Asla Vazgeçme

14 (Part 2)

Herkese uzun bir aradan sonra Merhaba :) bölüm içinde yazım yanlışı olabilir bu hatalar kitap tamamen bittikten sonra düzenlencektir. Lafı cok uzatmadan sizi Romanım ile baş başa bırakıyorum. Keyifle okumanız dileğiyle :*

Chang'dan

Şuan size anlatacaklarımı gerçekten dinleyeceksiniz, az önce sevdiğim kadın hayatımın ne kadar boktan olduğumu yüzüme vurdu. Meğer çevremdeki herkes arkamdan iş çevirmeye ne kadarda meraklıymış.

Şimdi siz bana soracaksınız onca olay olurken sen aptal mısın hiç mi bir şey sezmedin. Ailem dediğin kişiler seni kandırırken sen ne yapıyordun? Ben o sırada sevdiğim insanlara koşulsuz güvenmek ile meşguldüm.

Ne bileyim onların bana yalan söyleyecekleri arkamdan bu kadar iş çevirip beni salak yerine koyacakları aklımın ucundan geçmemişti. Sevdiğim kadın beni az önce kardeşimle kıyasladı. Bana kardeşinin aksine duygularınla hareket ediyorsun dedi. Yani kardeşine oranla daha safsın seni çabuk kandırırlar demek istedi.

Haksızda sayılmaz aslında ama bilmiyor ki mantıkla hareket etmek kolaya kaçmak demektir.
Çünkü mantık her zaman doğrucu olduğu için soğuktur ve sonuç odaklıdır. Ama duygular karmaşıktır. İnsan duyguları ile hareket etmeye başladı mı? Karşılaştığı bütün olaylarda bir neden arar yani her olayın olmasında aslında bir neden vardır

Sonra bulduğu bütün nedenleri iyiye yormaya çalışır. Asla negatif düşünmez. Daha doğrusu düşünmek istemez. Tıpkı benim yaptığım gibi. Eğer bu konuda bana aptalsın diyeceksiniz.

Doğru tam bir aptalım. Sevdiği kişilerin her sözüne inanmak isteyen bir aptaldım. Özellikle bu sözleri bana sevdiğim kadın ve şu hayatta en güvendiğim kişi olan kardeşim söylerse sorgulamadan onlara inanırdım. Yani şuana kadar inanıyordum. Ama bu saatten sonra kimseye inanmayacak ve güvenemeyecektim.

Aysel çaresiz bir şekilde gözlerimin içine bakarken susuyordu. Bende sustum. Çünkü artık sözün bittiği yerdeydik. Bu zamana kadar onunla çok şey atlatmıştık aşkımız asla kolay bir hayat sunmamıştı bize.

Hep bir engele takılmıştık. Ama her seferinde daha güçlü bir şekilde ayağa kalmasını başarmıştık.

Belki de o zamanlar birbirimizden güç aldığımız için kolay ayağa kalkıyorduk. Ama şimdi en acımız çelmeyi bana sevdiğim kadın atmıştı. Bu yüzden düştüğüm yerden bu sefer kolay ayağa kalkabileceğimi sanmıyorum.

Şuan ağzımı açıp ona birçok şey söylemek istiyordum. Bağırmak istiyordum. Ona kızmak çok kızmak istiyordum. Ama yapamıyor sadece susup ve paramparça olmuş bir kalp ve güvenle ona bakmaya devam ediyordum.

Daha fazla orada duramayacağımı anladığımda odayı hızla terk ettim. Derin bir nefes alıp yürüyecekken Aysel'in ağlamaya başladığını duydum. Hıçkırıkları adeta odadan dışarıya çıkıyordu.

O an oradan defolup gidip gitmemek arasında bir kararsızlık yaşasam da ardıma bile bakmadan otelden ayrıldım.

Akşamın verdiği cesaretle sokakta gezinen insanları umursamayıp ağlamaya başladım. Siz şimdi diyecek siniz erkek adam ağlar mı? Ağlar, duygusu olan her canlı gibi erkeklerde kalbi çok kırıldığı zaman veya ağlanması gerektiği zaman ağlar.

Yani, ağlamak güçsüzlük belirtisi değildir. Bazen kalpteki zehri akıtmak için de ağlar insan. Her neyse bu kadar saçmalamak yeter. Zaten sizde benim bütün saçmalamalarıma maruz kalmak zorunda değilsiniz.

O yüzden kullanamadığım mantığımı şimdi çağırıp yardım istemenin tamda sırası. Olayları hazmetme aşaması bittiğine göre artık alacağım intikamı düşüne bilirdim.