🚖35.Bölüm💮

11.6K 1K 333
                                    

                
              
             
*35.Bölüm*
''Vazgeç gönlüm sen bu aşktan...''

____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Her kız arkadaşın dostuyla kurduğu bir hayaldir ; dostluğumuz ömrübillah devam etsin, kocalarımız da dost olsun, evlatlarımız birlikte oynasın diyerek kurulan. Ve işte bu akşam tam da kurdukları bu hayallerden birini yaşamaktaydı Nilüfer ve Türkan. Koyu muhabbetler arasında durup durup bulundukları vaziyete şöyle bir bakıyor, içlerinden bu hayalleri yaşatan Allah'a şükrediyorlardı.

Evlendiklerinden beri ilk kez karı, koca olarak başbaşa akşam gezmesine çıkmışlardı Kadir ve Türkan. Yeni gelinlik dönemi artık bitmiş sayılırdı. Ve Nuray Hanım kendini biraz geri çekip siz karı,koca gidin evladım demelere başlamıştı. Neticede onlarda yeni kurulmuş bir aileydi. Ve bunu anlamaları için böyle fırsatlara ihtiyaçları vardı. Hal böyle olunca Kadir'in günlerdir şevkle tamir ederek yeni bir hale getirdiği beşiği getirmek üzere akşam oturmasına gelmişlerdi taksici Kenan'ın evine. Gelirken manava yenice gelmiş yeşil erikler biraz tuzluca olsa da Nilüfer'in belki canı çekmiştir diye almadan edememişlerdi. Yanına bir de Bursa'dan gelmiş dağ çileği ekletmişlerdi. Genç kız da ağabey ve arkadaşının geleceğini duyunca boş durmamıştı tabii. Kadir en çok un helvasını severdi. İçine biraz da ceviz ve bal eklendi mi doyamazdı yemeye. Rahmetli babaannesi Nilüfer'e bu helvayı yapmayı öğretirken Peygamber'in sevdiği helva diyerek tarifi kulağına küpe etmişti. Helva yanına bir de mısır patlatmışlardı. Olmuş muydu çaya bir sürü yancı ?

Taze evli çiftin gelişiyle şenlenmişti akşamları sessizlik çöken ev. Kadir daha kapı eşiğindeyken kollarına koşan Murat'ı almış, iri cüssesiyle omuzlarına oturtup ona minareye çıkmıştan hallice etmişti. Türkan ise bayılıyordu çocukların neşesine. İlyas bir parça daha sessiz olsa da genç kız bıcır bıcır haliyle onu açmayı iyi beceriyordu. Gecenin büyük bir bölümü böylece geçmişti. Bir bölümünde ise yalnızca getirilen beşik konuşulmuş, Kenan durup durup bir beşiğe, bir de karısına bakmış kalmıştı. Nilüfer'in bir zamanlar küçücük bir bebek olduğu ve bu beşikte uyuduğuna inanamamış gibiydi. Asıl ona tuhaf gelen ise Nilüfer bu beşikteyken kendisinin ilkokulu bitirecek yaşta bir oğlan çocuğu olmasıydı. Yalan yok, kendini yaşlanmış hissetmişti. Sonra Murat beşiğe yatacağım diye tutturmuş, bir fasıl da ona gülmekle geçmişti. Açık mavi gözler verniklenmiş ahşabın üzerinde iç çekerek dolaşmıştı.

-Gerçekten çok teşekkür ederiz ağabey. Tamir edilmiş gibi değil, yeni gibi olmuş! O kadar güzel ki !'demişti bir parça mahcubiyet ama çokça mutluluk dolu bir sesle. Kadir ise duyduklarıyla tebessüm edip başını hafifçe sallamakla yetinmişti. Bebek mevzuları babalar ve ağabeyler ile, yahut onların yamacında pek konuşulmazdı. Mahrem şeylerdi bunlar. Hatta kadının karnı belli olana dek erkeklerin pek haberi olmazdı. Ayıp , günah değildi belki. Ama böylesi bir gizlilik her açıdan hoştu. Nitekim Kadir de beşiği getirdiklerinde konudan çokça bahis açmamış, yalnızca Kenan'a sağlıcakla gelsin diyivermişti. Derken Türkan bir an boş bulunarak atılmıştı.

-Günlerdir öyle çok uğraştı ki! Bebeğimiz sağlıkla kullansın! Ay gelsin de sevelim!'

Genç kız bir an dediği ile duraksamış, kocasından sus istersen artık manasına gelen bir öksürük yükselirken kızarmış yanaklarıyla gözlerini kırpıştırıvermişti. Şimdi Kadir de haksız değildi ! Kenan ve Kadir varken öyle konuşmak olur muydu? Annesi yanında olsa vallahi çimdikle kalmaz bir de terlik fırlatırdı kafasına. Ortama bir anda sessizlik çökmüştü. Nilüfer ise arkadaşının az sonra kızarmaktan patlamaması için bir çare düşünmeye koyulmuştu. Aklına gelenler elini koltuğun kolçağına yaslamıştı.

Karagümrük Yanıyor (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin