Hug Me|

677 84 37
                                        

Tw:suicide warning!

"Why, who me, why?
Feet don't fail me now
Take me to your finish line
Oh my heart it breaks every step that I take
But I'm hoping that the gates, they'll tell me that you're mine
Walking through the city streets
Is it by mistake or design?
I feel so alone on a Friday night
Can you make it feel like home if I tell you you're mine?
It's like I told you, honey."

...

Hyunjin sessizce oturduğu otobüs durağında kaç saattir durduğunu bilmiyordu. Hava kararmış otobüs seferleri neredeyse bitmek üzereydi. Kucağında tuttuğu okul çantasını daha fazla sıktı.

Ağlamıyordu ama ağlamaya ihtiyacı vardı. Eskiden yediği her bir yumrukta ağladığı için daha fazla yumruk yediğini hatırlamıştı. Acıyla gözlerini kapattı.

Hyun için ağlamak bile zor bir şeydi.

Okul çıkışı kendisi yüzünden okuldan atılmış öğrenciler ile karşılaşmıştı. Bu bir tesadüf değildi. Hyunjin bunu anlamıştı ama kaçmaya fırsatı olmadan çoktan birisinin kolunu omzuna atmasıyla onlarla beraber kendini bir yere giderken bulmuştu.

Hiçbirinin adını bile bilmiyordu. Onlara ne zararı vardı bilmiyordu. Ama onlar için hiçbir şey bitmemişti, farkındaydı. Aylar geçsede Hyunjin'den nefret etmeye devam ediyorlardı.

Bu yüzden Hyunjin'i zorla ara bir sokağa sokmuşlardı. Ve hunharca dövmüşlerdi. İntikam için. Hyun, ellerinden kaçmak istemişti ama yapamamıştı. Başka biri onu yerde yumruklarken diğeri ise kameraya çekmişti.

Daha sonra kendisinden iri yapılı olan birisi üzerine çıkıp zorla gömleğini çıkartmıştı. Diğeri kameraya çekmişti. O pantolunu çıkarmaya çalışmıştı. Diğeri kameraya çekmişti.

Hyunjin için dakikalar süren işkence ara sokaktaki binaların birisinde oturan adamın gürültüden rahatsız olup polisi arama tehditleriyle son bulmuştu. Beş kişi ardına bakmadan uzaklaşırken, Hyunjin kendini bu durakta bulmuştu.

Ne yaptığını bilmiyordu. Ne yapacağını. Üzerindeki yırtılmış gömleği ve morluklara dolu vücudu ile durakta oturmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Hatırladıkça daha sıkı çantasına sarılıyor, titremeye başlıyordu. Aklından binlerce sağlıksız düşünce geçiyordu. Hyun, sağlıklı düşünemediğinin farkındaydı.

Ama bugün yaşadığı her şey onun için sınırdı. Hayatını düzene oturutmaya çalışırken her şey en başa dönmüştü. O toparlanmaya çalıştıkça başkaları yıkıyordu. O dayandıkça başkaları zorluyordu. Hyun, yaşamak istemiyordu.

Dengesiz bir şekilde ayağa kalktığında kolları arasındaki çantayı oturduğu bankın üzerine bırakmıştı. Yoldan hızlıca arabalar geçiyordu ama etrafta kimse yoktu.

Yavaş ve titreyen bacaklarıyla karşısındaki yola doğru yüremeye başlamıştı. Hiçbir şey düşünmek istemiyordu. Sadece herhangi bir arabanın kendisine çarpmasını umut ediyordu. Yolun ortasında kendisine doğru yaklaşan arabayı görmesiyle durmuştu. İçinden her şeyin biteceğini tekrarlamıştı.

Ama hiçbir şeyin bitmediğini sert bir biçimde çarpan araba yerine, birisinin kolundan tutup kendisini çektiğinde anlamıştı.

Araba hızlıca yoluna devam ederken Hyunjin kendini Minho'nun kollarının arasında bulmuştu. Lee Minho, kendisine sarılıyordu. Minho, Hyun'a sarılıyordu.

Kaldırımın ortasında titreyen vücuduna sımsıkı sarılmış ve ona bir şeyler söylüyordu. Ama her panik olduğunda yaptığı gibi sesi titriyordu. Hyunjin, Minho'nun ne söylediğini anlamıyordu.

Hızlıca kollarının arasından kurtulmuş ve gözyaşlarını daha fazla tutamamıştı.

"Beni neden kurtardın?"

Daha sonra ekledi,

"Beni kurtardığını mı düşünüyorsun?"

Minho şaşkınca Hyunjin'in yüzüne baktı. Böyle bir tepki beklemiyordu. Minho o an anlamıştı Hyunjin'in kasıtlı olarak yolda dikildiğini. Savsakça bir adım gerilemişti. Karşısındaki bedene daha dikkatli baktığında darp edilmemiş yeri kalmayan vücudunu görmüştü. Ve bir adım daha gerilemişti.

"Kim yaptı bunu?"

Kısık sesi boş caddede zor duyulurken, rüzgar ikisinide titretmişti. Veya onları titreten rüzgar değildi, kırgınlıktı.

"Seni neden ilgilendirsin ki?"

Hyunjin yorgunca banka oturmuştu. Ağlamaktan nefret ediyordu. Lee Minho'dan nefret ediyordu. En çokta kendisinden. Bir türlü kurtulamadığı kendisinden. O ağlamaya devam etmişti, Minho ise yanı başında onun yalnız bir şekilde acı çekmemesi için acısını paylaşmıştı.

Ve o gün birlikte o durakta sabahlamışlardı. Hyunjin ağladıkça Minho göz yaşlarını silmişti. Minho göz yaşlarını sildikçe Hyunjin ağlamıştı.

...

Reflections, HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin