- Quatorze -

212 36 7
                                    

İzuku masanın üstünde ki her şeyi yere itmiş, masaya oturarak kıyafetlerinde ki kanın tahtada iz bırakışını izliyordu.

Uraraka endişeyle efendisine yaklaşmaya çalıştığında İzuku sinirle sivri dişlerini çıkarmış ve şiddetle bağırmıştı.

"Uzak dur benden siktiğimin Alfası!"

Uraraka korkuyla çekildi.

"Efendim... İyi değilsini-"

"Çünkü insanların yarattığı sistemden bıktım usandım! Güçsüz Omega'ların ezilmesi, taciz edilmesine sessiz kalan bu toplumdan bıktım!? Sikeyim hepinizi... Şimdiyse güya sevgilim evime bir seri katil yolluyor ve benim çalışanlarım uykuda! Demedim mi ben çıkarken biriniz peşimden arabayla gelsin diye!"

"Tanrı aşkın-"

"Tanrı mı? -

İzuku oturduğu yerden kalkıp Uraraka'ya yürüyor ve nefretle konuşuyordu.

"Tanrı ha! Tanrı yok! Siktiğimin Tanrısı en başından beri varolmamıştı! Kafanıza sokun bunu en öncesine kadar SİKTİĞİMİN TANRISI! BU KADAR FAZLA TANRIYA MI İHTİYAÇ DUYUYORSUNUZ! BİR TANRI OLSAYDI O DA BEN OLURDUM!"

Uraraka'ya sinirle el kaldırdığı sıra, kendini korkuyla kollarıyla siper eden Alfa kollarını indirdiğinde İzuku'nun tokatı kendine attığını gördü.

"Efendim!"

"... İlaçları getir. Daha fazla olmadığım birine dönüşmek istemiyorum. Koş ve getir."

Uraraka dolmuş gözleriyle, korkuyla kaldı.

"T-tamam..."

____

"Katsuki, ben seni seviyorum hâlâ.

Ama nedendir bu kötü davranışların?
Senden zorlama istemedim, senden bilmediğin bir şeyi. Sevgiyi öğrenmeni istedim.

Bana iyi davranmanı, saçlarımı okşamanı, kitap okumanı istedim uyurken.

Sen ise bana profesyonel bir suikastçı gönderiyorsun.

Ben öldürttüğün bir politikacı değilim,
Ben senin kaybettiğin bir Omega'yım.
Sevgilindim, aşkındım, her sabah lisede okula heycanla gelip şiir okuduğun o hayatının anlamıydım.

Benim senin bana tapmana ihtiyacım var, küçük suikastçılar gönderecek ve aşağılık yerine koyacak bir sevgiliye ihtiyacım yok.

Bende muhtaçtım sana, ne yapsam silemedim aklımdan, ne yapsam edemedim kalbimden men seni.

Sen kötü bir insansın Bakugou Katsuki ve seni sevsem de affetmeyeceğim.

İğrenç birisin. "

_______

İzuku tekrar yazdığı mektubu köşeye koyarak, kendisine getirilen ıslak havluyla sinirden kanattığı kolunu temizliyor ve bir yandan pahalı tütününü içerek bacaklarını üst üste atıyordu.

"Efendim... Daha iyi misiniz?"

"Sağol, ilaç iyi geldi... Abimden haber var mı Uraraka-san?"

"Siz geldiğinizde onu aramanızı istedi ama isterseniz bir süre dinlenin."

"Problem değil, mektubu teslim ettirirsin. Ben bir abimi arayayım..."

"Tamam efendim."

İzuku o sıra telefona uzanarak abisinin numarasını arıyor lakin cevap alamadığında derin bir iç çekiyordu. Boşverdi, sabah hallederdi.

O sıra odanın kapısı tıklatıldı.

"Jirou-san gelmiş."

"Buyursun doktor, hanımın durumunu söyleyecek."

"Ha evet, geçmişini araştırmamızı istemiştiniz."

Uraraka elindeki dosyayı Omega'ya vererek daha sonra kapıyı açmış ve Jirou içeriye girmişti.

"Buyrun doktor, ayakta kalmayın. Oturun, Uraraka bize çay getirir misin."

Uraraka onaylayıp gittiğinde doktor tebessüm etti.

"Bana çok iyi davranıyorsunuz efendim, bende sizin çalışanınızım sadece, böyle ayrıcalıklı davranmayın bana."

İzuku tütün dumanını üfleyerek kıkırdadı.

"Aman aman! Siz bana ne zaman hasta olsam bakar, ne zaman yorgun olsam ilgilenirsiniz. sadece para verip duygusuzluk yapamam size karşı, size sevgi de besliyorum."

Jirou utandı, çok kibardı patronu, bide diğer çalışanlara sormak gerekirdi.

"Her neyse Jirou-san… Yaoyorozu Momo, yirmi beş yaşında pasif bir Alfa... Kokusunu hafif almama şaşmamalı, katil olmaya uygun biri. Nasıl oldu?"

Jirou kaşlarını çattı ve İzuku'yu azarlamaya başladı.

"Onu kurtardım! Ama efendim bu yaralar kırıklar ne böyle! Resmen kadıncağız ölecekti... Zar zor müdahale ettim... Kadın neredeyse kolunu kaybediyordu ama kasları çok zarar görmüş sol kolunu daha kullanamayabilir..."

"Kullanacak."

"Ha?"

"Kullanacak, onun azmini gördüm."

"Bazen... Hisleriniz korkutucu oluyor lakin her türlü doğru çıkması ayrı komik, yine de inanmaya çalışacağım."

"Bana güvenin Jirou-san çünkü ben size güveniyorum... Çalışanlara istediğinizi tedarik edebilirsiniz, size çalışma bütçesi ayrı veriyorum zaten. Sıkıntı çıkaran olursa bana gelin."

"Tamam... Teşekkür ederim efendim, kendinize dikkat edin."

Maalesef çay gelene kadar sohbet bittiğinde, Uraraka patronunun çayını önüne koyarak daha sonra Jirou ile sağlık odasına giderek onun çayını da odasına kadar bıraktı.

Yazık Uraraka, çok fazla çalışıyordu.

Ardından Uraraka odaya geldiğinde, İzuku onun içinde bir çay söylemiş ve birlikte çay masasına karşılıklı oturmuşlardı.

Hoştu.

"Sana bugün çok kabahat ettim, affet beni Uraraka-san."

"Ayıptır efendim, patronumsunuz iki sözünüz de geçmeyecek mi bana?"

"Ne bileyim, en çok çilemi çeken sensin, delirdiğim zaman acımı çeken seni komaya sokan benim. Zor benimle olmak ama hala bana güvenip benim altımda çalışıyorsun."

"Vazifemdir, derdinizi düşük tutun, bu günler de bitecektir. Zaten yeteri kadar sıkıntınız varken beni takmayın kafaya."

İzuku güldü.

Bir süre beraber çay içtiler ve bardaklar boşaldığı zaman, İzuku ayağa kalkarak iş yerindeki odasına doğru gitmeye başladı. Uraraka da her zamanki gibi onun peşine takılarak yürüyordu.

Odanın kapısına vardıklarında, İzuku Alfa'ya dönerek tebessüm etti.

"Bugün dinlenin."

"Emredersiniz..."

___________________

___________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Amoré God | ᵇᵃᵏᵘᵈᵉᵏᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin