11//

24 3 0
                                    

Küçük kızın ağzından:

Yine burdayım Ay, belkide son kez...

Yine donukluk geçiriyorum, bedenim kilitlenmiş gibi... nefes alamıyorum kafamın içindeki sesler bir türlü susmuyor sanki ruhum çekiliyor gibi hissediyorum. Mental sağlığım yerinde değil... bitmek bilmeyen bir boşluk sarıyor etrafımı.

Sanırım yine çok zorladım kendimi. Aynı hatayı tekrar tekrar yapıyorum.

Ben...yaşıyorum, ölemiyorum ya da ruhuma hapsolmuş geçmişin tuzlu cam parçaları canımı yakmıyor.

Bakarsan benden mutlusu yok sanırsın, ama öyle değil.

Gerçek duygular nasıl hissettir?

Asıl...Mutluluk ne? Heyecan ne? Kırgınlık? sevgi? Öfke? Hüsran? Ve sayamadığım diğer bütün duygular nasıl hissettir?

Bende sadece acı var(dı)... 'geçmişten kalan, ve ruhuma kazınan' ama artık o da yok. Sadece boşluk. Öldürmüyor ama mahvediyor. Sana bir sır vereceğim ay...Ben intihara meyilli biriyim. Üç kez, tam üç kez yapmaya çalıştım bunu...ımm yanlış hatırlamıyorsam ilki sekiz yaşında, ikincisi on falan sanırsam, ve sonuncusu çok yakında...

Bir şey fark ettim, aslında yeni bir şey değil çocukluğumdan beri bunun farkındalığı ile büyüdüm. Ben aslında yaşamıyorm sadece yaşıyor gibi görünüyorum.

Bedenimde, kalbimde ve de ruhumda saklı olan ve benim iyileştiğini sandığın bütün yaralarım bir anda patlak verdi.
Bütün acılar bir anda bütün varlığıma nüksetti...

Büyük bir enkaz haline geldim. Her şey, her şey yok oldu, yıkıldı...
O an anladım, ben ne olduğunu anladım. Ama yinede sana en kolay şekilde anlatayım belki anlarsın çünkü sen yaşadığım şeyi hissedemezsin, bilemezsin.

İşte başka bir hikaye...

Büyük ve yıkık dökük bir ev varmış ayakta ama ölü, büyük dedim çünkü aslında temizdi kalbi, ruhu, ve ev ne kadar büyük olursa yarası, acısı, kırgınlığı o kadar büyük olur. Bu ev de çok büyük. Düşünceleri ve gördükleri kirlense de yorsada, kalbi ve ruhu temiz olan yıkık dökük bir ev.

Terk edilmiş insanlardan uzakta sessiz sakin, dışarıdan ürkütücü, kasvetli görünen yıkık dökük bir ev.. ve bu evde yaşayan küçük bir kız. Kalbi ve ruhu temiz. İnanmak isteyen, yaşamak isteyen, sevgi isteyen yalnız küçük bir kız. Ev onun yaraları, onun kırgınlıkları, çaresizliği, kirlenen zihni, yorulan gözleri, aldığı fiziksel ve ruhsal yaraları, kaybettiği renkleri, içten içe ölen varlığı, işte küçük kızı kendine hepis eden bu ev hem onun tek sığınağı hem de onun varlığını zincirlere vuran cehennem.

Onu yakan şeylere tutunmaktan ve beklemekten başka çaresi olmayan bu küçücük kız bekledi, gerçekten çok bekledi yaralarını kendi sarmaya çalışırken, kendinden nefret ederken, dünyaya yanlışlıkla geldiğini ölmesi gerektiğini düşünürken, karanlıktan korkarken, ağlamaktan yorgun düşüp uyuyup kalırken, içindeki özlem onun küçük kalbini parçalarken çok bekledi. Bekledi
'Gel artık. Karanlık çok korkutucu' diye sayıkladı ama kimse gelmedi onu o evin dışına kimse çıkarmadı hep korktu, hep ağladı kendini öldürmeyi denedi onu öldürmesi için sürekli dua etti Rabbine
Ama olmadı 'tamam eğer ölmüyorsam her şey düzelecek değil mi?' Diye düşündü heyecanlandı. Yine bekledi, ama aldığı tek şey, daha çok yara oldu. Hem fiziksel hem ruhsal. Küçük kızın psikolojik rahatsızlığı vardı ama kimsenin haberi yoktu kendisi bile ne olduğunu bilmiyordu...

Little girlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin