12 Bölüm

16.7K 704 469
                                    

 "Okula gitmemem için ne kadar çok şey oldu görüyor musun? Araba bozuldu, taksiye paramız yok ve hâlâ yoldayız Miraç

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Okula gitmemem için ne kadar çok şey oldu görüyor musun? Araba bozuldu, taksiye paramız yok ve hâlâ yoldayız Miraç." dedim, ona bakarken.

Miraç'ın kaşları çatılmıştı, yola odaklanmış bir şekilde ilerliyordu. Onun bu halini görünce yüzümdeki neşeli ifade yavaşça silindi. Hızlıca önüne geçip onu durdurdum.

"Sorun ne?" diye sordum, gözlerimle onu incelerken.

Yüzüme bakmadı, sadece "Bir sorun yok," dedi soğuk bir sesle.

"Yol boyunca o kadar konuştum, tepki bile vermedin," diye ısrar ettim. İçimde bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyordum.

Kafasını hafifçe sallayıp yana geçmek istedi, fakat yine önünü kestim.

"O zaman yüzüme neden bakmıyorsun?" diye sorguladım, gözlerimi ondan ayırmadan.

Aniden başını kaldırdı ve gözlerini gözlerime dikti. Gözlerindeki o yoğun bakış, içime işledi.

"Nasıl bakayım Işıl? Cebimde 5 kuruş olmadığı için gecenin bir yarısı, bu soğukta o kadar yol yürümek zorunda bıraktım seni. Bir şeyler yapmaya çalıştığımda yüzüme gözüme bulaştırıyorum. Söyle, nasıl bakayım yüzüne?" dedi, sesi titriyordu. Gözlerinin dolduğunu fark ettiğimde kalbimde ince bir sızı hissettim.

"Miraç..." dedim yumuşak bir sesle ama yine bana bakmadı. "Miraç, bana bak."

Ama bana bakmamakta ısrar ediyordu. Ona daha da yaklaşıp ellerini sıkıca tuttum.

"Sorun gerçekten bu mu? Sen delirmiş olmalısın aptal herif! Bunu sorun edeceğimi sana düşündüren ne? Hediye, sürpriz, soğuk umrumda değil. Senin yanımda olman benim için her şeye bedel, Miraç," dedim, gözlerimle onu ikna etmeye çalışarak.

Kafasını eğip bana baktığında, yanağından bir damla yaş süzülüyordu. Onun daha önce de ağladığını görmüştüm, hatta omzumda defalarca kez ağlamışlığı vardı. Ama bu seferki farklıydı.

Elini bırakıp parmaklarımla yanağındaki gözyaşını sildim, ardından hafifçe elmacık kemiğini okşadım.

"Gözlerinin kızarmasını sevmiyorum," dedim usulca.

"Ben de," dedi hafifçe burnunu çekerek, "karizmam bozuluyor."

Dudaklarımı büzdüm, ona takılmak istedim. "Hım hım, çirkinleşiyorsun ya," dedim alaycı bir tonla.

Gözlerini kıstı ve yanağını daha da avucuma yasladı. "Seni yakalarsam, çirkinin kim olduğunu göstereceğim."

"Ha?" diye şaşkınlıkla geri çekildim.

"Bir."

"Miraç, ne diyorsun?"

"İki." Yanağını yasladığı elimden kurtulup biraz daha geri çekildi.

CafunéHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin