🚖43.Bölüm💮

12K 1K 263
                                    

                   
          
      
*43.Bölüm*
''Aşkın ecel olsa bile, affetme senden sonra can verirsem...''


____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Başındaki keskin ağrıyla bir an irkilerek açmıştı koyu kahverengi gözlerini genç adam. Kafasını yattığı yerden kaldırmış, elini tutulmuş boynuna koyarak etrafına kısık gözlerle bakmıştı. Yüzü bulunduğu perişan hal ve saman dolu gibi hissettiği zihniyle buruşmuştu. Eve ne ara gelmiş, ne ara odaya girip kendini yatağa bırakmış hatırlamıyordu. Son bildiği Nilüfer tarafından suratına kapı kapatıldığında ayaklarının onu en yakın meyhaneye götürdüğüydü. Ne kadar içmiş, neler yapmıştı Allah bilir? Sırtındaki ceketi dahi çıkarmadan yorganın üzerine kendini attığına göre ayakta duramadığı aşikardı.

Oturur pozisyona geçerek başını elleri arasına aldı. Küçük karısı onu asla affetmeyecekti. Belki bir daha o denizden mavileriyle gözlerine bakmayacak, günlerdir olduğu gibi hem yüzünü hem sesini ondan esirgeyecekti. Yaşayamazdı ki ! Kenan Nilüfer olmadan nasıl yaşanır unutmuştu ki! Hayatına o ufacık haliyle girmiş, boyundan büyük , koca bir kara delik bırakarak gitmişti. Şimdi ise o kara delik içine içine çekiyordu genç adamı. Daha on günde hayatının solup gidişini bir film gibi izliyordu. Avuç içlerini yüzüne kapatıp sessiz hıçkırıklarını serbest bıraktı. Sevdiği kadının bir bakışına ömrünü vermeye hazırken ondan böyle ayrı kalmak kahrediyordu. Koyu kahveler acı dolu gözyaşlarıyla ıslanıyordu. Belki de en son babası vefat ettiğinde böyle ağlamıştı. Şimdiyse ölen kendisiydi. Hemde gün a gün, lahza lahza ! Derken içeriden duyduğu ince bir gülme sesiyle derince nefes çekerek kaldırmıştı başını.

-Nilüfer?'demişti şaşkın ve umut dolu bakışları kapalı duran kapıya dönerken. Yerinden adeta fırlamış, odadan çıkıp hole yönelmişti. Ve daha mutfak kapısı eşiğiindeyken duraksamıştı. Islak koyu kahveler yeşil koltukta çocukları ve kız kardeşinin yanında oturan karısına takılmış, gözünden bir damla daha sızıp buruk bir tebessümün yayıldığı dudaklarına doğru süzülmüştü. Gelmişti Nilüfer ! Hakikaten gelmişti! Rüya yahut hayal değildi bu ! Dönmüştü evine !

Açık maviler duydukları tıkırtı ile istemsizce çevrilmişti mutfak kapısına. Gözlerine değen adamla genç kızın yüzündeki gülüş bir anda soluvermişti. İçine kesik bir nefes çekerken bakışlarını telaşla kaçırmıştı. Ahsen ise ağabeyinin geldiğini fark ettiğinde ayaklanmış, bakın bahçede ne göstereceğim size diye bir bahane uydurarak oğlanları toparlayarak çıkmıştı evin kapısından. Nilüfer ise duruşunu asla bozmamış, bakışları diğer tarafa çevrilirken bu kez derin bir nefes almıştı. Dün gece babasıyla konuştuktan sonra uzun uzun düşünmüştü. Kırgın kalbi ve gururu onu her türlü ayrılığa sürükleyebilecek kuvvetteydi. Lakin aşkı hepsinden baskın gelmişti. Ne babasının hatrı, ne çocuklar nede karnındaki yavrusu. Buraya bir tek söküp atamadığı aşkı için dönmüştü.

Ağır adımlar atarak girmişti hole Kenan. Üstü başı tam anlamıyla perişanlıktaydı. Fakat Nilüfer'i görmüştü ya, hemen toplarlardı kendini. Yeter ki o bir defa baksındı açık mavileriyle yüzüne. Bir defa adını söylesindi. Öyle hasretti ki o kiraz dudaklardan adının dökülmesine ! Gidip usulca ilişmişti koltuğun diğer ucuna. Boğazından bir yutkunma geçerken elini karısının küçük eline uzatmış, lakin dokunamayıp geri çekmişti.

-Döndün.'dedi kısık bir mırıltı halinde çıkan sesiyle. 'Döndün mavişim. Bak sen gelince yeniden yuva olmuş burası.'

Açık mavilikler yavaş yavaş tırmanmıştı genç adamın yüzüne. On günde solup giden çehresi, uzayan sakalları, hapishaneden sonra henüz toparlamışken yeniden giden kilosu... Kısık koyu kahvelere değmişti nihayet irisleri. Sol yanında iri bir kelebek kanat çırpmıştı. Gözleri ise bir anda boğazın hırçın dalgalarıyla bezenmişti. Kiraz dudakları belli belirsizce kıpırdarken yutkunmuştu. Evet dönmüştü. Sabaha verdiği kararla uyanmış, anne, babasının elini öperek çantasını almış ve çıkmıştı evden. Zorlukla tuttuğu gözyaşları göz pınarlarından süzülmesin isteyerek uzun kirpiklerini kırpıştırmıştı.

Karagümrük Yanıyor (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin