1 Bölüm

52.5K 1K 470
                                    

"Devekuşlarının gözleri beyinlerinden büyüktür."

Kafamı kaldırıp hafifçe sırıttım.

"Aranızda hiçbir fark göremiyorum,Gülcan."

Omuz hizasındaki mavi saçlarıyla oynarken bir anda bana döndü.Önden örgü yaptığım sarı saçlarımın bir tutamını çektiğinde hafifçe eline vurmuştum.

"Bak kızım böyle şakaları yalnızca ben yapabilirim.Tamam mı?"

"Tabii." 'i' leri uzatıp onu geçiştirdikten sonra yeniden kafamı not defterine eğdim.Derste tuttuğum notları aceleyle yazdığım için temiz bir şekilde aktarıyordum.

Bakışlarının benden ayırma sebebi masanın üzerinde olan telefonunun ışığının yanıp sönmesiydi.Hızlıca telefonu eline alıp aptal gibi sırıtarak mesajı okudu.

"Yaa ben bunu yerim ama!"

Kırmızı ojeli tırnakları hızlıca ekranda gezinirken bu aptal aşıktan gözlerimi çevirip kantine baktım.O an onun koyu yeşilleriyle karşılaşmayı beklemiyordum.

Sertçe yutkundum.

Karşımdaki masaya kurulmuşlardı arkadaşlarıyla.Bir eli bacağının üzerindeydi.Üzerinde siyah kot pantolon,üsten iki düğmesi açık olan beyaz gömlek giymişti.

Yanağımın içini ısırdım.Dudaklarımın arasından nefes verip bakışlarımı ondan kaçırmıştım.

Miraç.Miraç Dinçmen.Abimin tek düşmanı olan Miraç Dinçmen.

Evet,biliyorum onunla aramızdaki ilişki yanlıştı.Ama onu seviyordum.Beni değerli hissettiriyordu.

Onun hâlâ koyu yeşil gözlerinin üzerimde gezindiğini biliyordum.

"Yine seni kesiyor kızım!Kesinlik sana yanık."

Kulağımın dibine kadar giren arkadaşıma hızlıca dönüp koluna vurdum.

"Delirdin mi sen?Yok öyle bir şey.Hem..Hem o benim abimin düşmanı.Hayatta öyle bir şey olmaz," sesim sonlara yakın kısılmıştı. "Olmamalı."

Elini havada salladı.

"Aman!"

Kafamı iki yana sallayıp tekrardan yazmaya başlamıştım.

"Bugün maç var.Geliyorsunuz değil mi?" Sordu Miraçın arkadaşı Can.

"Tabii ki de oğlum!" Cevapladı Kerem.

"Bakarız." Aşina olduğum kalın ses kulaklarıma dolduğunda özlem dolu iç çektim.

Birkaç saniye ses gelmezken aniden kantinin kapısı büyük gürültüyle iki yana doğru açılmıştı.Yerimizden aynı anda sıçradığımız zaman Gülcanla kapıya baktık.
Abim ellerini yumruk yapmış bir şekilde Miraça doğru yürüdüğü zaman korkuyla ona baktım.

Canla Kerem ayağa anında kalktıklarında kaşlarını çatmışlardı.

"Piç kurusu!" Hızını alamayan abim Miraçın yakalarından tutup ayağa kaldırdı ve sonra da kafa atmıştı.Geriye doğru sendeledi.

Mert abiyle Can,Yavuzla ise Kerem bir birilerini ittiriyordu.

"NASIL BENİM FOTOĞRAFIMI BASTIRIP ALTINA 'ATEŞLİ GECE İÇİN BU NUMARAYI ARAYIN' YAZARSIN LAN?"

Dediği şeyle gözlerim irileştiği zaman bu olayın doğruluğunu ölçmek için Miraça baktım.Koyu yeşil gözleri birkaç saniyelik bana uğrasa da hemen kaçırmıştı benden.

Abim sağ elini yumruk yapıp yüzüne geçirdi.Kalbim acıyla kasıldığı vakit kalemimi sıkmıştım.

"Bunları hemen kaydetmem gerek!"

Gülcan heyecanla telefonunun kamerasını açtığında koluna bir tane geçersem de beni aldırmadı.

Ortalık iyice kızıştığı vakit her iki tarafta bir birine girmiş,küfürler savuruyorlardı.Sonunda okul müdürü kantine girdiğinde büyük bir çaba sarf ederek onları bir birinden ayırdı.Yine her zaman ki gibi azarladıktan sonra gitmişti.

Kavgayı abim başlattığı için ona bir şey söylemedi.

Hepsi burnundan solurken ürkekçe yerimden kıpırdayıp Miraçı öldürmek ister gibi bakan abimin yanına gidip kolunu çekiştirdim.Sinirli bakışları bana döndü.

"Revire gidelim.Kaşın kötü gözüküyor."

"Gerek yok.Sen git sınıfa ben de geleceğim."

Kafamı iki yana sallayıp onu çekiştirdim.Birkaç saniye dirense de pes edip onu çekiştirmeme izin verdi.Kantinden çıkana kadar onun bakışlarını sırtımda hissetsem de abim yüzünden ona bakamamıştım.

Abimi revire götürüp yaralarını temizlemiştim.Sonra bana sınıfa gitmemi söyleyip kendisi ortalıktan kaybolmuştu.Gülcan benim çantamı sınıfa çıkardığı için kantine uğramadan direkt sınıfa çıkmıştım.

Birkaç kız ve erkek kendi sıralarında sohbet ediyorlardı.Yavaş adımlarla ilerleyip sağımda olan adama bakmadan yerime geçtim.En önde oturuyordum.

Bakışları profilimde oyalanırken daha fazla dayanamayıp bakışlarımı ona çevirdim.En arka sırada oturmuş elini çenesine yaslamıştı.Dudağının sol üst kısmı çatlamış ve gözünün altı morarmıştı.

Mideme sancılar girdi onu öyle görürken.

Kaşlarımı çatıp hâlâ temizlemediği yaralarına bakıp kızgın bir şekilde önüme döndüm.Telefonumu çıkartıp whatsApp uygulamasına girip ismini arattım.

Işıl:Yaralarını neden temizlemedin?

Sınıfta telefonunun bildirim sesi yankılandığı zaman cebinden çıkartıp eline aldı.

M:Yaralarımı saracak birini bekliyorum:)

Işıl:Kimmiş o?

M:Bilmem..Böyle bal gözlü,beline kadar uzun sarı saçları olan bir kız

Dudaklarım kıvrıldığı zaman bir mesaj daha attı.

M:Bir de beni o kadar çok seviyor ki,önünü bile göremiyor artık.O kadar aşık yani

Dönüp ona kötü kötü baktığımda başını kaldırıp dişlerini göstererek gülümsedi.Yapma be adam!

M:Ee saracak mısın yaralarımı?

Işıl:Çok beklersin.

M:Ben her zaman seni beklerim


SON

CafunéHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin