6

207 9 1
                                    

"hatırlıyorum" mu dedi o?

Hatırlıyor mu? Keşke yer yarılsa da içerisine girsem.

"Neyi hatırlıyorsun?"

"Rüya gördüğümü sanmıştım." dedi ağlıyordu.

"Lucy ben çok özür dilerim."

"Ben özür dilerim Natsu. Seni zorladım. Gerçekten çok üzgünüm." Ağlaması sinirmi bozmuştu çünkü o kötü bir şey yapmadı ve böyle düşünmesine katlanamam.

"Lucy lütfen ağlama. Ne olursun... Bak düşündüğün gibi değil." Benim güzel kalpli Lucy'm ciddi ciddi beni taciz ettiğini mi düşünüyordu?

"Lütfen yanıma gel." dedim koltukta onun için bir yer açtım. Yüzüme bakamıyordu. Onun yüzüne bakamamasi gereken bendim. Utanması gereken bendim.

Yanıma oturmasını bekledim. Ben de onun yüzüne bakamıyordum. "Hiçbir şey düşündüğün gibi değil." Erza Lucy'e söylersem beni öldürecek biliyorum. Ama söylemezsem lucy'nin hüznü beni öldürecek "bu gün son gittiğimiz görevde bir hastalık kaptığını söyledi Gray. Bu bir yalan çünkü hastalık kapmadin. Canavar kolunu ısırdığında aslında sana bir büyü çemberi çizmiş oldu. Bu büyünün etkisi ile saçma sapan şeyler oluyor. Biz de sana bir başkasının zarar vermesini önlemek istiyoruz." Ne saçmalıyorum ben, şirket gibi...

"Nasıl yani? Ne yapıyorum? Daha önce de yaptım mi? Başka birine yaptım mi?" Hüznü bu defa korkuya dönüştü.

"Hayır. Arsızlık yapıyorum ama beni sectigin için mutluyum." bir anlığına bana baktı. Bakışlarımiz buluşunca yüzünü tekrar çevirdi.

"Herkes biliyor mu?"

"Hayır sadece ben Gray ve erza biliyor."

"Anladım." Bir süre bekledi. Yüzü ciddilesti. "Şimdi bana tam olarak neler olduğunu anlat. Her şeyi..." Dedi üzerine bastırarak.

Yaklaşık bir buçuk saat boyunca bu olay başladığından beri neler olduğunu anlattım.

"Peki hiç..." Dedi sorusunu tamamlamadı.

"Hayır hiç."

"Yani hiç mi?"

"Bir kere bile olmadı. Yalnızca gerektiği kadar..." Bu çok rahatsız edici.

"Senin için bir eziyet olmalı..." Dedi üzgünce. Gerçekten eziyet dedi. Eziyet gibi hissettiren anlar oldu tabii ki... Ama hayır her şey çok güzeldi. Yine de bunu ona söyleyemedim.

"Böyle düşünme. Şey gibi düşün... Sana ilaç veriyorum." Ne saçma bir benzetme.

"Peki bu seni rahatsız etmiyor mu?"

"Lucy diğer kadınlar ölüyor. Yani ilaç bulamayanlar..." Harika saldırı ve öpmekten sonra yeni bir terim daha bulduk ilaç... "Aynısının sana olmaması için gereken her şeyi yapacağız."

"Teşekkür ederim." Dedi sakinlesmisti. Ayağa kalktı. "Çalışmamız lazım. Benden bunu gizlemeniz aptalcaydı çünkü en zekiniz benim. Elimizde bir büyü çemberi var. Yani dikkatlice incelersek sahibini bulabiliriz."

Haklıydı gerçekten çok haklıydı. Tanrım bu kızın zekası bile çok seksi...

"Ama büyüyü yapanı zaten bilmiyor muyuz?" Cevabını bildiğim bir soruyu sordum.

"Hayır bilmiyoruz. Canavar bilinçli bir varlık değildi. Bunu gördüğüm anda anlamıştım. Ama sıradan bir vahşi hayvan olduğunu düşünmüştüm. Bu işin arkasinda başka biri var."

"Peki canavarı nasıl yönetiyor?"

"Bence bu bir nekromansi" dedi Lucy çoktan gözlüklerini takmış kitapları karıştırmaya başlamıştı. "Canavar zaten ölüydü. Gözleri ile bizi takip ettiğini veya konuştuğunu, ona saldırdığınizda acı ile ses çıkardığını görmedik. Yani bu canavar ölüydü ve onu biri yönetiyor."

Yara (Nalu Smut)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin