Bana ellerini ver'

324 55 10
                                    

Merhaba, baslamadan once neden bu kadar sık bolum gonderdigimi aciklamak istedim. Su zamanlarda kendine vakit ayırabilen, eğlenebilen pek az kisi var. Ve bende diğer taraftayım, yani yoğun olan. Ama buna rağmen bölüm yazarken belki de 2-3 saatliğine de olsa tüm her şeyden uzaklaşıyorum ve sanki bunlar benim hayatimmis da yaziya dokuyormus gibi hissediyorum. Bu his gercekten cok iyi hissettiriyor. Eger siz de yazmak istiyor ama korkuyorsaniz deneyin cunku inanın hiçbir şey kaybetmiyorsunuz. Yasim daha cok buyuk degil, kendimi gelistirecegime inaniyorum bu yuzden yaziyorum. Sizin de hayalleriniz varsa gerçekten deneyin. Bence yazmaya alismak icin wattpad cok uygun bir platform. Neyse cok uzattım galiba. İyi okumalar💞

"Tae."

"Efendim bebeğim?" dedi Taehyung elindeki baharatlığı tezgahın üstüne bırakırken. Şuan Jeongguk'a yemek hazırlıyordu. Saat öğlene gelmek üzereydi ve ikisi de kahvaltı yapmamıştı. Haliyle de acıkmışlardı. Taehyung ise Jeongguk'a atıştırması için bir şeyler yapıyordu. Yeonjun'a sinirliydi ancak bunu Jeongguk'a yansıtmamaya çalışıyordu. Ne kadar başarılı olduğu da muamma.

"Biraz gergin gözüküyorsun?" dedi Jeongguk kahvesinden bir yudum alırken.

"Yok, ne alaka?" Taehyung bıçağı salatalığa öyle bir saplıyordu ki evi inletiyordu resmen. Sinirliydi. Ve o sinirini dışa vurmadığı sürece rahatlayamıyordu. Yeonjun gibiydi tıpkı.

"Bilmem öyle hissettim sanırım." diyerek pek uzatmadı Jeongguk. Heyecanlıydı çünkü akşam Kai onlara yemeğe gelecekti. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Ona nasıl davranmalıydı?

"Heyecanlıyım." dedi Taehyung'a.

"Neden?"

"Kai ve Soobin... Onları asla düşünmezdim." dediğinde Taehyung sinirle soludu. Bu konuyu konuşmak istemiyordu.

"Soobin Yeonjun'a her şeyi anlatıyormuş. Gerçekten de kardeş gibiler." dediğinde Taehyung dişlerini sıktı. Yeonjun ve Soobin'in isimlerinin yan yana gelmesi bile onu sinirlendirirken bir de Jeongguk onlara 'kardeş' dediğinde daha da köpürüyordu.

Yeonjun'dan her şeyi beklerdi, ama üvey kardeşi ile beraber olduğunu düşünemezdi. Bu ona normal gelmiyordu. Doğru gelmiyordu. Evet, eşcinsel olması sorun değildi. Ama kardeşim diye nitelendirdiği birisiyle çıkması normal değildi. Jeongguk ve Taehyung evlenmişti. Soobin ve Yeonjun'da kardeş olmuşlardı haliyle. Onların arasındaki ilişki bunun ötesinde olmamalıydı. Taehyung böyle bir şeyi kabul edemezdi. Hem, arkadaşlarına, çevresine ne diyecekti? "Ben Jeongguk ile evliyim, Yeonjun da üvey kardeşi ile yasak aşk yaşıyor." Bu anormalin de ötesiydi. Taehyung böyle bir şey söyleyemezdi. Utanırdı. Yakıştırmıyordu bu şeyi oğluna.

"Taehyung?"

"Hm?" Düşüncelerini bir kenara itip Jeongguk'a odaklanmıştı Taehyung.

"Dalgın gibisin."

"Yok."

"Emin misin?"

"Evet."

"Pekala." Taehyung arkasını döndü ve Jeongguk'a doğru birkaç adım atarak elini uzattı. Jeongguk ise anlamaz bakışlarını ona sundu.

"Tae?" dedi sorarcasına. Taehyung ise cebinden çıkardığı telefonundan hızlıca "Bana ellerini ver." Şarkısını açtı. Gülümseyerek tekrar uzattı elini Jeongguk'a. O da gülümsedi ve nazikçe elini Taehyung'un eliyle buluşturdu. Yavaşça ayağa kalkarken boşta kalan eliyle omzuna tutundu eşinin. Taehyung da elini Jeongguk'un beline doladı ve yavaşça dans etmeye başladılar. Bir ileri bir geri gidiyorlardı. Aslında ikisi de profesyonel değillerdi, ama birbirlerine uyum sağlıyorlardı.

babasının oğlu, taekook & yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin