tabii ki bunların hepsinin ziyan olacağını falan düşünüyordu. Sevgilisinin bu denli iyi kalpli olması onu hem mutlu ediyor hem de gururlandırıyordu.

"Benim düşünceli sevgilim.." diyerek tekrar Jeongguk'un ensesini öptü.

"Her zaman benden bekleyin böyle şeyleri, kendiniz bi bok yaptığınız yok!" Diye söylenince Taehyung şaşırmış gibi yaparak dalga geçti Jeongguk ile: "Hiç yakışıyor mu sana böyle kelimeler, ağzına acı biber sürerim bak." dediğinde Jeongguk güldü ve başını çevirip sevgilisinin yanağına büyük bir öpücük bıraktı. Taehyung tam sevgilisinin kiraz dudaklarına kapanacaktı ki yanlarına gelen market görevlisi ile kaldı.

"Efendim lütfen işinizi başka yerde yapın..." diyerek uzaklaştı görevli. Jeongguk utançla yüzünü kapatırken Taehyung ellerini belinden çekerek başıyla onayladı adamı. Görevli uzaklaşırken gülmemek için zor tutuyordu kendisini.

"Hayret bir şey ya, sevgilimizi öpmek de yasak olmuş." diye yakınınca Jeongguk "sus, haklıydı." diyerek adamı savundu. Taehyung daha fazla ısrar etmedi ve gidip bir sürü çikolata alıp arabaya doldurdu.

"Kime vereceğiz bunları?" diye sorduğunda Jeongguk:

"Önce bazı tanıdığım ve durumu pek iyi olmayan mahallelere gidip dağıtırız, ondan sonra da hastanelere gideriz. Ne dersin?" diye sorduğunda Taehyung heyecanla onayladı onu. Evet, birazcık kendinden kısıp çocukları mutlu etmeyi çok isterdi.

-

Taehyung ve Jeongguk poşetleri arka koltuğa bıraktıktan sonra ön koltuğa geçtiler. Bu sefer Jeongguk sürecekti arabayı. O sürücü koltuğuna geçerken Taehyung da yanına oturdu ve arkasına yaslandı. Yorulmuştu, en az 1 saattir aralıksız ayakta durup bir o yana bir bu yana koşuşturmuştu.