9

29 3 2
                                    

Sizce bir insanın öldüğü naıl anlaşılır?

Nefes almadığında, kalbi durduğunda mı?
Bedeni bembeyaz ve buz gibi olduğunda mı? Cenaze kurulduğunda mı? Yoksa cinayete kurban gittiğinde ya da intihar ettiğinde mi?

Biliyor musunuz nefes alarak da yaşayan ölüler var. Kalbi atmaya devam ediyor, nefeste alıyor ama ruhu...Ruhu çoktan terk etmiş dünyayı. Ve biliyor musunuz bu dünya adaletsiz evet, ama bizler de masum değiliz. Hiç birimiz. Buna bizim küçük kızımız da dahil. Şimdiye kadar küçük kızımızdan bahsederken, onu anlatırken hiç onu suçlu gösterecek şeyler söylemedim ya da onun da suçlu olduğunu gösteren şeyleri anlatmadım. Dilerdim ki küçük kız doğduğunda olduğu gibi masum ve saf kalsın ama yaşam ve hayat bizlere öyle yada böyle gerçeğin ne olduğunu gösteriyor.

"Hayat...

Hiçbir şeyin masalsı olmadığını ve bizlerinde gözlerimizi kapattığınız tatlı rüyadan er yada geç uyanamamızı sağlayan şey." Bu kçük kızın söylediği bir söz.

Küçük kız asla kendini masum görmez ve ya saf olduğunu düşünmez, düşünemez çünkü "Eğer şimdi acı çekiyorsam bunun bir nedeni olmalı. Belki farkında olmadan yaptığım bir hatanın bedelini ödüyorum... Yada belki farkında olarak yaptığım hataların bedelini..." der

O da farkında masum olmadığının ve o da biliyor masum kalamayacağını...

Ama bunu kendisinin bilimesi ve kabul etmesi görmezden gelmesinden daha iyi hatta "Ay, bende suçluyum... biliyor musun? Bize yapılan veya yaşadığımız hiçbir şey hatalarımızı hafifletmez. En azından ben öyle düşünüyorum. Ve bende yanlış yaptım ve bunun çok iyi farkındayım ama olmuyor durduramıyorum kendimi... Ruhumu dindirmeye çalışırken aklımı kaybetme noktasına geldim." Demişti bir keresinde

Küçüğümüz büyüdükçe büyüdü sorunları. Ve, ve şimdi evliliği planlanıyor ama o gelinlik değil kefen bakıyor kendisine.

O bu evliliğin gerçekleşmeyeceğini son kez kesin bir dille söyledi, ve kenara çekilip izlemeye başladı. Çok sakin ve soğuk bakıyordu her şeye. Ama diğerleri bunun sadece kuru bir söz olduğunu düşündü...

Küçük kız durdu. İzledi ve mutlu olduklarını gördü ve sahte gülücükler saçtı etrafa eğilmemek için, dik durabilmek için. Ama her şey o kadar kolay değildi.

Küçük kızın ne ruhu ne de bedeni dayanamıyordu. Her gün her gece ağlıyordu ve kimseninde bundan haberi yoktu... Bir zaman sonra onun önceden olduğu gibi ağladığını ve de beslenmediğini gördüler. Sözde onu sevdiğini söyleyen insanlar onu görmezden geldiler.

Sadece melek gördü ölen çocuğunu ve içi kan ağladı. Hatta bir keresinde küçük kızın boşluğa bakarak "Daha uçmaya fırsatım olmadan kaybettim kanatlarımı" dediğini duymuştu ama bir şey yapamıyordu herkesle tek başına başa çıkamıyordu. Ama küçüğünü de yalnız bırakmıyor hep yanında oluyordu vede çok korkuyordu çünkü küçük kızının bir şeyler yapacağını biliyordu ve bu onu çok korkutuyordu.

Küçük kız artık ne yemek yiyor nede su içiyordu. İyice zayıflamıştı.

Böylece günler haftaları haftalar ayları kovaladı. Küçük kızın bedeni çökmüştü artık ayakta bile durmakta zorlanıyordu bedeni kendi-kendini öldürüyordu. Küçük kız o kadar ağlamıştı ki, Artık gözleri tamamen sönmüş veya diğer bir deyişle tamamen ölmüştü... Sanki hiçbir şey hissetmiyordu. Ve gerçekten öyleydi küçük kız artık yoktu.

Beni çaresizliğe iten ve ölüme terk eden herkes bunun farkında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beni çaresizliğe iten ve ölüme terk eden herkes bunun farkında...
Küçük kız

Little girlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin