"I got a bully in my head
Fake love, fake friends
I was broken when you left
Now you hear me everywhere you go
...
La da di, oh la di die
Loving me is suicide"...
İki yabancı.Minho düşündü, aralarındaki bazı şeyler hiç başlamadan bitmişti. Ve şuan onu en iyi tanıyan kişinin kendisine yabancı oluşunu izlemek ürkütücüydü.
Hyunjin onun yüzüne bakmıyor, karşılaşsalar yönünü değiştiriyor, göz göze gelseler kaçıyordu. Yine de Minho bir şey yapamıyordu. Haklıydı. Hayatına normal bir insanmış gibi devam edebilmesi umut vericiydi.
Okulların kapanmasına birkaç ay kalmıştı. Büyük ihtimal ile onu bir daha göremeyecekti. Son sınıftı.
Hyunjin'i ilk tanıdığı zamanı düşündü. 3 yıl önce dönem ortasında gelmişti. Boynundaki boyunluğu ve konuşamıyor olması herkese kendisini ezdirmek için sebep vermişti. Şanssızdı. Minho hiçbir zaman Hyunjin'e sormamıştı neden o hâlde olduğunu. Başkasının durumu beni ilgilendirmez diyerek görmezden gelmişti yaşadığı zorbalığı.
Ne yazık ki Hyunjin'in bunu başkasına anlatabileceği sesi yoktu. Hoş, ses telleri iyileştikten sonrada anlattığı kimse onu umursamamıştı. Hyunjin o zaman anlamıştı kimseye ne kadar dil dökerse döksün önce onun hâlini görmeleri gerektiğini.
Hyunjin ve Minho müzik korosunda yan yana durmak zorundalardı. Yine de Hyunjin onunla hiç konuşmamıştı. Gerçekten onu hayatından çıkarmaya kararlı olduğunu anlamıştı. Minho bir şey söyleyemedi. Öylece yan yana durdular saatlerce. Omuzları birbirine temas ediyordu. Minho'nun gülümsemesine yeterdi.
...
Ertesi gün Hyunjin, Minho'yu etüt salonunda görmüştü. Tek başına öylece masaya kafasını yaslamış, uyuyordu. Birkaç gündür okulda sabahladığının farkındaydı. Evdekilerle sorun oluştuğunu düşündü.
Fazla kafaya takmamaya çalıştı. Birkaç ay, sadece birkaç ay sabretmesi gerekecekti. Belkide gerekmezdi. Hyun, ölmek istedi. Her şey rağmen Minho'yu önemsemesinden nefret etti.
Elinde sıkıca tuttuğu ilaç poşetini ve muzlu sütü uyuyan çocuğun masasına bıraktı daha sonra ise arkasına bakmadan gitti. Arkasına bakarsa fikrinin değişmesinden korktu.
Gerçekten üzgün olabilir miydi? Hyunjin düşündüğüne güldü. İçinde saf kötülük barındıran insanların kolayca değişmeyeceğini biliyordu. Minho istisna olacak son kişi bile değildi
...
Bir kaç gün geçmişti. Minho okula gelmiyordu artık. Hyunjin endişelenmişti. Yinede kendisini ilgilendirmediğini düşünüp susuyordu. Başına yine kötü bir şey gelse onu arardı değil mi? Zaten arasa koşarak gidecekti.
Daha sonra telefonuna gelen bildirim sesiyle gözleri sınıf sohbet gruplarına çevrilmişti. Bastığı linke tıklayıp açılan videoyu korkuyla izlemişti. Video 20 dakikalıktı, Hyun 2. Dakika da kendini zor tutmuş, kapatmıştı videoyu. Sınıftaki diğer herkes videoyu izleyip aralarında gülüşüyor, kahkaha atıyordu.
Midesinin bulandığını hissederek sınıftan çıkmıştı Hyunjin. Videodaki sesler hâla aklında, gülüşmeler kulaklarını tırmalıyordu. Kendini zar zor attığı tuvalet kabininde dakikalarca nefes alamadan kusmuştu.
Bir yandan dışarıdan gelen sesleri duyabiliyordu.
"Sanırım o mazoşist- hyeonjin miydi? Herneyse işte onun yüzündenmiş."
"Bende öyle duydum. Hak etmiş ama o ibne için arkadaşlarını satmak-"
"Belkide ondan hoşlanıyordur? İğrenç"
Hyunjin nefes alamadığını hissetti. Gördüğü videodaki kişi Minho'ydu. Üzerinde yalnızca boxerı vardı. Vücudunun her yeri yaralarla kaplıydı. Videonun girişinde onu defalarca taciz eden çocuk vardı. "Bugün bir ibneye daha haddini bildireceğiz " demişti. Minho'nun gözleri bağlıydı. Elleri ve bacaklarıda bağlanmıştı. Soğuk bir betonda kendi kanı içinde yatıyordu. etrafta bir sürü kişi vardı. Ellerinde demir sopalar. Hyunjin için hepsini tanımak korkunçtu. Vücudunun titrediğini hissediyordu. Nefes alamıyordu.
İçlerinden biri Minhonun üzerine çıkmış ve sertçe dudaklarına dudaklarını bastırmıştı. Daha sonra "iğrenç" diyerek tükürmüştü. Minho ise gülümsüyordu. Hyunjin aklından çıkmayan görüntüler yüzünden kafayı yiyeceğini düşündü.
Ağlamamak için kendini tutuyordu. Elinde sıkı sıkıya tuttuğu telefonunu açtı. Minho'dan gelen hiçbir mesaj yoktu. Onu defalarca aradı ama açan olmamıştı. Ölmemişti değil mi? Onu en iyi anlayan kişinin kendisi olduğunu biliyordu. Hayır, Minho güçsüz biri değildi. Belkide evindeydi. Dinleniyor olabilirdi.
Midesinin tekrar bulandığını hissetti.
...
Hyunjin Minho'dan iki gündür haber alamamıştı. Onu bir daha görebilecekti değil mi? Ona en son ne söylemişti?
Git.
Yumruk atmıştı. Hyunjin şiddetten nefret ederdi. Neden yumruk atmıştı?Kendisinden nefret ediyor olabilirdi Minho. Her ne kadar Minho'dan nefret etse dahi acı çekmesini istemiyordu. En azından o mutlu olabilirdi.
Hyunjin sol elinin titremesini durduramıyordu. Kimse Minho'nun ne hâlde olduğuyla ilgilenmiyordu. Hyunjin asla yapmayacağı bir şey yapıp Minho'nun eski sevgilisine bile sormuştu. Bir haber alıp almadığını.
"Umarım gebermiştir bir yerlerde açıkçası pekte umrumda değil."
Aldığı cevapla derin bir nefes vermişti. Bahsettiği şey komikmiş gibi gülmesi sinir bozucuydu. Minho da kendini görüyordu. Şuan onu önemseyen tek bir kişi bile yoktu. Kendi babası dahil. Birkaç saat önce onu rehber hocasıyla öğretmenler odasında sevişirken gördüğüne emindi.
Hyunjin son birkez daha yalnız oturduğu bankta Minho'yu aramıştı. Okul bitmişti. Ama gelir umuduyla bahçede bekliyordu onu. Aramayı sonlandıracağı esnada telefon açılmıştı.
Hyunjin, Minho'nun hattın diğer ucunda olduğunu biliyordu.
"Yaşıyorsun."
Geri cevap vermemişti. Sadece kesik soluklarını duyabiliyordu.
"Yaşadığın için teşekkürler."
Hyunjin sesinin titrediğini hissediyordu. Kendisine söylemediği cümleleri Minho için kuruyordu. Belki zamanında bir kişi bile ona bunları söyleseydi her şey değişirdi. Ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırdı.
"Sen de. Teşekkürler Hyun."
Hyunjin, Minho'nun sesini duyması göz yaşları ile gülümsemesi tutamadı. Sesi kötüydü. Nefes alış verişi yavaştı.
"Ne için?"
Kısa bir sessizlik oluştu. "Her şey için. En çokta yaşadığın için."
Hyunjin göz yaşlarını tutamadı. Belkide en çok buna ihtiyacı vardı. Hiçbir zaman bu kadar canının yandığını hissetmemişti. Kolay ağlayan biriside değildi.
"Ve özür dilerim Hyunjin. Her şey için."
Yine kısa bir sessizlik oluşmuştu.
"Lütfen özrümü kabul etme."
Telefon kapanmıştı.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reflections, Hyunho
Short StoryTw| bullying, suicide warning, selfharm, toxic rs Hyun, ölmek istiyor.