Artık Öldüğüme Göre, Memnun Musunuz?

2.Bölüm: 1.Gün

Lorona öldü mü?

Haberi özel odasında alınca Velbutte'un gözleri fal taşı gibi açıldı.

Haber karşısında sendeledi. Şok bitkin vücudunu delip geçmiş, onu oturmaya ve sandalyesine tutunmaya zorlamıştı.

"...Neden, böyle bir zamanda..."

Başını tutan Velbutte hayal kırıklığıyla dilini şaklattı.

"— Daha erken ölmeliydi!"

Daha sonra masasını tekmeleyerek odadaki uşakların ve hizmetçilerin titremesine neden oldu.

Kısa bir süre önce Velbutte, iptalini krala ve kraliçeye bildirmişti.

Sonuç olarak, uzun süre azarlandı.

Lorona onun nişanlısı olsa bile, Velbutte'nin hatası, herhangi bir ön danışma olmaksızın nişanlarını iptal etmekti. Kraliyet ailesinin bir üyesi olarak herhangi bir kargaşaya yol açmamak için adımlarını daha dikkatli düşünmesi gerektiği için azarlandı.

Neyse ki, Lorona'nın asil bir hanımefendi olarak işlediği ciddi suçlara dair kanıtlar sunduğu için iptalin kendisinden sorumlu tutulmadı.

"Anneme ve babama beyhude bir iddiada bulundum..."

Sıkı çalışmasının boşuna olduğu gerçeğinden dolayı tatsız hissetti. Ne olursa olsun, Velbutte işlerin bu şekilde daha kolay olacağını düşündüğünde soğukkanlılığını geri kazandı.

Gerçekte, bir nişanı iptal etme prosedürü göründüğü kadar basit değildi. Çok zaman ve çaba gerektiriyordu.

Siyasi evlilik bir anlamda bir sözleşmeydi. Resmi bir belge hazırlanmış ve hem Lordlar Kamarası hem de tapınaktan alınan izni onaylayan imzalar tutulmuştur.

İmha edilecekse, her iki tarafın rızasını gösteren bir belge ve belli bir miktar cezanın düzenlenmesi gerekiyordu.

Ancak, biri ölürse hikaye farklıydı. Yas bir sözleşme ihlali değildi.

Böylece Velbutte, nişanının iptal edilmesiyle ilgili evrak işlerinden ve ceza nedeniyle büyük bir meblağ ödeme zorunluluğundan kurtuldu.

"...Sonuçta, hâlâ biraz iyilik yapabilmiş gibi görünüyor."

Gülümseyerek konuşurken Velbutte'nin ifadesi, bir veliaht prensten beklenen incelikten hiçbirine sahip değildi.

Lorona, Velbutte'nin nişanlısıydı ama ona karşı hiçbir zaman özel bir duygu beslemedi.

Lorona'nın ailesi, Ruth Kontu, uzun bir geçmişe sahipti, ancak vasat bir aileydiler ve önemli bir etkiye sahip değillerdi.

Velbutte'nin Lorona ile nişanlanmasının tek nedeni, komşu krallığa karşı bir düzine yıl önce meydana gelen bir savaştı.

Ruth Kontu bu savaşta büyük başarılar elde etmişti. Ödül olarak kral, Ruth Ailesi'nin kızı Lorona'yı kraliçe olarak kabul edeceğine söz verdi.

Velbutte nişanlandığında 5, Lorona ise 4 yaşındaydı.

Aynı yaştaki çocuklarla çok az etkileşime girme fırsatı bulan Velbutte için Lorona, onun tek oyun arkadaşıydı.

Debutante Balosu sırasında ona eşlik etti ve birlikte dans ettiler.

Hayatının 14 yılını nişanlısı olarak geçirmiş bir arkadaştı.

"..."

Bir an için Velbutte'un göğsünde bir burukluk oluştu.

Duygularının ne olduğunu bilmeyen Velbutte, onun düşüncesi karşısında küstahça kaşlarını çattı.

Küçüklüğünden beri sonunda evleneceğinin farkındaydı. Ona iyi bakabileceğini düşündü.

Ama büyüdükçe, Lorona'nın gerginliğinden bıktı.

Nasılsa kral olmuştu, o halde biraz oynamanın nesi yanlıştı? Lorona'nın gözetimi onu sadece bunalttı.

O yaştaki erkekler arasında yaygın görünen arzusu bile, "Yapamazsın" diyen Lorona tarafından kesin bir şekilde reddedildi.

Kendi tarafında olmaktan çok uzak olan Velbutte, ebeveynleri ve öğretmenleri tarafından yüksek sesle övülen nişanlısından sonunda uzaklaştı.

Lorona'nın oyuncak bebek güzelliği Velbutte'un gururunu da incitmişti.

Gerçekten hayatta olup olmadığını ve hareket edebildiğini merak etmesine neden olan ilahi bir görünüşü vardı. Velbutte, Lorona'ya dokunmaktan korkuyordu.

Ona dokunursa yanlışlıkla onu kırmaktan ne kadar endişelenirse, Lorona'dan o kadar korkuyordu. Sonunda aralarındaki uçurum aşılmaz hale geldi.

"...Şey, artık Lumina ile nişanlanabilirim. Aynı zamanda Kont Ruth'un kızıdır. Verdiğim hiçbir sözü bozmadım."

Sanki kendini ikna edercesine bunu mırıldandı. Böylece Velbutte, içinde yükselen duyguları bastırdı.