18 Bölüm

15.8K 820 450
                                    

"Sen delisin!" Kahkaha atıp beni kendine döndererek dudaklarıma sert öpücük kondurdu.

"Ve ben bu deliye deli gibi aşığım!"

Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle ona baktım.

"Sana odamı göstermek için sabırsızlanıyorum!"

Abimin yoğun bakımda olduğunun haberini aldıktan sonra Miraç üzerini giyinip beni beklemeye başlamıştı.Ben ona alık alık baktığımda kaşlarını çatmış ve bana 'gitmiyor muyuz hastaneye?' sormuştu.

'sen delirdin mi Miraç?Ne hali varsa görsün!'

Dedikten sonra bana ağzı açık bir şekilde bakmıştı.

Beni hastanelik etmiş ve üstüne üstelik nasıl olduğumu bile sormayıp direkt tehdit eden adamın yanına gideceğimi mi düşünüyordu gerçekten?

Eğer ölse,helvasını ben kendi ellerimle kavururdum.

Kollarının arasından çıkıp evime baktım.Bir aya yakın süredir eve gelmemiştim.Ben gittikten sonra çiçeklerle ilgilenen olmadığı için solmuşlardı.

Derin nefes alıp anahtarı deliğe takıp iki kez çevirdim ve kapıyı aralayarak içeri girdim.

Evin kendine has kokusu burnuma dolduğunda ayakkabılarımı yavaşça çıkardım.

Abimin yoğun bakımda olmasından yararlanıp evdeki tüm eşyalarımı almaya gelmiştim.

Gelmeden önce kafamdaki dikişlerimi aldırmıştım.

Hiçbir yere bakmayıp hızlıca merdivenlere yöneldim ve basamakları çıkmaya başladım.Miraç sessizce arkamdan geliyordu.

Basamakları bitirdiğimde bakışlarım tam karşımdaki hep kilitli kalan kapıya kaydı.Bedenimden ürperdi geçtiğinde bakışlarımı hızlıca annemin eskiden kaldığı odadan çekip kendi odama doğru adımlamaya başladım.

Beyaz kapının üzerinden siyah harflerle yazılmış 'Evin küçüğü' yazıya takıldı gözlerim.Abimin odasının kapısındaki yazıyı ben,o da benim kapımın üzerindeki yazıyı belirlemişti.

Ben gıcıklık yapıp onun kapısına 'Evin domuzu' yazmıştım.

Bu yüzden beni bahçeye kadar kovalamıştı.Beni kucaklayıp havuza atmaya çalıştığında onu da kendimle birlikte havuza atmıştım.

O gün attığımız kahkahalar kulaklarımdaydı.

Elimi kapının kulpuna yerleştirip kapıyı yavaşça araladım ve içeri girdim.

Bakışlarım bir süre odamın içinde dolaştı.Her şey bıraktığım gibiydi.

Büyük bir odam vardı.Makyaj masam da gerekli tüm malzemeler vardı.Kitaplığımda genellikle genç kurgular,mangalar ve fotoğraflarım vardı.Lakin onları sattığım için yalnızca test kitablarım duruyordu.Duvarlarıma sevdiğim sanatçıların posterini yapıştırmıştım.Duvarın renki beyaz olduğu için posterler daha canlı görünüyorlardı.

Yatağım pencerenin yanındaydı.Güneşi tenimde hissetmeyi seviyordum.

Odaya girip direkt olarak beyaz,aynalı dolabıma yöneldim.Kapağını açıp gri renkli bavulumu elime aldım ve yatağın üzerine taşıdım.

Fermuarını açtıktan sonra kiyafetlerimi yavaşça yerleştirmeye başlamıştım.Ne de olsa vakitimiz boldu.

Miraç o sırada odamı sessizce inceliyordu.

"Tarkan posteri mi?"

Miraça baktığımda astığım tarkan posterlerime bakıyordu.

"Birkaç yıl önce kafayı bozmuştum Tarkanla." Sonra kendimi tutamayıp kıkırdadım. "Hatta konserine gitmek için ağlamıştım."

CafunéHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin