Aşk '

438 65 50
                                    

Yeonjun yatağında uzanıyordu. Düşünüyordu, Soobin'i düşünüyordu. Bu zamana kadar yaşadıklarını düşünüyordu. Nasıl hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Şaşkındı hâlâ. Soobin'in ondan hoşlandığını az çok tahmin ediyordu zaten. Ama onunla öpüşmek... Çok garipti.

Ne zaman Soobin Yeonjun için bu kadar değerli olmuştu bilmiyordu ama şu 3 haftayı sadece Soobin'i düşünerek geçiriyordu Yeonjun. Ona aşık olmuştu. Bir zamanlar normal bir arkadaşıyken bir anda onun zorbası olan ve hayatını zindan eden kişiye aşık olmuştu.

Kendisine kızıyordu ama alıkoymak mümkün değildi. Soobin'in büyüsüne çoktan kapılmıştı zaten o. Babasına ne diyecekti peki? Senin sevgilinin oğlu ile sevgiliyim mi? Gerçi daha sevgili olmamışlardı ama tüm oklar o yöndeydi.

Gerçekten, ne diyecekti Taehyung'a? Babası onu destekler miydi? Ne zaman söylemeliydi? Beklemeli miydi? Ne cevap alacağını bilmiyordu Yeonjun. Ama babasından böylesine önemli bir şeyi de saklamak istemezdi. Babasının sevgilisinin oğluyla öpüşmüştü! Bundan daha önemli ne olabilirdi?

Peki Soobin? O ne düşünüyordu? Söylemek doğru muydu, değil miydi? Ne kadar süre beklemeleri gerekiyordu? Babaları onları ayırırsa? O zaman ne olurdu? Aklında tonlarca soru vardı ve hiçbirinin cevabını bilmiyordu Yeonjun. Daha aralarında hiçbir şey yokken bunları düşünmeye başlamıştı.Ama kendisini tutamıyordu. O sadece mutlu olmak istiyordu, Soobin ile mutlu olmak.

"Aşık olmak güzelmiş." diye mırıldandı kendi kendine. Tam o sırada kapı çaldı. Ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. Taehyung gelmişti.

Kapıyı açınca elinde bir sürü poşetle içeri girdi Taehyung hızlıca. Kolları ağrımıştı o kadar poşet taşımaktan.

"Baba?"

"Çekil yavrum çekil." Yeonjun kenara çekildi ve Taehyung koşa koşa mutfağa gitti. Yeonjun da peşinden gitti.

"Nerede kaldın?" diye sordu kapıya yaslanırken. Taehyung ise 1 bardak su koyuyordu kendisine.

"Alışveriş yaptım, akşam misafirimiz var." dedi Taehyung.

"Öyle mi? Kim?"

"Jeongguk ve Soobin tabii ki." Yeonjun gülümsemiş ve kapıya yaslanmıştı. Soobin'i görmek istiyordu zaten. Bu iyi bir fırsattı.

"Güzel sevindim." dediç

"Yeonjun."

"Efendim?"

"Bir daha sakın bana sormadan saçlarını boyama." dedi Taehyung sanki 100 defa uyarmamış gibi.

"Baba ya."

"Baba ya deme, boyama."

"Neden?"

"Saçlarına zarar veriyorsun bir, ikincisi ben senin babanım elbette benden izin almalısın." dedi Taehyung elindeki bardağı tezgaha koyarken. Yerdeki poşetlerden malzemeleri çıkartırken Yeonjun onu onaylamış ve bir şeyler anlatmaya başlamıştı.

"Park Hoca bizi perşembe günü okul bahçesine bekliyormuş."

"Ne? Neden?" dedi Taehyung şaşkınca.

"Seminer yapacakmış." Taehyung güldü.

"Ne semineri?"

"Görgü kuralları."

"İyi iyi yapsın, lazım size." dedi Taehyung memnun bir şekilde. Poşetleri boşaltırken bir yandan yapacağı yemekleri düşünüyordu.

"Ne yani gidecek miyim?" diye sordu Yeonjun. Taehyung'un onu göndermeyeceğini düşünmüştü.

babasının oğlu, taekook & yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin