Göz yaşı...
Bazı insanlar için çok özeldir göz yaşı. Çünkü bazıları çok fazla ağlayamaz ve ağladıklarında ise bu yaş kalplerinden yada dahada önemlisi ruhlarından gelir. Yaraları çok derin acılarıysa katlanılmaz. Bizim küçük kızımız çok güçlü. Taşıdığı onca yara ve acı bir kez olsun diz çöktürmedi ona.
Evet intihar etmeye çalıştı çok düştü hatta önceleri bedenini süsleyen yaralardan iğrenmesine rağmen kediside yaraladı kendini. Ama hep bir şekilde nefes almayı başardı.
Aslında küçük kızımızın en çok canını acıtan neydi biliyor musunuz?
Diğerleri küçük kızı her gördüğünde aslında ailesini düşünmediğini ve sadece kendini düşündüğünü o yüzden böyle davrandığını söylüyorlardı. Halbuki onların gördükleri daha hiçbir şeydi. Ve tam olarak onların kastettiği gibi de değildi küçük kız diğerlerini o kadar düşüyordu ki asla sesli bir şekilde ağlamıyordu. Eğer ebeveynlerim ağladığımı görürse onlarada üzülür diye hep kendini susturmaya çalışırdı. Küçük kız o kadar dik, ayakta ve güçlü durmaya çalışmasına rağmen sonunda hem ruhu hem de bedeni pes etti...
Yine ve yine ağladı. Ama asla sesli bir şekilde ağlamadı hep sesini bastırdı hiç kimse duymasın, bilmesin, üzülmesin diye. Ama... ama sesini bastırması daha kötüydü çünkü acısı asla dışarı çıkmıyor hep içinde kalıyordu sesli ağlarsa belki acısı biraz olsun dinerdi ama bunada izini yoktu...
Artık o, boş bir kabuktan başqa bir şey değildi. Artık ne acı hissediyor nə de sahte gülücükler sergileye biliyordu. Hiç gücü kalmamıştı. Ama bir gün... bir gün ilk defa sesli ağladı...
Diz çöktü Meleğinin ve babasının yanında göğüs kafesi patlama noktasına gelene kadar ağladı...çaresizliği, acısı önceden hissettiği ne varsa sonuna kadar hissettirdi etrafında olanlara. Onlarsa sadece izledi.
"Keşke hiç doğmamış olsaydım böylece ne üzer ne de bunları yaşardım...
Özür dilerim...doğduğum için ve sizin istediğiniz gibi bir evlat olamadığım için özür dilerim...""Var olduğum için özür dilerim"
Bunlar küçük kızın son sözleriydi
Artık küçük kızdan geriye bir şey kalmamıştı. Tamamen boş bir kabuk dışında. Küçük kız sonsuz bir karanlığa gömülmüştü.
Taki o güne kadar...
Küçük kız artık buna bir son vermenin zamanı geldiğini düşündü ve son kez bakı gökyüzüne...
Son kez konuştu geceyle...
Ruhumun derinliklerine batan tuzlu cam parçaları, etrafımı saran dikenli teller vede olduğum karanlıktan uzaklaşmama engel olan zincirler artık benim bir parçam olmuş durumda...
Küçük kız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little girl
Non-FictionEl birliğiyle ruhunun öldürüldüğü küçük bir kızın hikayesi "Umarım yaşadığınız hayat beni yok etmenize değer..."