"Uslu dur Miraç." Gülümseyip yüzüme yaklaşarak çenemin altına küçük buse kondurdu.
"Aklımı başımdan alıyorsun."
Elimdeki gazlı bezi dudağının üzerine bastırdığımda kafasını benden geriye doğru kaçırıp kısık seste inledi.
Belimdeki ellerini sıklaştırıp beni kendine daha çok çekti.Bacaklarıyla beni kıstırırken tamamen ona kısılıp kalmıştım.
Boş bir sınıfta ikimiz vardık.Şimdi ise öğretmen masasının üzerine oturmuş,beni de bacaklarının arasına almıştı.
"Bana söz vermiştin.Daha dikkatli olup kavga çıkartmayacağına."
Sadece omuz silkip yarım ağız gülümsedi.
Hafif tombul olan yanaklarımı şişirip ona baktım.Bu ona komik gelmiş olmalı ki erkeksi bir şekilde kıkırdayıp yanağıma saniyeler için sert bir öpücük kondurdu.
"Çok tatlısın anasını satayım."
Kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımı morarmış yere bastırdım.O beni hafifçe kendine çekip yüzünü boynuma sakladı.
Bir süre orada öyle kaldıktan sonra kimsenin şüphelenmemesi için odadan çıkacağımız sırada buraya yakınlaşan adım sesleriyle donup kalmıştım.
Korkuyla başımı kaldırarak onun gözlerine baktığımda o kendini kaybetmeden beni bileğimden hızlıca kavrayıp ben daha ne olduğunu anlamadan bizi dolabın arasına sıkıştırdı.
Bedeni kalıp gibi bedenime yaslanmıştı.Her Uzuvunu hissediyordum.
Gözlerim benden bağımsız açıldığında avuç içlerimi duvara yaslamıştım.Başımı kaldırıp ona bakmaya utanıyordum.Beni rahatsız etmek istemiyormuş gibi kendini geriye doğru çekmeye çalışsa da kıpırdamıyordu bile.
Islak dudaklarının kulağıma teması ile titrerken nefeslerimi düzenlemeye çalışıyordum.
"Sadece iki dakika." Benim bile zor duyacağım sesle fısıldadı.
"S-sorun değil."
Bir kolunu başımın yanına dayamıştı.Diğer kolunu belime dolamıştı.Sınıfın kapısı açıldığı zaman Begüm hocanın sesi kulaklarıma doldu.
"Burada mı düşürdüm acaba?" Kendi kendine konuşurken kafamı kaldırıp bana bir nefes kadar yakında olan adamın gözlerine baktım.
Aynı anda yutkunduk.
Begüm hoca hâlâ kendi kendine konuşmaya devam edirken onu dinlemeyi çoktan bırakmıştım.Dudaklarımı dilimle yaladığım eş zamanla Miraçın bakışları oraya kaymıştı.
"Nefesimi kesiyorsun sarışın." Boğuk çıkan sesi gözbebeklerimi titretti.
Aniden bir gürültü koptu.Korkuyla yerimden sıçradığım zaman sesimin çıkmaması için avuç içiyle ağzımı kapatmıştı.
"Evladım ne yapıyorsun?"
"Özür dilerim hocam," abimin sesini duymak nefesimi kesti.Korku dolu gözlerim koyu yeşil gözleriyle buluştuğu zaman bana korkmamamı belirtti. "Işılı gördünüz mü hiç?"
Kalbim yerinden çıkacaktı.
"Hayır görmedim.Hazır gelmişken şu masanın altından yüzüğümü çıkartı ver."
"Tamam."
Miraç beni sakinleştirmek ister gibi sıcak dudaklarını saçlarıma bastırdı.
Bir şey söylemeden sınıftan çıkıp gittiklerine emin olduktan sonra hızlıca oradan çıkıp derin nefes almıştım.
"Az kalsın yakalanıyorduk," hafif yanakları kızarmış olan adama dönüp yanına yaklaştım.Parmak uçlarımda yükselip çenesinin altını öptükten sonra kapıya doğru ilerledim.
"Sınıfa beş dakika sonra gel,tamam mı?"
"Tamam güzelim."
Hızlıca odadan çıkıp merdivenlere yöneldim.dördüncü kata çıktıktan sonra sınıfa girdiğimde birkaç kişi vardı.Yerime doğru adımlayıp çantamdan telefonumu çıkardım.
Abimden cevapsız 7 arama gördüğüm zaman korkuya kapılmıştım.
Beş dakika sonra Gülcan yanıma gelip abimin beni aradığını söylemişti.Hoca gelmeden herkes sınıfa geldiği zaman bir tek abim yoktu.Miraç bile gelmiş,arkadaşlarıyla arka sıraya oturmuşlardı.
Birkaç dakikadan sonra kapının açılmasıyla bakışlarım oraya döndü.Abim sinirli bir şekilde benim olduğum yere adımlamaya başladığında yutkunmuştum.
Tüm sınıfın dikkati bizim üstümüzdeyken yanıma ulaştığı gibi kolumu sertçe kavraması bir olmuştu.
"Abi sor-"
Yanağımda hissettiğim acıyla zemini boylarken sertçe kolumun üzerine düşmüştüm.
Abim bana tokat atmıştı.
SON
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MiraçDinçmen:))
**Miraçın modeli yok.Sadece,bu fotoğraftan o vibe aldım.
