*10.Bölüm*
''Beni böyle sev, seveceksen !''__________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Denizden mavilikler gördüğü yüzle bir anda korkuyla dolmuş, küçük ayaklar geriye doğru birkaç adım atmıştı. Avucunda duran küçük eli güç dilenircesine sıkmıştı parmakları arasında. Bu olamazdı. Herşey düzeliyor, hayatı rayına giriyor derken bir kez daha bulanamazdı yeni durgunlaşan sular. Boğazından sert bir yutkunma geçmişti. Genç adamın parıldıyordu iri gözleri. Haftalardır bu güzelliği kaybetmiş olmanın pişmanlığı ile kavruluyordu. Yalan yok, Nilüfer'i bu kadar istediğini kendi de bilmiyordu. Ah o gece ne yapacağını bilemeyerek telefonu kapatmamış olsa şimdi bu kız her manada onun olacaktı. Belki sosyetik toplantılarda kolunda taşıyamazdı ama en azından geceleri şenlenirdi. Herkes evlenecek diye bir kaide mi vardı ? Beraber yaşar giderlerdi ! Elini uzatıp genç kızın ince kolunu ani bir hareketle kavradı.
-Kızgınsın biliyorum. Ama inan çok pişmanım. Hem artık hep buralardayım. Babam iki alt sokakta bir apartman inşaatına başlıyor. Bende ilk deneyimimi orada yapacağım. Sık sık göreceğim artık seni !'
Korkuyla hızlanan nefesi ile hızlı hızlı inip kalkıyordu genç kızın göğsü. Duyduğu her kelam bir ateş olup içini yakıyordu. Öyle ya, babası müteahhitti bu şerefsizin. Eli her yere uzanan, kirli parasıyla her türlü kire bulanan biriydi. Nitekim oğlunu ite kaka okutmuş, inşaat mühendisi etmişti. Bir de şimdi onların mahallesine mi dikeceklerdi o başlarına yıkılasıca apartmanlarını? Menderes caddesine yan yana dizdikleri yetmemiş miydi ? Hışımla kurtardı kolunu onun elinden.
-Sakın!'dedi öfke dolu bir tıslamayla. Etrafına bakınıp kimsenin görmediğinden emin olmaya çalıştı. 'Sakın bir daha yamacıma dahi yaklaşma Adnan. Ben o gece gömdüm hem seni , hemde sana inanan Nilüfer'i. Evli barklı kadınım artık. Şimdi çekil önümden!'
Öyle bir öfke doluydu ki ona karşı. Fakat bir o kadar da iyiki ! İyi ki o gece onu yarı yolda bırakmış, iyi ki karşısına Kenan çıkmıştı. İşe yaramaz herifin teki olsada onun sayesinde gerçekten bir adam girmişti hayatına. Ona değer vermiş, sevmeyi öğretmiş, aşkı tattırmıştı. Şaşkınca onu ilk kez sinirli gören Murat'ı elinden çekiştirip yoluna doğru bir adım atmıştı. Adnan'ın ise duyduklarıyla çatılmıştı kaşları. Nasıl olurdu? Bu kız onu severken gider de başkasıyla nasıl evlenirdi ? Yo! Olmazdı ! Nilüfer ancak ona layıktı. Bu güzelliğin sahibi bir tek o olabilirdi. Nitekim ucuz bir mahalle kızının ondan vazgeçmesini kaldıramazdı. Yanında geçip yürümeye başlayan kızın ardından bakarak seslendi arkasından.
-Kocanla konuşurum bende o zaman !'
Nilüfer attığı bir adımla betona çakılmış gibi duruverdi. Açık mavi gözleri dehşetle açılmış, kalp atışları daha da hızlanmıştı. Ne diyordu bu tiyniyetsiz herif ? Onu Kenan ile mi tehdit ediyordu ? Niçin? Yarı yolda bırakan kendisi değil miydi ? Hışımla arkasını dönüp Adnan'a doğru öfkeyle birkaç adım attı.
-Sen ne ahlaksız bir adamsın! Evlendim diyorum ! Hala ne istiyorsun benden?'
Adnan'ın yüzünde sinsi bir gülüş belirdi. İş inada binmişti artık. Onu tersleyecek, ondan vazgeçecek kız daha anasının karnından doğmamıştı. Nilüfer kimdi de ona sırtını dönüp gidiyordu? Ayaklarına kapanıp onu affetmesi için yalvarmalıydı! Hatta... Bakışları genç kızın narin bedenini fütursuzca süzdü. Elini dahi tutturmayan bu kızın tadına bakmadan kapatmayacaktı bu defteri. Başını hafifçe sallayarak pis pis sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karagümrük Yanıyor (Tamamlandı)
General Fiction... -Buna mı ulan ? Mahallenin en zengini sana talip olmuşken sen bu taksici parçasına mı kaçtın?' Nilüfer gözlerinden akan inci taneleri ile sıkmıştı parmaklarını. Açık mavi gözleri bir babasında , bir de babasının hemen ardına sıralanmış iri kıyım...